Fekeli acı ile yüzünü eğip elini alnına koydu.Yılmaz ne olduğunu anlamamış bakışlarıyla bakıyordu.
"Terk mi etti? Kavga mı ettiniz baba?"
Fekeli bir şey söylemiyordu..
"Pişman mış evlat..
Pişman..."Fekeli "pişmanlık" kelimesinin ağırlığını yaşıyordu. Çok ağır geliyordu...
Düşündükce içi kanıyordu, kalbi acıyordu
Gözünden yaş akar yüzüne
Ama yüzünde öfke, kırgınlık vardı
Yılmaz oturduğu yerden kalkar
Ne söyleyip teselli etse diye düşünüyordu
Fekeli karşısında böyle üzgünken ne söylemeliydi
Her şeyi biliyordu, geçmişlerini yaşananlarını hak vermişti babasına. Her ne kadar Hünkar'ı sevmese de saygı duymuştu aşklarına
Ama şimdi Hünkar'a kızıyordu
Hakkı yoktu ki, üzmeye kırmaya..
Onca şeye karşı gelmişlerdi şimdi neden?
Neden Hünkar bunu yaşatıyordu babasına!"Hünkar oğlunu seçti Yılmaz oğlunu..
Bana olan 40 yıllık sevdası buraya kadarmış işte! Kırılmaya hazır bir kuleymiş.."Yılmaz Fekeliye bakıyordu.
Fekeli'nin üzgünlüğü kadar öfkesini de görüyordu.
"Ona zaman vermelisin baba!
Hünkar'a hak vermiyorum tabi ama bence o
da verdiği bu karardan pişmanlık duyuyor..Sen onun sevdiği adamsın ama Demir Yaman da oğlu! Onu arkasına almak istemiyor..
Hünkar'ın oğlu için neler yaptığını ikimizde biliyoruz baba..O öyle bir anne..Oğlu için yaşayan bir anne! Hünkar'ı sevmiyorum ama anneliği, Demir'e olan düşkünlüğünü bütün Çukurova konuşuyor..O yüzden sen de onu anla...Arkanı dönme..Yanın da ol..."
Yılmaz'ın söyledikleri Fekeli'nin içini birazda olsa yumuşatmaya yetmişti..
Ama bu Hünkar'ı affetdiği anlamına gelmiyordu..
Fekeli bunları zaten biliyordu..
Biliyordu ve Hünkar'ın her zaman yanında olmak istediği hep söylemişti, hissettirmişti
Hep yanında olmuştu, Hünkar üzülmesin diye Demir'in onca söylediğini görmezden gelmişti
Ama Hünkar'ın yaptığı, söyldikleri çok yalnıştı Fekeliye göre..Kabul edilmezdi...
Her ne kadar kırgın üzgün olsa bile gitmesi çözüm değildi. Terk etmesi çözüm değildi..
Bu düşünce ve öfkeyle oturduğu yerden hızlıca kalkar
Tam o sırada evin kapısı açılır
Gelen Naziredir
Nazire üzürindeki bakışlardan ve Fekeli'nin öfkesinden çekinerek adımlamaya başlar
"İyi günler ağam, hoş geldin Yılmaz.."
Fekeli cevap verecek durumda değildi
Yılmaz tebessüm eder
"Hoş buldum Nazire abla gel.."
Nazire ne olduğunu anlamaz bakışlarla bakıyordu Yılmaz'a
"Ağam kahvaltı yaptınız mı?
Daha erken gelecektim ama biraz geçiktim.
İsterseniz hemen kura bilirim.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Aşk!
Novela JuvenilBen artık daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum. 40 Yıl önce kuş gibi çırpınan kalbim, uçmayı öylesine, sevmeyi böylesine unuttu ve geldi senin Yüreğinin üstüne kondu...Onca yıl bizden hiç birşey eksiltmedi..hiç birşeyimiz eksimedi Bazı eksiler eks...