12

14.3K 593 439
                                    

Medyada Asya var, burada da Çağan Erdem:

Medyada Asya var, burada da Çağan Erdem:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar!
***

"Bugün cennetten düşmeyelim

Dünyaya kızıp küsmeyelim

Siktiret boşver, içip eğlenelim"

Bağırarak radyodaki şarkıya eşlik ederken Erdem gülerek yan gözle bana bakıyordu. Ona dönüp kahkaha attım.

"Çizgileri çekmişiz, sınırları aşmışız"

Emniyet kemerini gevşetip biraz daha yaklaştım.

"Herkes eve gidince birbirimize kalmışız"

Kaşlarını kaldırıp gülerek bana baktığında göz kırptım ve kendi kendime şarkıyı mırıldanmaya devam ettim

Araba durunca saçlarımı düzeltip omuzlarımı dikleştirdim. Yol boyunca çok iğrenç görünmediğimi sadece umabiliyordum. Erdem arabadan inerken arkada kalmamak için emniyet kemerini açıp kendimi dışarı attım. Ayağımın altına attığım sırt çantamı tek kolumdan geçirdim. Benim indiğimi görünce önden yürümeye başladı, ben de sırıtarak onu takip ettim.

Kaçıncı kez evine gidiyordum? Saymayı bırakmıştım da.

"Evime çok sık gelmeye başladın." Erdem aklımı okumuş gibi gülerek konuştuğunda gülümsemeye devam ettim ve peşinden asansöre bindim.

"Yani, randevulaşıyoruz ya. Çıkıyoruz yani. İnsanlar öyle yapar." Erdem kaşlarını kaldırıp şokla yüzüme baktı.

"Çıkıyoruz?" Omuz silkip yüzümü ondan çevirdim. "Çıkmak ne demek?" Neredeye fısıldayarak konuştuğunda kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Yaşlılar...

Asansör açıldığında aynı anda indik ve Erdem kapıyı açarken ben de hızlıca ayakkabılarımı çıkardım. Romantik bir film düşünmeye çalışıyordum, böylece yavaş müzik girdiğinde gözlerimizin içine bakıp bir saniye duraksamayla öpüşmeye bailayabilirdik ve sonrasında ben kucağına çıkabilirdim ve o da elini kalçama-

Derin bir nefes alıp kuruyan dudaklarımı yaladım ve düşüncelerimi uzaklaştırmaya çalışarak Erdem'in peşinden içeri girdim.

"Hoş geldin, tekrar."

"Hoş buldum." Ne yapacağımı bilemeyerek etrafa baktım. "Nereye geçeyim? Salon? Odan?" Erdem başını eğerek gülümsedi. Utanmış mıydı yoksa hoşuna mı gitmişti söyleyemezdim.

"Salon, şurada. Ben içecek getireyim." Başımı sallayıp eliyle işaret ettiği yere girdim. Çok ferah bir odaydı, açık renk (krem rengi veya beyaz olabilirdi, renklerden o kadar anlamıyordum) duvarlar ve koyu yeşil bir L koltuk vardı. Balkona açılan kapının olduğu duvar tamamen camdı, site manzarası harika değildi ama göze hoş geliyordu. İki tane de tekli koltuk ve ortada cam bir sehpa da vardı. Sehpanın üstüne eğildim. Tıp dergileri. Çok eğlenceli biriydi.

Rebel | Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin