Lady Patricia

54 3 3
                                    


Ashley, günün geri kalanını kendisi için hızla hazırlanan odaya yerleşmekle geçirmişti. Tüm o telaşın içinde sıcak bir banyo yapmış, öğle yemeğini de yine odasındaki geniş pencerenin önüne konumlandırılmış masa da yemişti. Yolculuk sırasında düzgünce beslenemediği için bir hayli açtı ve Ashley'in bu iştahı o sırada odayı hazırlamaya devam eden hizmetçiler için de hayret vericiydi. Bu kadar yemesine rağmen düzgün bir görünümü olması gerçekten tanrının bir lütfuydu. 

Pencerenin karşısında kalan duvarın önüne konumlandırılan çalışma masasından sıkkınlıkla dışarıya bakıyordu. Daha önce yatılı bir mürebbiyelik deneyimi olmamıştı ve bu onu - özellikle peşine takılan hizmetçi kızı gördükten sonra- tedirgin etmeye başlamıştı. Cornwall harika bir yerdi ve adı bu kadar sık duyulan bir aileyle çalışma fikri onu bu uzak ve harika diyara gelmeye ikna etmişti. Özellikle hiçbir mürebbinin dayanamadığı şu çocukları merak etmiş, kendi yöntemleri karşısında nasıl bir tavır takınacaklarını epey düşünmüştü. Nitekim tam olarak beklediği gibi olmuştu. Kendi çocukluğunu hatırlayıp, onları anlamaya çalışıyordu. Derslerden nefret ederdi. Nakış öğrenmekten, çatal bıçağı doğru düzgün tutmak için saatlerce yemek masasında oturmaktan ve daha nicesi işkenceli öğrenme yönteminden. Nasıl yemek yenmesi gerektiği elbette bilinmeliydi fakat her kız nakış işlemek zorunda olmamalıydı. Annesi ve babası onun tüm diğer kızlar gibi iyi bir evlilik için kendini iyi yetiştirmeyeceğini çok geçmeden anlamış, onu yola sokması için ad duyulduğunda övgüler yağdırılan bir mürebbiye ile anlaşılmıştı. Aylar geçip Ashley daha da hırçın bir çocuk olmaya başladığında mürebbiye Bayan Bailey yöntemlerini ilk defa değiştirme kararı almıştı. Ashley onun istediklerini de öğrenmiş, piyano çalabilen, güzel resimler yapabilen ve az da olsa nakış işleyebilen bir Lady olma yolunda ilerliyordu. Ama tüm bu ilerlemenin anne babası ve Bayan Bailey için elbette birkaç bedeli olmuştu. Erkek çocukları gibi ata binmeyi öğrenmiş, herkes yan oturması doğrultusunda defalarca uyarsada o bacaklarını açarak oturmaya ve en sonunda kendine bir binici kıyafeti hzırlatmaya bile razı etmişti. Bir şovalye gibi kılıç sallamış, yaşından büyük hesap kitaplarla uğraşmış ve hepsini aklına kazımıştı. Sabahları erkenden kaldırılmasına rağmen geceleri yatağından kaçıp babasının çalışma odasına gizlice girer ve uyku onu derin denizlere çekene kadar da okumaması gereken ağır kitaplar okurdu. Geçen yıllar boyunca ailesi çok da güzel olmayan kızlarının mürebbiye olmasına razı gelmek durumunda kalmıştı. 

Ashley, düşüncelerini kendi çocukluğundan almış Paul ve Richar'a yöneltmişti. Zor çocuklar olduklarını biliyordu ama onların ilgilerini çekebileceğini de biliyordu. Yapması gereken tek şey, her dersin sonunda onları biraz merakta bırakmaktı. Ashley sürprizlerle doluydu ve bu çocukların her zaman ilgisini çekerdi. Bu gün yaptıkları kısa sohbette onların merakını üzerine çekmeyi başarmıştı. Geriye sadece yarın sabah onlara bu meraklarına değecek bir ders hazırlamaktı. Aklında harika düşünceler vardı fakat düşesin buna nasıl tepki vereceğinden emin değildi. Pek iyi bir tepki umudu da var sayılmazdı. Kafasında ki olumsuz düşünceleri hemen kovdu ve hızla çalışma masasından kalktı. Odada arı gizi bir o yana bir bu yana gidip gelen hizmetçiler kısa bir duraksama yaşayıp işlerine tam devam edecekken,

" Sanırım bu gün bu kadar yeter, o kadar harikasınız ki hızınızdan başım dönmeye başladı. İzninizle dinleneceğim, yarın devam edebilirsiniz."

Hizmetçilerden biri tam itiraz etmek için ağzını açacakken Ashley takındığı sert mizacıyla bunu savurmayı başarmıştı. Yaptıkları işleri bırakıp çıkmaları sadece birkaç dakika sürmüş ve ardından Ashley kendini hemen yatağa atmıştı. 

Nazik birkaç dokunuş sonrasında gözlerini zorla açtığında, evin kahyası yemeğin hazır olduğunu misafirlerin olduğunu ve hemen hazırlanıp aşağıya gelmesi gerektiğini telaşla anlayıp odadan koşar adım çıkmıştı. Önemli misafirler olmalıydı ki kahya bu kadar telaşlıydı. 

Başı oldukça ağrıyordu ve gerçekten kıpırdayacak hali bile yoktu. Fakat ilk günden böyle bir nezaketsizlik yapamazdı. Kendini zorlayarak yataktan kaldırdığında çeki düzen vermek için aynanın karşısına geçti. saçları dağılmış, elbisesi kırış kırış olmuştu. Saçlarını açıp tekrar toplaması uzun vakit alırdı o yüzden saçlarını açık bıraktı ve dolaba yerleştirilmeyi başarmış tek elbisesini giydi. 

