Evin Yakınındaki Park...
Seninle havalar ağırdan soğumaya başladığında ilişkimize yön veriyorduk.
Ve işte o gün, yağan karın tadını birlikte çıkarmak için, kalın kalın giydirdim seni...
Eldivenlerini eline geçirip minik burnuna kelebek gibi bir öpücük kondurduğumdaki ifadeni unutmam mümkün değil.
Seni o kadar çok sevdim ki Renjun, beni o kadar çok sevmeni diledim ki...
Beraber dışarı çıktığımızda da kardan yapılmış topları birbirimize salladığımızda da en sonunda beni terk edeceğini, yalnız bırakacağını bilemezdim.
'Jaemin...'
'Söyle birtanem...'
Çekine çekine yanıma yaklaştın. Ve arkasından aniden bir sürü kar taneciğini üzerimdeki kalın kabanın içinde buldum. Başta bir hayli şaşırdım tabi...
'Üzgünüm!..'
Yaramaz kahkahan ile koşarak benden uzaklaştın ve sonrasında biraz seni incitmemek için biraz da çoktan donmuş bedenini daha da soğutmamak için normal şartlarda yapacağım sağlam bir kartopu saldırısını bir kaç küçük kar topu ile sildim kafamdan.
Biz kendi küçük ama soğuk dünyamızda mutlu ama çılgın aşkımızı yaşarken ilerideki iki adamda kaldı gözlerim.
Biri yüzündeki dehşet ifadesiyle bizi izleyen Donghyuck biri de bir yandan onun elini tutarak bir yandan telefonla konuşan Mark.
Donghyuck gözlerini yumdu ve açtı, yumdu sonra biraz da tırsarak belki geri açtı.
Sen bıcır bıcırdın o sıra, susmak bilmiyordun. Seni dinlemediğim nadide anlardan biriydi o gün de...
Sonra Donghyuck sevgilisinin elini daha da sıkı tutarak inatla çekiştirerek ve yüzüne az evvel dünyanın en üzücü olayını yaşamış gibi bir ifade takınarak sessiz sedasız parkı terk etti.
Sen bunları hiç görmedin tabi...
Senin dünyanda üç kişi vardı. Ben, Jeno ve annen...
Onu Sevmeni Dileyen Jaemin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Taste Of The Tears/RENMIN
Fanfiction"Ölüm kucağında uzanan beni almaya geldiğinde gitmeme izin vermezsin sanmıştım." Hikayeyi medyaya iliştirdiğim şarkı ile okursanız, çok daha seveceğinizi düşünüyorum...
