Cenk : yarı baygın gözlerimi açtım.
- Doktor ne zaman çıkıcak
- Önce komadan çıkması lazım
Bunlar benden mi bahsediyordu. Tam konuşacakken konuşanadım. Gözlerim kapandı gerisi karanlık.
Hamileliğimin 3 ayındayım. Doktora gittik.
- Nasılsın Mine
- İyiyim doktor
Sonra uzandım karnıma soğuk bi sıvı sürdü bakmaya başladı
- Çocuğunuz erkek
Mert hemen yanıma gelip beni öptü.
Gözleri dolmuştu benimde öyle.
- Duydun mu karıcım erkek adamın erkek çocuğu olur
Dedi kahkaha atarak. Bi tane koluna geçirdim.
- Pislikleşme
Gülmeye devam etti bende gülümsedim deli çocuk. Beraber arabaya bindik. Mert bana bakıp konuşup gülüyordu ki.
- Mert önüne bak!!
Dememle kamyon la çarpıştık. Kulağıma cam kırılma sesleri geldi. Sonrası karanlık.
1 gün sonra : Gözlerimi açtım yavaş yavaş. Nerdeyim ben böyle. Yanı başımda ki hemşire
- Sonunda uyandınız iyi misiniz
Hemen elim karnıma gitti.
- Bana noldu. Bebeğim iyi mi kocam nerde
- Önce sakin olun. Maalesef bebeği kaybettik. Kocanız ise hayla kendine gelmedi. Umarım gözlerini açar yoksa
- Yoksa ne
Bebeğimi kaybettim ama kocamı kaybetmek istemiyordum ağlıyodum hıçkıra hıçkıra
- Ölüm riski var komaya girebilir
Dediği gibi beynimden vurulmuşa döndüm. Ağlamam şiddetlendi onu görmek istiyordum
- Kocamı görmek istiyorum
- Ama yeni uyandınız hal..
- Hemen dedim!
Sözünü kesip bağırdım. Hemen bi odanın önünde durduk. Hemen içeri girdim. Olamaz hareketsiz uzanıyordu. Onu öyle görünce daha çok ağlamaya başladım. Allah ım onu bana bağışla diye yalvardım.
- Beni duyduğunu biliyorum kalk lütfen kalk bebeğimiz bizi bıraktı sende beni bırakma senden başka kimsem yok sana bişey olursa ben yaşiyamam.
Elini tutup öptüm başımı elinin üstüne koyup ağladım saatlerce.
Elimi sıktığı gibi kafamı elinden kaldırdım. Hemen ayağa kalkıp ona baktım. Gözlerini açtı
- Aşkım lütfen konuş iyi olduğunu söyle
- İyiyim
- Hemşire
Geldi muayene ettikten sonra
- Mücize olmalı bu ama gayet iyi durumda sadece dinlemesi gerek
- Tamam doktor
- Ayrıca sizde dinlenin
- Gerek yok ben burda kocamın yanında durcam
Saatler sonra odadan çıkıp kantine inmek için yürüdüm bi odanın önünden geçerken
- Mine Mine Mine
Buda kim di. Merak edip gizlice içeri girdim bi adam uzanıyordu. Yaklaşmam la geri çekilmem bir oldu
Bunun burda ne işi var. Karşımda boylu boyunca uzanan Cenk ti.
Çok çökmüştü. Gözlerinin altı mosmor du teni bembeyaz olmuştu. Kanı çekilmiş gibi duruyordu.
İçeri bi hemşire girecekti ki durdurdum.
- Bu hasta niye burda neyi var
- Siz kimsiniz akrabası falan mı
- Yok ama tanıyorum kendisini
- Hanım efendi içerde yatan kişi aylar hata senelerdir bitkisel hayatta. Buraya geldiğinde yüzü vücudu tanınmicak haldeydi. Zaten onu görmeye kimse gelmiyor ailesi yok sanırım. Sadece bi kişi başında onun da işi var mış çıktı bizide tehdit etti ona bişey olmasın diye
- Tamam teşekkür ederim
Dedim gözlerim dolmuş tu. Demek ki kimsesi yoktu. Kesin burda olan da adamı korumalarından. Peki bunu kim yaptı ona nasıl oldu. Yanına gittim. Bitkisel hayata demişti dimi hemşire ama ben az önce onun Mine dediğini duydum. Biraz yaklaşıp elini tutum buz gibiydi oysaki elleri hep sıcaktı. Çok üzülmüştüm onu bu halde görmek beni yıkmıştı. Ne kadar nefret etsem de. Onu nefretle seviyordum. Aşık değilim ama ne bilim çok üzüldüm gözümden bi damla yaş geldi. Hemşirenin seslenmesiyle kendime geldim.
- Hanım efendi o buraya geldiğinde avucunun içinde bi mektup vardı Mine ye diye yazıyordu
- İsminiz neydi
- Mine
- Buyurun
Mektubu aldım açıp okumaya başladım
Mine ye
Sen benim beyaz gülüm dün. Hatırlıyor musun ilk nerde tanıştığımızı ben hatırlıyorum okulun kolidorunda ikinci katta birbirimize çarpıştık evet o zamanlar senden nefret ediyordum çünkü hep bana kafa tutuyordun. Evet ilk defa sana nerde bişeyler hissettim biliyor musun parti de seni kıskanıp öpmüştüm sonra sen benim için saplantı haline geldin sen gittikten sonra ailemi kaybettim yanımda kimsem yoktu yapayanlızdım bu hayatta seni hep aradım sana kötü davranmıştım çünkü ben sinir hastası olmuştum. Tedavi görmemi istedi babam ama olmadım. Biliyor musun senin ilk uyuduğum da Allah a dualar ettim lütfen onu benden koparma diye hep korkuyordum senin gitmenden benim güzel yüzlü meleğim. Sonra adamlarımdan biri senin izini buldu bana senin evlendiği söylediler işte o gün benim sonum du çünkü başka bir adam dokunmuş tu tenine bende sevdiğim kişinin huzurunu bozmak istemedim. Bütün mal varlığımı sana bırakıyorum hakkını helal et diyemem ama beni affet meleğim seni çok seviyorum elveda
Hıçkırıklara boğuldum sanki boğazıma bir yumruk çökmüş gibi
Ağlıyordum içim yanıyor du ben nasılda üzmüştüm onu o şimdi benden gitcek mi. Gözlerimi silip ayağa kalktım
- Kalk dedim sana böyle gidemezsin sen güçlüsün mücadele vermen lazım uyan dedim
- Göğsüne yumruklar savuruyordum ağlıyarak. Dakikalarca ağladım parmağı mı kıpırdadı yoksa ben mi yanlış gördüm diye dikkatlice baktım tekrar kıbırdadı hemen hemşireyi çağırdım gösterdim
- Olamaz bu nasıl olur o bitkisel hayata ben doktoru çağırim
Koşarak çıktı. Bu gün sevdiğim iki erkekte mücize eseri hayatta tutunmuştu. Onları kaybetme korkusu beni öldürmüştü ki tekrar hayat buldum onlarla.
Doktor gelip muayene edip çıktı. İçeri ayı gibi adam girdi içeri evet bu oydu koruması.
- Senin burda ne işin var. Senin sevinmen gerekiyor nefret ettiğin kişi bitkisel hayata girdi
Diye bağırdı kahve rengi gözleri siyahın en karanlık tonuna dönüştü
- Be... Ben ondan nefret etmiyorum. Ayrıca az önce parmağı kıbırdadı
Doktor böyle giderse tekrar ayağa kalkar dedi
- Ciddi misin sen
- Evet. Ben gidiyorum ona iyi bak
Dedim ve göz yaşlarımı silip odadan çıktım. Kendimi ölü gibi hissediyorum yorgun kırgın mutsuz çaresiz
Tuvalete gidip aynadan kendime baktım bu ben miyim
Elimi yüzümü yıkadım. Kantinden bir şeyler aldım hemen Mert'in yanına gittim uyanmıştı ve beni görünce gülümsedi
- Nerdeydin çok geç geldin
-hiç bir şeyler aldım sana
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETLE SEVİYORUM
ChickLit(+18 yerler vardır istemeyen okumasın ) Şimdi gelelim kitabı tanıtmaya Öğretmen ve öğrenci aşkını ele aldım Nefretle başlayan bi çekişme tutkulu bir aşk ile son buluyor. Okumanızı tavsiye ederim okuyan pişman olmaz....
