19-Dörtlü

1.2K 82 77
                                    

Kedi suratlı mıncırılası şey🥰

_________________________________________

Malikaneye geldiğim günden beri aksiyon artık hayatımın tanımıydı resmen. Ve yine aksiyonlu bir şeylerden sonra yine gece okuluna gidiyordum, allahtan gece gidiyorum okula. Sabahın gürültüsünde okula gittiğimi  düşünüyorum da. Felâket resmen.

Yine o siyah limuzin de okula gidiyorduk, ruhsuz ruhsuz oturuyorlar benimle birazcık bile muhabbet etmiyorlardı. Hele şöför zaten ondan hiç bahsetmek istemiyorum.  Öylece yolu izlerken bir anda araba bir taşa çarpmış gibi sallanmaya ve yolda zik zak çizmeye başlamıştı, kemerlerimiz takılı olsa bile hafif savruluyorduk. En son gözümüz kapandığında dağın bir bölümüne çarptığımızı gördüm.

Arabanın üstü açılmıştı, üstteki dağ parçasında bulunan dört kişi gördüm. Dördüde de doğruca bana bakıyordu, bense diğerlerine. Ama onlarda şoförde bayılmıştı, üstteki dört kişi bir anda kaybolmuştu. Gözlerimi kırpıp tekrar baktığımda yanımda belirmiştiler. İçlerinden uzun olan elini beni sırtına almıştı, konuşacak ve hareket edecek gücüm yoktu bu yüzden Choi kardeşlere hiç bir şey söyleyemedim.

Gözlerim tekrar kapanırken sadece beni bir yere götürdüklerini hatırlıyorum, başka bir yere Choi'lerin malikanesinden çok daha farklı. Daha çok villa tarzında.

...

Minho'dan...

Etrafı görmeye başladığımda herkes yerde yatıyordu, arabanın tavanı soyulmuştu ve Erica içerde değildi. Nasıl?

"Az önce ne oldU?"

Diye sorduğunda Felix, bende ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Herkes bir bir, ufak tefek çizik yaralarla ayağa kalkıp üstünü başını düzeltiyordu. Şöförde arkaya bakıp bizi kontrol etmişti, birimiz hariç hepimiz ayaktaydık. Woojin.

Jisung
-Teddy, Woojin uyuya kaldı galiba

Jisung'un yavaş ve ürpertici konuşmasının ardından Jeongin Woojin'in yanına çöküp, onu dönük olan arkasından tutup çevirerek kontrol etti. Woojin'in kalbine büyük bir cam parçası sıkışmıştı, bu da demek oluyor ki.

Chris
-Yerini bulmuş müzik dinliyordur, kalkar birazdan

Jeongin
-Ölmüş

Jeongin Woojin'in kalbinden camı sökerek almış ve bir kenara atmıştı. Woojin'i bir kenara toparlayarak araba'yı çalıştırmaya çalışıyorduk, çalışmıştı. Eve geri dönerek, Erica'nın kayboluşunu konuşmamız gerekti. Şoför arabayı tekrar çalıştırdığında geriye, eve döndük.

Woojin'in bedeni toprağı bulduğunda, etrafı çitlerle sarılmıştı. Bu konun kapandığında içeri geçip oturmuştuk, kimseden ses çıkmıyordu. Erica'ya ne oldu çok merak ediyorum.

Jisung
-Ben acıktım, Erica nerede?

Chris
-Evet o konuyu konuşmamız gerek, Erica kaçtı mı?

Jeongin
-Kaçmış olması imkansız, dağa çarptığımızda kafasını arabanın duvarına çarpıp gözlerini kapadı. Büyük ihtimalle bayılmış olmalı

Felix
-O zaman küçük sürdüğümüz kaçırıldı

Minho
-İyide kim kaçırmış olabilir ki? Erica benim ve o bu eve dönmeli

...

Yattığım koltuktan yavaşça kalkarken karşımda dört kişi oturuyordu, biri kısa gibi ve zayıftı. Şapkasının altından  ürkütücü bakan gözleri ve koyu yeşil saçlara sahipti, öteki hepsinden uzun ki bu beni sırtında taşıyan şahıs. Hafif uzun pembe saçları vardı ve diğerlerinden daha yapılıydı. Bir öteki biraz huysuz görünümlü ve sade tipli biriydi, öbürü havalı bir tipti ve şimdi asıl konuya gelelim bu çocuklar kim?

"Siz, kimsiniz?"

Sorumla iri olan bacaklarını birbirinin üstünden çekip bana doğru iyice dikkatini topladı ve söze atıldı.

"Biz Min kardeşleriz, Ben Min Hyunjin, şapkalı olan Min Changbin, o Min SeungMin o da Min Jackson"

"Beni neden buraya getirdiniz?"

"Sen bize lazımsın havva, senin sayende adem belirlenecek"

"Ne?!?! Ne anlattığınızı anlamıyorum bırakın beni!"

"Burdan gidemezsin, bizimle kalacaksın!"

Seungmin denilen huysuz çocuğun bana bağırmasından sonra, önüne dönerek korkumu gizlemeye çalışıyordum. Bu çocuklar beni buraya tam olarak ne için getirdi? Adem kim? Havva kim? Ve bu çocuklar kim?

"Bizim kim olduğumuzu eminim ki merak ediyorsun"

"Evet, Hyunjin'di dimi? Bak benim gitmem gerek ben burda duramam ve aradığınız kişi olduğumu zannetmiyorum"

"Ama öyle, sen seçildin."

"BURDAN GİTMEK ISTIYORUM DEDIM!"

Ani hareketim ile hepsi duraksamış ve ikili Hyunjin'e dönmüştü, neden yanlış bir şey yapmış gibi hissediyorum? Diye düşünürken Hyunjin yine konuşmaya başladı.

"Yani oraya geri dönmek istiyorsun, orası burdan daha mı güzel? O sadist ruhlu sana acı çektiren vampirlerle yaşamak daha mı güzel?"

"..."

"Seungmin, Changbin, onu odaya kapatın"

Hyunjin denilen çocuğun emrinden sonra ikili üzerime yürürmüş ve beni koltuktan kaldırmaya çalışmıştı, direniyordum ve beni kaldırmalarını engelliyorum.

"Ahhh havva rahat dur"

"Erica-Neko-Chan biraz uslu olmalısın, Seungmin Haklı"

Huysuz Seungmin'in cümlesinden sonra ikisinin arasından çıkıp gelen Hyunjin, beni kucaklamış ve evin bir köşesinde bulunan bir merdivenden aşağı inmişti. Evin altında bulunan bu sığınak gibi yerin sonunda bir oda vardı, oraya doğru ilerleyerek beni odaya kapattı. Çığlıklar içinde kapatılan kapıyı yumrukluyor ve beni buradan çıkarmasını istiyordum, ama nafile.

Bu kapkaranlık odada bir başıma öylece kalmıştım, burası çok korkutucu gözüküyor. İçerde en ufak bir ışık parçası bile yok.

26.09.2020
DEVAM EDECEK...

Yukarıyı dikate alın çünkü yblerle ılgili şeyleri tagram kitaplarımdan öğrencinsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yukarıyı dikate alın çünkü yblerle ılgili şeyleri tagram kitaplarımdan öğrencinsiniz

Stray Kids:"Vampir Kral" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin