"Atatürk Din Düşmanıydı" İddiasının Altında Yatan Gerçekler - 1

93 2 0
                                    

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti ve gerçekleştirdiği devrimleri, bilgi birikimleri yetmediğinden doğrudan eleştiremeyenler yıllardır şahsına yönelik iftiralarda bulunmuştur. İnancından, alışkanlıklarına ailesinden soyundan sopundan cinsel tercihine kadar akla gelebilecek ne varsa yazdılar söylediler. Her ne kadar ortaya attıkları ateistti, babası belli değildi, içki içerdi, eş cinseldi gibi iddialar bir ayıp ya da suç olmasa da halkın gözünde küçük düşürme amacı taşıdığından çirkin olarak nitelendirilebilecek iddialar. Yoksa ne ateist ne gay ne de babası belli olmamak suç değildir fakat söz konusu Atatürk olunca kullandığınız her sıfatın anlamı değişiyor. .

Bugüne kadar dinci kesimin Atatürk hakkındaki en büyük iddiası ”Atatürk dinsizdi” ”din düşmanıydı” iddiasıdır.  Yaklaşık 70 yıldır bu iddiayı işlediler, yazdılar konuştular, bağırdılar her türlü yolu denediler ama bir yerde tıkanıyorlardı. Tıkandıkları yer belgeydi. O kadar yazıp konuşmalarına rağmen ellerinde ”dinsiz olduğuna dair ” bir belge yoktu.  Yardımlarına kim koştu dersiniz ? Başka Atatürk düşmanları mı? Hayır.  Yobazların imdadına koşanlar yıllarca kendilerini ”Atatürkçü” olarak tanıtan bazı Atatürkçülerdi.  Bunu neden yaptılar? Atatürk’ün inancı neden tartışma konusu oldu? Neden bu Atatürkçüler ”Atatürk dinsizdi bakıııııııııııııııın” deme ihtiyacı hissettiler? Neden başka konularda Atatürk’ü bu kadar ateşli savunmadılar? Mesele  sadece Atatürk’ün inancı mıydı? Yoksa asıl amaç farklı mıydı? Şimdi sırayla bu sorulara cevaplar bulalım ve yobazlara kimlerin nasıl destek olduğunu teker teker görelim

DOĞU PERİNÇEK VE MEDENİ BİLGİLER

Yobazın değirmenine su taşıyan kişilerden biri Doğu Perinçektir.  Yıllardır bir yaprak gibi rüzgar nerden eserse o tarafa yüzünü dönen, son zamanlarda ise Atatürkçülüğü kimseye bırakmayan Perinçek yayınladığı 2000′e doğru dergisinde ”Atatürk’ün el yazılarını” Atatürk’ün dinsizliğine kanıt olarak yayınlamıştır..

Perinçek’in yayınladığı yazılardan bir bölüm:

“Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir etkide bulunmadı. Aksine, Türk milletinin milli bağlarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammedin kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde kapsayıcı bir Arap milliyeti siyasetine indirgeniyordu. Bu Arap fikri, Ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını Allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allaha kendi milli dilinde değil, Allahın Arap kavmine, gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve yakarıda bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında Türk milleti bir çok yüzyıllar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin anlamını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, Türk milletince, karışık, cahil hocalar ağziyle, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupa’da, Allah kelimesinin yüceltilmesi parolası altında, hıristiyan milletlerini idareleri altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler. ( Vatandaş için medeni bilgiler s.361-366)

ATATÜRK HAYATI, ATATÜRK DÜŞMANLARI, CUMHURİYET DÜŞMANLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin