35| geldim, Yibo'm. [FİNAL]

413 54 42
                                    


Ellerini hızlıca dizlerinin üstüne koydu ve gözüne bağladığı siyah kumaş ile tekrar düşündü.

Yoğunlaştı, aşkı hissetti. Aşkını hissetti.

Olduğu yer, paralel evrendi. Evindeydi. Evindeydi fakat; burası soğuk, tehlikeli ve karanlıktı.

Buradaki herhangi bir canavara yakalanmamak için, gerçek evi ile aynı kısımda olan yatak odasında, Yibo'suna kavuşmak için son ritüeli tamamlıyordu.

Vücudunu, aklını, kalbini oraya götür Zhan.

Derin derin nefesler almaya çalışırken kötü kokuyu umursamamaya çalıştı, ne de olsa bundan sonra eşinin kokusunu duyacaktı.

Sadece birkaç dakika kaldı, sakin ol.

Kendini rahatlatma çabaları bu defa bittiğinde, hatıralarına yoğunlaştı.

Yibo'yu her sevişini, öpüşünü, onun için kıvranışını iliklerine kadar hissetti.

Kalbine ani bir sancı bastı, ağırdı. Birkaç saniyeden sonra hafifledi ve burnuna yoğun bir koku dolmaya başladı.

Emin olamıyordu.

Rüyada mıydı? Yoksa odalarında mı?

Dizlerinin üzerine bıraktığı ellerini kaldırdı ve ellerinin titremesi durmadan gözlerindeki siyah kumaşa götürdü. Siyah parçayı çözdü.

Gözlerini hemen açmamak için direndi, kalp atışlarını saydı, eşinin güzel kokusunu soludu.

Rüyada olma kısmına inanmak istemiyordu. Bacakları altında hissettiği yumuşak halı ise bu düşüncesinin arkasında durdu.

O karanlık, izbe odada ayaklarına taşlar batmıştı. Fakat şimdi halının yumuşaklığı, ayaklarındaki yaralarını öpüyordu.

"Geldim, geldim Yibo'm." Fısıltısı dudakları arasından titrekçe odaya dolduğunda gözlerini araladı, bulanıklık gitsin diye de birkaç kez kırpıştırdı.

Başarmıştı..

Eğer başaramasaydı ölürdü. Kendisi ölür, Yibo'yu öldürürdü.

Başarmıştı..

Sevdiği adam ıslak gözleri ile kapı girişinde ona bakıyordu. Elinde bu aşkın şahidi, bu aşkın sırdaşı duruyordu.

"Sevgilim?"

Yibo'nun hıçkırmadan önce söylediği kelime kulaklarını uğuldattı. Kalp atışlarını arşa çıkartıp, nefesini tıkattı.

"Yibo'm, küçüğüm."

Zangırdayan bacaklarına inat ayağa kalkmaya çalıştı, titreyen ellerini yere yaslayarak ayağa kalktı.

Karşısında ona inanamayan gözleriyle bakan eşine gülümsedi. Gülümseyişi ile ağzına metalik bir tat doldu, gülüşünü soldurdu.

Başı dönüyordu, fakat bu bir hastalık sebebiyle değildi.

Yaklaşık beş gündür sıfır uyku ile, duygularının ve hatıralarının derinlerine ulaşmaya çalışmıştı.

Gücü bitmişti, yorulmuştu fakat pes etmeyecekti. Ne de olsa artık kavuşmuşlardı, her gece onlarındı.

Her gece birbirlerinin kolları arasında dünyanın en güzel uykusunu çekebilirlerdi.

Sabrın sonundaki selamete ulaşmak için adım attı.

Papatya'm, [YiZhan ✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin