İntihar Ettiğin Ama Ağlamanın Dahi Yasak Olduğu Odada, Sarıyla Boyadığımız Duvarın Önü...
Akşamları uyumadan önce erteleyip durduğun ilacını almadığın zamanların ertesi günü kollarım arasında çırpınırdın.
Sessizce soğuk ellerine bir sıcak su torbası verir, saçlarını okşardım.
Uykunda girdiğin bu ufak çaplı donma krizi beni birlikte yaşadığımız zaman boyunca en çok yıpratan şeydi.
Ancak sen ne zaman gözlerini aralasan ve bana kuru bir tebessüm sunarak banyoya ilerlesen daha demin yaşadığım şeyleri unutur, kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçerdim. On bilemedim on beş dakika sonra sen de üzerinde uzun, kalın bir hırka ile bana yardım etmeye gelirdin. Sakin bir hayatımız vardı. Sakindi ama çok soğuktu...
Bir gün dakikaların birbirini kovalamasına, ben yemeğin hazırlanışını bitirmeme rağmen sen yanıma gelmedin. İçeri gidip bakmadım. Bir yerlerde uyuyakaldığını düşündüm. Rahatsız etmek istemedim. Zaten yorgundun üstelik o sabah pek de güzel sayılmazdı.
Sevgilim, seni banyonun soğuk mermerlerine uzanmış baygın görmek beklediğim bir şey değildi. Telaşla ambulansı aradım ve hastaneye ulaştık.
Doktorun durumun hakkında ne dediğini asla öğrenemedin.
Çünkü sana söylemedim.
Söyleyemezdim.
Son günlerinin kaldığını çökmüş ve mosmor göz altlarına bakarak dürüstçe söyleyemezdim.
Yıkılırdın.
Fark edemedim. Sen zaten yıkıktın.
Senin son günlerini yaşamak istemeyeceğini bilemedim.
Yanına geleceğim.
Sadece birkaç yarım kalmış işi halletmem gerek.
Güzelim gözlerinden, buz tutmuş ellerinden, parlak sarı saçlarından öpüyorum.
Yakında Yanında Olacak Olan Sevgilin, Jaemin...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Taste Of The Tears/RENMIN
Fanfiction"Ölüm kucağında uzanan beni almaya geldiğinde gitmeme izin vermezsin sanmıştım." Hikayeyi medyaya iliştirdiğim şarkı ile okursanız, çok daha seveceğinizi düşünüyorum...