Yemek salonuna giderken hizmetine verilmiş Ella onu yönlendirirken o da etrafa göz gezdiriyordu. Gördüğü en güzel malikane idi. Abartıdan uzak şıklığı, dönemin alışıldık renklerine kıyasla oldukça açık tonlarda olması Ashley'nin  kalbini çalmayı başarmıştı. Çok şatafatlı, zengin görünmesi için oldukça abartı aksesuarlı onlarca göz yorucu malikanenin ardından,  burası huzurlu bir ömür geçirebilecek kadar ferahtı. Yemek salonun kapısına geldiğinde derin bir nefes alma ihtiyacı duydu. Geri geri gitmek ve yatağına ulaşmak isteyen ayaklarını zorlayarak yemek odasına girdi. Uzun masanın baş kçşesinde oturan Andrew'in gözleri Ashley'i bulmakta zorlanmadı. Koyu kırmızı ve hafif bir göğüs dekoltesine sahip elbise olsa olsa ancak Ashley için var edilmiş olmalıydı. Bembeyaz tenine bu kadar yakışacak başka bir renk daha bulmak zor olabilirdi. Saçları dağınık bir şekilde açıktı. Gözleri  kızarmış ve muhtemelen uyku mahmurluğundan kısılmıştı. Elbisesinin ve saçlarının ateşi yanaklarına vuruyordu. Ondan güzel binlerce kadın olmalıydı fakat bu kadında farklı bir albeni vardı. Güzellikten daha fazla merak uyandıran bir albeni. 

Ashley'nin gözleri salona girer girmez sevgili dükü bulmuş, orada biraz oyalanmıştı. Gözlerine dikilen ve onu ürperten mavi gözler yavaşça bedenine kaydığında bakışlarını hemen düşesin karşısında oturan iki kadına doğru çevirdi. Zaten dağınık bir haldeyken böylesine incelenmek muhtemelen kıp kırmızı olmasına neden olmuştu. 

İki kadından biri düşesin arkadaşı diğeri de onun kızı olmalıydı. Göze çarpan bir güzelliğe sahipti. Altın sarısı saçları özenle toplanmış,  mavi gözlerini daha da vurgulayan lacivert bir elbise giymişti. Ashley genç kadını incelerken düşes bakışların kapıya yöneldiğini fark edince mürebbiyenin sonunda geldiğini anladı. Kafasını kapıya doğru çevirerek AShley'e kısa bir göz gezdirdi. Uygun giyinmesi içini biraz rahatlatmıştı. 

"Sizi Lady Bennetın ile tanıştırayım hanımlar. Kendisi Paul, Richard ve Mathilda'nın eğitimleri için bir süre bizimle olacak. " Nesef almak için duraksadığında bakışlarını bu sefer karşısında ki kadınlara çevirdi. " Sevgili konuklarımız da Welinsgtone Düşesi Mary Ramsey ve kızı Lady Patricia."

Ashley,  nazik bir reverans yaptı. " Tanıştığımıza çok memnun oldum Düşey Ramsey, Lady Patricia" Reveransın ardından gözlerini Patricia'ya çevirdiğinde kendisiyle tanışmaktan mutluluk duymak bir yana, huzursuz olduğu söylenebilirdi. Kendisiyle ilgilenmek istemediğini yeterince belli ederek gözlerini Andrew'e çevirdi. Şaşkınlık verici olan kendisine bakarken hiç de sevimli olmayan gözlerin Andrew'e yönelmesinin ardından pırıl pırıl parlamasıydı. ' Harika' diye geçirdiği içinden. Kolay bir gece olacağa benzemiyordu.  Lady Patricia'nın onu iğrenerek süzen bakışlarına aldırış etmemek zor değildi. Fakat Sevgili dük hazretleri kendisini katman katmak inlerken... İşte buna aldırış etmemek oldukça zordu.

"Cornwall harika bir yerdir Lady Bennet. Siz nasıl buldunuz?" Bu soruyu soran oldukça nazik bir gülümseme ve şevkatli bir sese sahip Düşes Ramsey idi. 

"Şimdiye dek buradan övgüyle bahseden onlarca cümle okumuş ve duymuş olabilirim Düşes Ramsey. Fakat burası söylenenlerden de, benim hayallerimden de daha heyecan verici. Büyüleyici bir doğası var. " Henüz gezip dolaşma fırsatı olmasa da yol boyunca gördükleri ona uzun zamandır aradığı ilhamı vermeye yetmişti. 

"Çok doğru, bizde sık sık ziyarete gelip bu harika havayı biraz solumaya çalışıyoruz. Wellinsgton ne yazık ki bu kadar harikulade olmaktan epey uzak" Kendi mülkü hakkında olumsuz fikirlerini bile gülümseyerek dile getirebilen bu kadın Ashley'nin takdirini kazanmaya başlamıştı. Patricia'nın annesinin sıcak kanlılığını almamış olması büyük talihsizlikti doğrusu.

Gecenin ilerleyen vakitlerine dek Düşes Ramsey ile keyifli ve herkesin yüzünü güldürecek kadar neşeli sohbetler eden Ashley, uyku mahmurluğundan uzaklaşmış hatta dikkatle incelendiğini bile unutmuştu. 

"Önümüzde oldukça uzun bir yolculuk var sevgili Margaret" diye yavaşça ayaklanan Düşes, gözlerini Ashley'e çevirip bu güzel sohbet için teşekkürlerini iletti. Düşes Margaret misafirlerini uğurlarken, salonda yalnız bıraktığı Ashley ve biricik uslu oğlu aklından tamamen çıkmıştı.

Ateşi Özgür BırakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin