Omzuma dokunan el ile arkama döndüm. Daha aramanın ve mesajların şokunu atlatamamışken, Adela, Jakup ve annemi görmem ikinci bir şok olmuştu."Yarım saattir seni izliyoruz Nisa, telefonu eline alınca bizi arayacağını düşündük ama ekrana bakakaldın. Bir sorun mu var?" Annemin sesiyle biraz olsun kendime gelirken, Adela hemen yanıma gelip kafasını telefonuma uzatmıştı bile.
"Yuh, kim bu kadar çok aramış? Bir de mesaj atmış. Önemli bir şey olabilir mi?" Telefonumun ekranını hızla kapatıp onlara döndüm.
"Bilmiyorum, eve gidince öğreneceğim artık. Hem, sizin burada ne işiniz var?" Bunun üzerine Jakup kaşlarını çattı. "Sürpriz yapalım dedik Nisiçka, beğenmedin mi?"
Kafamı hayır anlamında sağa sola salladım. "Hayır tabii ki, çok mutlu oldum. Arayacaktım zaten sizi"
"Ama gelen mesajları görünce dondun kaldın, hatta valizin elinden düştü. Anlatsana ya, kimden?" Adela'ya ters bir bakış attığımda gözlerini devirdi. Fazla meraklıydı, eve gidince zaten her şeyi anlatacaktım. "Tamam hadi gidelim, yeterince yorgundur zaten Nisa. Evde konuşursunuz"
Eve gelip hızlı bir duş almıştım. Valizimi de gelişigüzel yerleştirip bizimkilerin yanına indim. Annem mutfaktaydı, Jakup televizyon izliyor, Adela ise telefonumu açmaya çalışıyordu.
"Kızım ne yaptın bunun şifresini ya? İki saattir deniyorum ama açamıyorum!"
"Bana sormayı mı deneseydin acaba?" Bana ters bir bakış atıp telefonumu uzattığında gülerek yanına oturdum. Hızlıca şifremi girip telefonu açtığımda cevaplanmayı bekleyen mesajlar olduğunu gördüm. Şimdi aramalı mıydım yoksa mesajına mı cevap vermeliydim? Düşündüğün şeye bak Nisa, tabii ki arayacaksın. Sesini duymak istiyordum ama.. Aması yok, arayacağım.
"Adela, telefonla konuşup geliyorum"
"Kiminle konuşacaksın, yanına geleyim mi lütfen?" Gerçekten, gereksiz fazla meraklıydı. Gözlerimi devirip balkona doğru yürümeye başladım.
Numarasını tuşladığımda kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Çalıyor, çalıyor, çalıyor...
"Alo?" Hayır Nisa, sesini duyduğun için ağlamamalısın hayır..
"Barış.." Elimi ağzıma götürüp hıçkırıklarımı bastırmaya çalışırken Adela gelmiş, elini "Ne oluyor?"anlamında sallıyordu.
"Sonunda gördün demek ki."
"Barış ben Prag'dayım." Adela, Barış ismini duyunca şaşkınlıktan ağzı neredeyse yere değecek kadar açılmıştı. "Biliyorum Nisa, telefonunun bu kadar uzun süre kapalı olmasının sebebi uçakta olmandan başka bir şey olamazdı. Ama sanırım ben, ben geç kaldım."
"Ne için?" dedim kaşlarımı çatarken. "Geç kaldım işte. Ne olduğunu sorma" Sinirlenmeye başlamıştım. Oyun mu oynuyordu benimle?
"Barış, ne için dedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
basorexiaⁿⁱˢᵇᵃʳ
Teen Fictionᵇᵃˢᵒʳᵉˣⁱᵃbirini aniden öpme isteği ⁿbiz, imkansız mıyız? ᵇben sende imkansızlığı seviyorum, ümitsizliği değil.