Wooyoung,San'ı hastaneye sürükledikten sonra eline baktırmış ve 3.dereceden yanık olduğunu öğrenmişti.
Yolda pastaneye gelene kadar San'nın başını yemiş ve eli için yapması gerekenleri tekrar tekrar sıralamıştı.
San ise yol boyunca ona odaklanmış ve konuştukları sadece kulağına uğultu olarak gelmişti.
Bu uğultuyu bölen şey ise "Bugün çalışmayacaksın." demesi olmuştu.San anında kendine gelmiş ve bir hışımla Wooyoung'a dönmüştü. ''Ne ? Hayır Wooyoung saçmalama çalışabilirim.Hem o keki bugün tek elimle yaptım.''
Wooyoung sadece kafasını olumsuz anlamda sallayarak pastaneye girmişti.Onaylar sesler çıkartıyordu ama bu daha çok 'Rüyanda görürsün' mırıltıları gibiydi.
San'da arkasında yalvararak dolanmış,Wooyoung ona hızla dönünce burun buruna gelmemek adına San hızını son dakika kesmişti. ''Bugün kasada benim yanımda dur.Yarın duruma göre bakarız.''
Bütün gün Wooyoung'un dibinden ayrılmama fikri San'ı oldukça cezbetmiş ve direk ''Olur.'' demişti.
Kasada Wooyoung'un yanında yerini almış ve kollarını masaya koyarak onu izlemeye başlamıştı.Arada göz göze gelseler de San bunu umursamamış ve gözlerini ondan çekmemişti.Daha önce ilişkileri olmuştu elbette ama hiçbirinde kalbinin böyle havalandığını hissetmemişti.Bu ilkti.
Wooyoung,müşteriye para üstünü verdikten sonra San'a dönmüş ve parmağını şıklatmıştı. ''Beyefendi iyi misiniz ?'' Bu söylediğine güldükten sonra San saçlarını düzeltip boğazını temizledi. ''İyiyim,iyiyim.Hatta çok iyiyim.'' Wooyoung sargılı olan elini kavradıktan sonra avcunu kendine doğru döndürmüş ve okşamıştı.San acıyla karışık tuhaf bir şeyler hissetse de bu anın bitmesini istememişti.
Yarım saattir gözlerini bir saniye bile çekemediği insana şu an bakamıyordu.Wooyoung'da kafasını kaldırmadan sargısını okşuyordu.O sırada kapının üstünde duran zil ötmüş ve içeri bir müşteri girmişti.
Wooyoung yavaşça elini çekmiş ve gelen kişiye gülümsemişti. ''Hoşgeldiniz,buyrun.'' Karşıda ki kişide ''Hoşbulduk'' demiş ve gülümsemişti.San tanıdık sese karşı kafasını kaldırmış ve Yunho'ya bakıp sırıtmıştı.
Wooyoung birbirlerini tanıdıklarını anladığında çaktırmayıp devam etti. ''Ne arzu edersiniz ?'' Yunho da tebessüm edip San'ı işaret etti. ''Sadece bir dakikalığına onu.'' San ise gülmüş ve Wooyoung'a bakmıştı.
Wooyoung kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra arkalarından gelen müşteriye baktı.San olduğu yerden çıkıp Yunho'ya sarılmıştı. ''Senin burada ne işin var ?'' Yunho da sarılmasına karşılık vermiş ve geri çekilmişti. ''Bana dediğin gibi kaydını dondurdum.Birkaç tanıdık olduğu için kolay oldu ama yine de bu çok büyük bir karar.Ya baban öğrenirse ?''
San gözlerini devirip,alçak sesle konuştu. ''Öğrense buna sevinir emin ol.Zaten orada okumamı istemiyordu.Ayrıca hem oraya hem buraya koşturamam.Orası bana burada ki deneyimlerimden fazlasını katamaz.'' Dönüp Wooyoung'a bakmıştı. ''Onun gibi birisini de.''
Wooyoung ile göz göze gelmiş ve birbirlerine gülümsemişlerdi.Yunho San'a bakmıştı. ''Aynı okulda olduğunuzu söyledin.Madem bu kadar tutuldun,niye dondurdun o zaman ?
''Sebebini bilmiyorum ama o da gitmiyor.Sormak istiyorum ama daha öyle uzunca konuşmadık hiç.''
Yunho yüzünü ovuşturdu. ''Ya bir sevgilisi falan varsa ? ya da sevdiği birisi.Bunlar olası şeyler biliyorsun.'' Kendine bunları inandırmak istemese de Yunho haklıydı.Daha hakkında adı dışında hiçbir şey bilmiyordu.İlk görüşte aşk zırvalıklarına pek inanmasa da sanırım başına tam da bu gelmişti.
Yunho ayaklanmış, ''Neyse ben gidiyorum o zaman.Her an bir yerden baban çıkabilir.Korkuyorum o adamdan.'' San da ayağa kalkmış ve gülüp omzuna vurmuştu.Arkadaşını uğurladıktan sonra Wooyoung'un ve Jongho'nun yanına gelmişti.
Jongho,San'ı süzmüştü. ''Sende ne çıtkırıldımmışsın öyle.Ne çabuk pes ettin.Tabii bende sen olsam,benim gibi birine karşı pes ederdim.'' Kötü adam gibi gülmüş ve tepsiyle San'ı dürterek müşterinin yanına ilerlemişti.
Wooyoung gülmüş,San ise göz devirerek kıkırdamıştı. ''O gün kaçamak yaptığın kişi o muydu ?'' San burnunu çekmişti. ''Evet.'' Wooyoung kaşlarını kaldırmış ve kasanın şifresini girmişti. ''Senlik biri gibi duruyor.Sadece arkadaş olduğunuza emin misin ?''
San gözlerini sonuna kadar açmış ve anlamayan bakışlarını Wooyoung'a sunmuştu. ''Aaa evet tabii ki de.Biz çocukluk arkadaşıyız.Aramızda öyle bir şeyin lafı bile olmaz.Ayrıca ben gay-''
Wooyoung'un huyu olan laf kesmesini yine yapmış ve tek kaşını kaldırarak sırıtmıştı. ''İşte bu cümlenin gerisine asla inanmam.'' Wooyoung sırıtışlarına devam ederken,San kıpkırımızı olmuştu.
Çünkü bunu kendine hiçbir şekilde sesli söylememişti.Bundan önce ki ilişkileride tamamen kızlar üzerineydi.O yüzden Wooyoung bu konuda da ilkti.Bu konuşmayı şu an onunla yapıyor olmak extra bir gericilik taşıyordu.
''H-hayır nereden çıkardın ? Ben..yani..şey..işte'' Kekelerken kafasını kaşımış ve kaçmak için bir yol bakınmaya başlamıştı. ''Hey hey sakin ol.Merak etme bunda utanılacak ya da söyleyemeyecek en ufak bir durum yok.Çünkü bende gayim.''
San'nın kulaklarında son cümle defalarca yankılanırken deli gibi dans etmemek ve zafer bayrakları asmamak için kendini tutuyordu.Kendinden az az emin olsa da Wooyoung için dibine kadar gay olmaya hazırdı.Umutları biraz daha yeşerirken,bu mutluluğu yüzüne yansımıştı.
Wooyoung,gülümseyerek kaşlarını çattmıştı. ''Niye sırıtıyorsun sen öyle ?'' San şu an ne söylese kahkaha olarak çıkacaktı.Bu çok yanlış anlaşılabilirdi.Wooyoung onunla dalga geçtiğini sanabilirdi.Bu nedenle o mutluluğu koca bir lokma gibi yutmuş ve dudaklarını birbirine bastırmıştı. ''Şey..hiç..ben biraz hava alıp geleceğim.''
Wooyoung,bir şey söylemek için ağzını açmış ama San ışık hızıyla pastaneden çıkınca arkasından gülmüştü.
San dışarı çıktığında derin bir nefes almış ve olduğu yerde saçma sapan dans etmeye başlamıştı.İnsanlar ona tuhaf tuhaf bakıyor,çocukları olan insanlar çocuklarının gözlerini kapatıp yanından geçip gidiyorlardı.
Bu sırada çöpü boşaltan Jongho,San'ı görmüş ve koşarak yanına gelip kolundan tutmuştu.''Ulan sonunda doğal habitatına mı döndün ? Dursana rezil oluyorsun.
San,Jongho'yu görünce daha çok gülmüş ve kafasını tutup kendine çekerek yanağına kocaman bir öpücük bırakmıştı.Öpücükten sonra tüm büyü bozulmuşcasına kendine gelmiş,ne yaptığını anlayınca yumruğunu ve dişlerini sıkan Jongho'ya bakmıştı.
Yalandan gülmeye çalışmış ve geri geri gitmişti. ''Aaaa şey Jongho..O yanlışlıkla oldu.Ben seni Yunho sandım.'' Mazereti kendini bile tatmin etmemişti.Jongho gözlerini kapatmış ve dişleri arasından konuşmuştu. ''Kaçman için 3 saniyen vardı.'' Üstüne yürüyerek, ''ve o da biraz önce doldu.'' Avazı çıktığı kadar bağırdıktan sonra San'ı kovalamaya başlamıştı.
Yeniden selam herkese.Bu da böyle ara bölüm gibi bir şey oldu.Çöp olmuşsa kusura bakmayın.Beynimi ilk kez bu kadar zorluyorum.İyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jenny | woosan
Teen Fictionarkadaşlığımızı bozmak istiyorum,çünkü biz aşıklar olmalıyız.