"Atatürk Filistin Cephesinde Esir Düştü" Yalanı

65 2 0
                                    

Tarihçiliği insanlara gerçekleri anlatmak yerine menfaat ve kazanç sağlamak için yapanlar gün geçmiyor  ki yeni bir tarihsel yalan uydurmasın. Genelde hiçbir mantığı ve sağlam dayanakları olmayan, tamamen toplum mühendisliği amacı güden, insanların zihninde farklı algı yaratmaya çalışan uyduruk iddiaları sistemli bir şekilde sırayla servis ediyorlar. Maalesef tarih kültürü zayıf, hayatı boyunca tek bir tarih kitabı bile okumayan insanlar bu yalanları gerçek sanarak, gerçekte bir lise öğrencisinin tarih bilgisinden bile yoksun insanlara sözde ”gizli gerçekleri açıklayan” tarihçi gözüyle bakıp prim yaptırıyorlar.

Bu konuda son yıllarda hepinizin bildiği bir yazar var. Yıllardır Kadir Mısıroğlu ve Necip Fazıl gibi tarih yalancılarının söylediği yalanlarını ısıtıp ııtıp milletin önüne ”gizli gerçekleri” bulmuş gibi koyan bu sahtekarın artık adını yazmak istemiyorum. Tarihle az çok ilgilenenler kimden bahsettiğimi anlamıştır. Her gün yeni bir yalan uydurmak için masa başında kafa patlatan, canı sıkıldığında bilgisayar başına oturup ”Google” dan gizli belgeler bulan ve bulduğu gizli belgeleri twitter hesabından yayınlayan sözde süper tarihçimiz yeni bir gizli gerçeği daha ortaya çıkardı. Efendim iddiaya göre Atatürk Filistin cephesinde esir düşmüş, bin altın vererek kurtulmuş, resmi tarih bunu gizliyormuş ve daha bunun gibi bir çok saçmalık. Şimdi süper tarihçimizin yazısına biraz bakalım.

Tüm yazılarında olduğu gibi bu yazısında da aynı taktiği uygulayarak”Atatürk’ü resmi tarihin kahraman ilan ettiğini” ifade ederek algı operasyonuna başlıyor.

”İtiraf etmek zor gelse de Tek Adam’ı parlatmak adına yapılan tarihi mıncıklama operasyonuna artık son verilmeli ve yenilgilerimizin tarihi de adam gibi yazılmalıdır. Maziden alacağımız dersler yere düştüğümüz noktaları iyice tanımaktan geçer de ondan. 40 günde Osmanlı Devleti’ni çökerten Filistin-Suriye yenilgisinin hazin hikâyesi henüz yazılmamıştır. Bazı sarsıcı sahneleri ise hemen hiç…”

Atatürk’ü resmi tarih parlatmışsa şunu sormak gerekiyor. Atatürk’ün kazandığı harp madalyalarını Cumhuriyet mi verdi? 2 kez ”üstün hizmet madalyası” kabul edilen ”İmtiyaz madalyasını” kendisinden hiç hoşlanmayan Enver Paşa’nın iktidarda olduğu dönemde kazan masını hangi parlatmayla açıklayabilirsiniz? Cevap… Her zaman ki gibi yok. Neyse devam edelim. Yazıya ”resmi tarih yalan söylüyor” diyerek başlayan yazarımız yazının devamında şunları söylüyor:

”Belgeyi vermeyince vatanı mı kurtarmış oluyorsunuz? Yeter artık, milleti ergen çocuk yerine koyduğunuz! Sakladığınız belgedeki hadiseyi onu bizzat yaşamış olan Mustafa Kemal Paşa kendi ağzıyla anlatıyor. O saklamamış 1926’da, açıkça anlatmış ama sizler 2010’lu yıllarda korumaya almışsınız! Bu nasıl bir zihniyet?”

Ne kadar sert bir giriş değil mi? Yeter artık verin şu belgeyi gerçekleri gizlemeyin. Farklı algı yaratmak için mükemmel bir vurgu… Hem Atatürk bile esir oldum demiş  niye gizliyorsunuz diyerek yazısını bir kat daha kuvvetlendiriyor. Atatürk bile söylemişse şu belgeyi vermek lazım değil mi? Ne kadar ayıp.. Peki ama gerçekten böyle bir belge var mı? Atatürk ben esir düştüm demiş miydi? Yazıya devam edelim. Bakalım Atatürk nasıl ben esir düştüm demiş

”Gazi’nin, Mahmut Soydan ile Falih Rıfkı Atay’a 1926’da anlatıp aynı tarihte “Milliyet” ile “Hakimiyet-i Milliye” gazetelerinde beraber yayımlanan hatıraları. Ben Atay’ın İş Bankası Yayınları’ndan çıkan “Atatürk’ün Hatıraları” (1965) kitabından aktarıyorum (s. 69-70). Olayın kahramanı anlatıyor:

“Halep’in şark cephesinin işgal olunduğuna dair karışık bir haber geldi. Yakın bir tehlikeyi gösteren bu haberin doğru olup olmadığını anlamak için bizzat o tarafa gitmeyi tercih ettim. Otomobilde (Suriye Valisi) Tahsin Bey, yaverim Cevad Abbas Bey vardı. Şehrin şark girişinde bir kalabalığın içine daldık. Bunlar asker kıyafetini taşıyan urban ve bedevilerdi. Esir olmuştuk.”

ATATÜRK HAYATI, ATATÜRK DÜŞMANLARI, CUMHURİYET DÜŞMANLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin