10, açılan yollar
soen, jinn
last leaf down, the path
katatonia, decima
Oy ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın! İyi okumalar🌍
Derimi yarıp geçen metalin soğuk ucu, annemin yetim bıraktığı çocukluğumu üşütmüştü.
Hayallerimi üzerine resmettiğim beyaz parlak patenlerimle pürüzsüz buzun üzerinde kayarken beyaz elbisemin kısa eteği her kayışımda biraz daha arkaya uçuşuyordu. Büyük pistte benden başka kimse yoktu. Hız kesmeden buzun üzerinde keskin bir dönüş aldıktan sonra tek ayağımın üzerinde zıplayıp yeniden buzla temas ettim. Kaymaktan nefret ediyordum ama aynı zamanda kayarken zihnimde beni boğan ne varsa onlardan uzaklaşıyordum. Zarif bir hareketle etrafımda dönmeye başladığımda dudaklarım iki yana kıvrıldı. Patenlerimin ezdiği buz her dönüşümde keskin bir ses çıkarırken huzurlu hissediyordum.
Döndüm, döndüm ve hiç durmadan hızlıca kaymaya devam ettim. Sanki omuzlarımın arkasında, iki yanımda açılan kanatlar vardı ve ben her kayışımda kanatlarım açılıyor, bana ne kadar özgür olduğumu gösteriyordu. Kahkaha attım. Özgürdüm.
"Anne!" dedim kaymaya devam ederken. "Sen beni o kapana hapsetsen bile ben özgürüm." Kaymaya devam ettim. Etrafımda döndüm, zıpladım, koştum ve bir anda sanki bedenim bir şeye bağlıymışım gibi geri çekilirken arkaya savruldum. Her şey bir anda olmuştu. Sertçe yere düştüm ve buzun sert darbesinin tenimi kestiğinde hissettiğimde acıyla inledim.
Ardından ne kadar kaçarsam kaçayım hep ensemde olan o bedenin sahibinin kahkahasını duydum. Korkuyla omzumun üzerinden arkaya baktığımda omuzlarımdaki kanatlarımın kalın bir zincirle bağlı olduğunu görmüştüm. Bu, dehşetle geriye kaçmama sebep olduğunda beyaz buzun üzerine yayılan kanıma baktım. Bacağımda kocaman bir kesik vardı. Zincirlerin şakıyan sesini duyduğumda arkamda kalan anneme baktım. Kanatlarıma bağlı olan zincir onun ellerinde son buluyordu.
"Sen hiçbir zaman özgür olmadın," dedi acımasız, beni uykularımdan edecek korkunç sesiyle. "Ben sana sahipken sen hiçbir zaman özgür olamazsın."
"Hayır!" Sesim büyük pistte yankılanmadı ama kulaklarımı sağır eden o gürültü kemiklerimi bile titretmişti.
Sanki dakikalardır bir suyun altındaymışım gibi ciğerlerim nefes ihtiyacıyla yanmaya başladığında gürültülü bir nefes aldım. Kulaklarım bulunduğum yerin sessizliğinden dolayı uğuldarken gözlerimi yavaşça aralamıştım. Beni ilk karşılayan şeyin beyaz bir tavan olmasını bekliyordum ama beyaz tavanın üzerine büyüklü küçüklü bir sürü ay ve yıldız yapıştırılmıştı ve hepsi sanki gökyüzü dibimdeymiş gibi ışıl ışıl parlıyordu. Şaşkınlıkla tavandaki yıldızları izlerken yutkundum. Nedense bu çok hoşuma gitmişti. Yattığım yerden doğrulmaya çalışırken bir anda sol göğsümde hissettiğim acıyla inledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILAN SARMAŞIĞI
Dla nastolatków"Dünya herkese ölüm getirir demiştin. Bu sözlerinin bütün yaşamımı bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim," diye mırıldandığımda avuçlarımı açmış yavaş yavaş tenime nüfuz eden kızıllığı izliyordum. Başımı kaldırsam hemen karşımda duran gözlerini göre...