Vahdettin'in İngilizlere Sığınması Hakkındaki Gerçekler

104 2 0
                                    

Atatürk hakkında konuşurken en alakasız konularda bile acımasızca suçlamalarda bulunan Atatürk düşmanları, dinci yobazlar konu Vahdettin olunca toz kondurmamak için her şeyi yapıyorlar. Vahdettin neden İngilizlerle iş birliği yaptı? diyorsunuz Cevap : Eee İstanbul işgal altındaydı iş birliği yapmasın da ne yapsın.  Neden İngilizlerle kaçtı? diyorsunuz. Cevap: Kaçmasaydı öldürülecekti ne yapsın. Sürekli küçük Emrah modunda bir acındırma politikası, sürekli mazlumdu, çaresizdi aslında çok vatanseverdi ama işte şartlar buna zorladı gibi ipe sapa lafa gelmeyen laflar… İşin komik tarafı Vahdettin’i böyle süt dökmüş kedi yavrusu gibi göstermeye çalışanlar aynı zamanda ”Kurtuluş savaşını Vahdettin başlatmıştı her şeyi planladı paşa git vatanı kurtar dedi”diyerek bir aslan yaratabiliyorlar. Bir karar verin. Hangisi gerçek Vahdettin ? Mazlum, çaresiz, boynu bükük adam mı? Yoksa Kurtuluş savaşının kahramanı olan mı? Ne kadar yalan söylerseniz söyleyin en mükemmel yalanın bile bir çelişkisi vardır. Bu yüzden uğraşmayın olmuyor… beceremiyorsunuz…

Vahdettin’i acındırma politikasının çok klişe bir sloganı vardır. Kurtuluş savaşındaki ihanetini aklamayı başaramayanlar, Anadolu’ya neden geçmedi? sorusuna ”İstanbul işgal altındaydı nasıl geçsin ki” diye cevap verenler, Kurtuluş savaşı sonrasında İngiliz zırhlısıyla kaçmasına ise şu bahaneyi söylüyorlar : Kaçmasaydı öldürülecekti. Her zaman olduğu gibi içi boş bir cevap. Bu saçma bahaneye şu kısa cevap verilebilir : ”Bir padişahın kendi halkı tarafından öldürülmesi düşmana sığınmasından çok daha şereflidir. ” Aslında bu kısa cevapla konu kapatılabilir fakat her zaman olduğu gibi Vahdettin’in kaçışını belgelerle açıklayacağım.

Vahdettin’in neden kaçtığını anlamak için biraz geçmişe dönmemiz gerekiyor. Yunan ordusunun İzmir de bozguna uğramasından sonra müttefik devletlerle barış görüşmelerinin yaklaştığı günlere dönelim. 26 Ekim 1922 de İngilizler hem TBMM hükümetini hem de İstanbul hükümetini barış görüşmelerine çağırmıştır. Ankara hükümeti bu davete 29 Ekimde olumlu cevap vermiş fakat  konferansa İstanbul hükümetinin davet edilmesi durumunda görüşmelere gelmeyeceğini ifade etmiştir. İstanbul hükümetinin dış işleri bakanı Ahmet İzzet Paşa ise Ankara hükümetinin bu restine karşı çıkıp İstanbul hükümetinin ”yasal hükümet” olduğunu ve konferansta temsil hakkının bulunduğunu söyleyerek karşılık vermiştir. Bu karşılıklı restleşmelere bir son vermek isteyen Tevfik Paşa, Mustafa Kemal’e”konferansa ortak bir delege heyetiyle katılma” isteğini iletmiş fakat bu istek Osmanlı saltanatının sonu olmuştur. 30 Ekim 1922 tarihli meclis oturumunda Tevfik Paşa’nın mektubu vekiiler tarafından büyük bir öfkeyle karşılanmıştır. Hatta o kadar büyük bir öfke yaratmıştır ki Diyarbakır mebusu Hacı Şükrü bey ”Vahdettin’in besmeleyle taşlanarak öldürülmesini”meclise teklif etmiştir. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiyi aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz

http://tibbiyelihikmet.wordpress.com/2014/07/22/vahdettin-cumhuriyetin-ilanindan-sonra-hain-ilan-edildi-yalani/

Bu ateşli tartışmalara, küfürlere sahne olan meclis oturumuna baktığımızda Vahdettin’in zerre kadar itibarı kalmadığını görüyoruz. O gün Vahdettin mecliste olsaydı büyük ihtimalle linç edilerek öldürülürdü Yani saltanat kaldırıldığı gün yobazların iddia ettiği gibi milletin Vahdettin’e saygısı falan yoktur. İnsanlar hala saltanata bağlıdır ama Vahdettin’den nefret etmektedir. Makama bağlılık ile kişiye bağlılığı ayırt etmek lazım. Vahdettin saltanat kaldırılsa da kaldırılmasa da yolun sonuna gelmişti.   Millet saltanata bağlı olsa da  Vahdettin’e karşı büyük bir öfke duymakta, ağır sözler söylemekte hatta tramvaylara ”Kahrolsun Vahdettin” yazmaktadır

“Büyük zafer İstanbul’da büyük şenliklerle kutlanıyordu. Halk gündüzleri meydanlara toplanıyor, her yerde heyecanlı nutuklar söyleniyordu. Padişaha karşı yer yer en ağır sözler sarf ediliyor, hakaretler yağdırılıyordu. Aynı gün kalabalık bir grup Yıldız Sarayını önüne gelerek padişahlık aleyhine gösteriler yapmıştı. Mevlit gecesi ise tramvayların üzerine tebeşirle, ‘Kahrolsun Vahdettin’ sözleri yazılıyordu. Saraydaki görevlilerin, memurların çoğu korkudan gelmiyordu.” (Yılmaz Çetiner – Son Padişah Vahdettin s.258)

ATATÜRK HAYATI, ATATÜRK DÜŞMANLARI, CUMHURİYET DÜŞMANLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin