2

1K 100 33
                                    

San sadece pislenen yeri sildikten sonra,bitirdiğinde tüm pastaneyi sildiğini fark etmiş ve elinin tersiyle alnından akan teri silmişti.Soluklanırken saate bakmış ve 22.10 olduğunu görmüştü.Hava kararmış ve müşteriler gitmişti.

Paspası duvara doğru dikledikten sonra üstünü çırpıp kasada ki çocuğun yanına ilerlemişti.Çocuk paraları sayarken sırıtmıştı. ''Ne için çalışmaya geldin bilmiyorum ama temizlik görevlisine ihtiyacımız vardı.Bu konuda iyisin.'' Söylediklerine Jongho'da gülmüş ve önlüğünü çıkarmıştı.

San gülmelerini aldırmamıştı.''Şey sağolun ama benim asıl amacım mutfakta çalışmak.Pasta yapmak istiyorum.O da olmazsa garson bile olup yine de bir şeyler öğrenmeye çalışırım.'' Bu dedikleriyle Jongho kasanın yanına gelmiş ve baş parmağını San'a uzatmıştı. ''İşimden uzak dur !'' San kaşlarını kaldırmış ve kafasını iki yana sallamıştı.Çocuk yeniden gülüp Jongho'ya bakmıştı. ''Sakin ol lütfen.Bir takviye güzel olabilir aslında ama onun öncesinde seni tanıyalım.'' Bakışları San'a döndüğünde,San yutkunmuştu.

''Ben Choi San.Kyungsang Üniversitesinde,gastronomi okuyorum.Kendimi bildim bileli annemle mutfaktayım ama bazı nedenlerden dolayı okumak dışında özel bir eğitim alamadım.Evden ne kadar öğrenebilirsem o kadar ilerleyebildim.Bu yüzden burada çalışmak istiyorum.'' 

Çocuk aynı üniversite de olduklarını anlayınca tek kaşını kaldırmıştı.Paraları kasaya koymuş ve ellerini önlüğünün cebine koymuştu. ''Hiç tecrübesi olmayan birini yanıma neden alayım ki ?'' San kafasını eğerek konuşmuştu. ''Hayalimi gerçekleştirmemde ki tek umudum bu pastane.'' Kafasını kaldırdı. ''Siz benim tek umudumsunuz.''

Duyduklarıyla bir an için geçmişe giden gri saçlı çocuk hızla kendine gelip boğazını temizlemişti.Elini San'a doğru uzatıp tebessüm etti. ''O zaman sana bir şans vereceğim ama eğer gittikçe daha da batarsan,seni burada tutmak için elimde hiçbir neden kalmaz.'' Mutluluktan gözlerini sonuna kadar açan San hızla çocuğun elini iki eliyle kavrayıp sallamaya başlamıştı. 

''Çok teşekkür ederim.Yüzünü kara çıkarmayacağım.Elimden gelenin en iyisini yapmaya hazırım.'' Çocuk da gülmeye başlamış ve alt taraftan bir önlük uzatmıştı. ''Bunu al yarın yine bugün geldiğin saatte gel.'' San küçük bir çocuk gibi mutlulukla kafasını sallamış ve önlüğü almıştı.

Tam kapıya ilerlediği sırada aklına gelen şeyle durmuş ve çocuğa dönmüştü.Çocuk sanki ne dediğini anlarcasına gülmüş, ''Adım Wooyoung.'' demişti.San,gülümseyerek kafasını sallamış ve koşarak pastaneden çıkmıştı.

Wooyoung da önlüğünü çıkarmış ve gitmeye hazırlanacağı sırada Jongho'ya dönmüştü. ''Ya ama bakma bana öyle.Dayanamadım işte.Bir an için kendimi gördüm.Hem gayet de iyi birine benziyor.'' Jongho gözlerini devirmiş ve pastanenin anahtarlarını almıştı. ''Çocuk gerçekten sazan gibi bir şey.Altından bize bela çıkmasında Wooyoung.Biliyorsun zar zor geldik buralara.''

Jongho haklıydı.Bu pastaneyi açmak için Wooyoung çok şeyden fedakarlık etmişti ve tüm bu süre boyunca Jongho yanında olan tek kişiydi.

Wooyoung hafifçe tebessüm ettikten sonra kolunu Jongho'ya atmış ve yanağını sıkmıştı. ''Merak etme senin yerini alamaz.'' Gülerek pastaneden çıkmış ve kapıyı kilitlemişlerdi.

Bu sırada San resmen uçarak eve gelmiş ve heyecanla Yunho'yu arayıp yanına gelmesini söylemişti.Evde seke seke ilerleyen San mutfağa geçmiş ve kutlama adına atıştırmalık bir şeyler hazırlamaya başlamıştı.Patlamış mısırları patlattıktan sonra kapının çalmasıyla koşarak kapıya koşmuştu.Arkadaşının geldiğini sandığı için gülümseyerek açtığı,kapı babasını görmesiyle anında yerini sönmüş ifadeye bırakmıştı.

Babası samimiyetsizce gülüp kapıdan içeri girmişti ve boynunda ki fuları çıkarıp San'nın eline tutuşturmuştu.San'nın tüm mutluluğu sönmüştü.Elinde ki fuları askılığa astıktan sonra babasının arkasından salona ilerlemişti.

''Sana daha güzel bir ev alabilirdik.Burası fazla küçük.'' Kendini koltuğa bırakmış ve kollarını arkaya doğru açmıştı. '' Burası bana yetiyor.'' San gözlerini devirmiş ve mutfak tezgahının üstünde fark ettiği önlüğünü görünce gözlerini sonuna kadar açmıştı.

''Eee senden daha aşağı insanlarla okumak nasıl bir duygu ?'' San arka arkaya doğru tezgaha yürürken konuşmuştu. '' Benden zeka olarak daha yukardalar.Emin ol baba.'' 

Babası yeniden samimiyetsiz bir şekilde gülmüş ve ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerlemişti.San daha da panik yapmış ve tezgaha ulaştığında hızla önlüğü yere atmıştı. '' Ne oldu ? Ne istiyorsan sana ben verebilirdim.'' Telaşının sesine yansıdığını anladığında derin bir nefes almıştı.

''Su alacaktım sadece.'' İri adam gözlerini kısarak mutfakta ki atıştırmalıklara bakmıştı. ''Birini mi bekliyordun?'' San etrafa bakıp kafasını sallamıştı. ''Evet Yunho gelecekti.'' 

Kafasını 'anladım' anlamında sallayan adam bardağı almış ve su doldurup içmişti.San yerde ki önlüğü ayağıyla biraz daha kenara itmişti.

Babası bir süre San'ı süzdükten sonra kapıya doğru ilerlemişti.San da hızla peşinden gitmişti.Adam fuları bağlarken konuşmuştu. ''Umarım aklın başına bir an önce gelir.'' Sözlerini bitirdikten sonra kapıyı açmış ve çıkıp gitmişti.

San derin bir nefes alarak kapıya yaslanmış ve yüzünü ovuşturmuştu.Çünkü gerçekten ucuz yırtmıştı.Kapının yeniden çalmasıyla irkilmiş ve açmıştı.Bu sefer gelen doğru kişiydi.

Yunho elinde ki şarabı San'a uzatıp içeri geçmişti. '' Babanın Busan da ne işi var ?'' San da iç geçirerek arkadaşının peşinden mutfağa ilerlemişti.

Yunho yerde ki önlüğü kaldırıp incelemeye başlamıştı. '' Bunu böyle yerde çiğnemek için mi bu kadar can attın sen ?'' San,gözlerini devirip önlüğü elinden almıştı. ''Hayır tabii ki de süperzeka.Babam gelince elim ayağıma girdi.''

Yunho hafifçe kıkırdamış ve tezgahta duran şekerlerden ağzına atmıştı. ''Neyse sen onu bunu boşver de bugünü anlat.Ne oldu bugün ?'' San girdiği o havadan biraz da olsa çıkarak iki bardak almış ve şarabı açmıştı. '' Sanırım vuruldum.'' Yunho yediği şeyi öksürmeye başladığında gözlerini büyütüp San'a bakmıştı. ''Ulan iş diye gittin sen oraya.'' San doldurduğu bardağa arkadaşına uzatarak sırtını ovmuştu. ''Off biliyorum ama işte Yunho onu görmeliydin.Orası bir peri masalıysa,o gerçekten prensti.'' 

Kendine doldurduğu bardağı yudumladıktan sonra iç geçirerek uzaklara dalmıştı.Yunho,daldığı yere doğru parmağını şıklatmış ve gülmüştü. ''Senin yine önceliğin iş olsun.Asıl konudan sapma şapmiyon.''


Herkese selamlar.Böyle bir bölüm yazdım ama gram emin değilim.Neyse işte saldım gitti.

jenny | woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin