3.Bölüm : Geçmiş zaman~

13 14 10
                                    

...

Bayağı bir yürüdükten sonra Büyük bir lunapark'ın önünde durduk, üzerinde "sabonix Lunaparkı " yazıyordu
A-ama bu park... bu park annemin...  beni terk ettiği günün gecesinde geldiğimiz park'tı...
Ah! şimdi neden buraya gelmiştik ki!?

11 sene önce...

"Buna mecburum güzel kızım, daha fazla bu eziyeti çekemeyeceğim !"dedi yaşlı gözlerle. Ve son kez saçımı okşadı 
Saçımı okşayan eli yavaşça yüzüme, yanağıma indi.
Elini yüzümden ayırmadan tuttum.

"A-anneğh n'olur... n'olur gitme!! Beni bırakma lütfen !"  Dedim hıçkırarak ağlayıp . Ama ne fayda... o'da ağlıyordu, gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü, hıh ne diyorum ben, benim de ondan bir farkım yoktu doğrusu... ikimizde nerdeyse vücudumuzdaki su oranı bitene kadar ağlıyorduk. O usulca, ben haykırarak...
Gitmeden önce son birkaç cümle daha söyledi ;
"Geri döneceğim kızım...
Geri döneceğim!... o zamana kadar beni bekle olur mu!?"  Dedi ve elindeki bavulu sürükleyerek taksi'ye doğru ilerledi.

Ben sadece arkasından hiç olmadığı kadar hızlı koşuyordum ve hıçkırarak ağlıyordum daha doğrusu avazım çıkana dek haykırıyordum...
annem benim bu halimi görünce o'da ağlıyordu. Aracın camına kafasını yasladı, yaşlı gözleri ile... araç hareket etti ve gaza basıp gitti...
Ben ise annem'e yetişmeyeceğimi bilsem de, koşuyordum. Hani çocuk aklı ya, belki... belki bi'umut yakalardım, ama belki... yani bir mucize...
Artık ona yetişemeyeceğime tam anladıktan sonra diz çöktüm, avuç içlerimi yüzüme götürüp annemin arkasından "anneğğhh!!" Diye hıçkırarak haykırdım.
Tüm mahalle başıma toplanmıştı. Aras ve Kaan ise baş uçlarımda'ydı, onlar da çok ağlıyorlardı...
Kaan'ın annesi çiğdem abla ve aras'ın annesi Esila abla beni olduğum yerden kaldırıyorlardı, kaldırdıklarında çiğdem abla bana sımsıkı sarıldı, belki benim 'annem' denilecek o kadın bu kadar içten ve sıcak sarılmıyordu. Çiğdem abla bana sarılırken, Esila abla da saçımı okşuyordu. Ben hep anne sevgisini bu iki melek yüzlü kadından görüyordum, onlar benim öz olmasa da manevi annelerimdi. Çocukları ise kardeşlerim...
Çiğdem abla yavaşça kollarını ufak bedenimden çekip iki elini yüzüme yerleştirdi ve ;"korkma canım ! Annen geri dönecek," dedi
esila abla çiğdem abla'nın devam edemediği sözün devamını getirdi ;
"Bak biz burdayız! aras burda, kaan burda, ben burdayım, çiğdem ablan burda. Korkma canım korkma!" Deyip beni teselli etmeye çalıştılar, ama sadece çalıştılar... bu acının tarifi yoktu, tıpkı tesellisi olmadığı gibi...
Daha sonra tüm eller üzerimden çekildiğinde kaan ve aras da benim derdimi kendi derdi bilip ağlıyorlardı... kaan omuzumda ağlıyordu, aras da bana sarılarak ağlıyordu, işte kardeş demek bu demekti, biz birbirimizin derdini kendi derdimiz biliyorduk...şimdi hepimiz o kadın yüzünden ağlıyorduk... Hepimizi o kadın üzüyordu...

Ah be kadın bunca insanı üzme hakkını kim verdi sana!...

Sen ne ara kızını bırakacak kadar kalpsiz olmuştun!...

Niye zorluklar ile savaşmak yerine kaçmayı çözüm yolu buldun?...

Neden başkaları gibi değildin sen?

Esila abla ile çiğdem abla ellerimden tuttu beni evlerine doğru götürüyorlardı,aras ile kaan aralardan sıyırıp, annelerinin ellerini benim üzerimden çekip, kendi kollarını benim belime sardılar ve biz böyle gidiyorduk eve...
Çiğdem ablalara gittiğimizde bize içeri gelmemizi söylemişti ama biz bahçe de kalmak için ısrar ettik,çiğdem abla bizim bu ısrarımıza karşılık veremediğinden dolayı bahçe de kalmamıza izin verdi. Çiğdem abla tekrar içeri bana bir su getirmek için girdiğinde, ben kardeşlerim ile baş başa kalmıştım, ben hala gözlerimden kan gelene kadar ağlıyordum, benim ağlamam kaan ve aras' ı da bir hayli üzüyordu, ama elimden ne gelebilirdi ki?, elim kolum bağlı oturuyordum, tek yapabildiğim şey ağlamakdı...

Güneşin Yağmuru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin