ARKADAŞLAR YENİ BÖLÜM GELDİ HERKESE İYİ OKUMALAR.. :D <3 BU BÖLÜMÜ ÖNCE Kİ BÖLÜMLERDEKİ YORUMLARI HOŞUMA GİTTİĞİ İÇİN VE HİKAYEMİN AZ YA DA ÇOK SEVİLDİĞİNİ BİR ŞEKİLDE BANA ANLATABİLDİĞİ İÇİN ARANIZDAN BİRİNE İTHAF ETMEK İSTEDİM <3 :)) ARKADAŞLAR 10. BÖLÜMDEN SONRA HER BÖLÜM, BİR ÖNCEKİ BÖLÜMÜN YORUMUNU EN ÇOK BEĞENDİĞİM KİŞİYE O BÖLÜMÜ İTHAF ETMEYİ DÜŞÜNÜYORUM HABERİNİZ OLSUN ;) HEPİNİZİ ÖPÜYORUM.. <3 :))
''Bence bunu almalısın.'' yanımdaki sesle irkildim.
Okul çıkışı eve doğru yürürken canım aşırı derecede cips çekmişti. En yakın markete girip cips reyonunun karşısında dikilmiş hangisini alacağıma karar veriyordum.
Kafamı hafifçe kaldırıp baktım. Uzun boylu, sarışın bir çocuk elindeki Doritos'u bana doğru uzatıp gülümsüyordu. Sanırım 16-17 yaşlarındaydı.
Kaşlarını yukarıya doğru kaldırıp cevabımı beklediğini göstermek ister gibi başını biraz daha öne eğdi. Dudaklarımı kıvırarak cipsleri şöyle bir süzdükten sonra elindeki cipsi aldım ve kasaya doğru ilerledim. Arkamdan küçük bir kahkaha attı. Bense gözlerimi devirerek karşılık verdim. Adımlarını duyabiliyordum. Arkamdan geliyordu. Sonunda kasaya ulaştığımda parayı ödeyip marketten çıktım. Birkaç adım attıktan sonra kapı tekrar açıldı. Çıkanın o olduğunu biliyordum.Caddenin karşısına geçtiğimde eve çok az bir mesafe kalmıştı. Hızlı adımlarla ilerlemeye devam ettim.
Son iki-üç adımdan sonra evimizin büyük bahçesinin kapısına gelmiştim.Hala arkamda olduğu o dinmek bilmeyen parfümünden -ki gerçekten harika kokuyordu- ve duyulan nefes alış verişinden yeterince belli oluyordu. Yol boyunca peşimden gelmişti. Ancak ben bir kere bile dönüp bakmamıştım. Sonunda merakıma daha fazla dayanamayıp derin bir nefes aldım ve hızlıca arkamı döndüm. Döndüm, ancak kimse yoktu. Etrafı gözlerimle kısaca taradıktan sonra seslendim:
''Hey, neredesin? Bak,beni buraya kadar takip ettiğinin farkındayım. Neredeysen çık artık!''
''Derin?'' arkamı döndüğümde annemin, elinde küçük bir mutfak havlusu ile anlamsız gözlerle bana baktığını gördüm:
''Tatlım, kiminle konuşuyorsun?''
''Şey... Hiç kimseyle. Senin bugün işin yok mu?''
''Ah, evet aslında bir ameliyatım vardı. Ancak benim yerime başka bir cerrah girince ben de eve geldim.'' hafifçe sırıtarak sordum:
''Yani bugün benimsin?''
''Evet tatlım, aynen öyle.'' ikimizde gülümseyip içeri girdik. Anneme sarıldıktan sonra üstümü değiştirmek için odama çıktım.
Elimdeki 'Labirent: Ölümcül Kaçış' filmi ile sinema salonuna indiğimde annem çoktan mısır patlatıp kolalarımızı doldurmuştu bile. Hemen CD'yi takıp annemin yanındaki yerime yerleştim. Battaniyemi üzerime çektim ve kolamdan bir yudum aldım. Artık büyük bir keyifle filmimi izleyebilirdim.
Film bittiğinde çok yorgun olduğum için annemin yanağına bir öpücük kondurup odama geçtim ve yatağıma uzandım. Bir yandan uyumaya çalışırken bir yandan da bugün yaşadığım olayları sıralıyordum. O çocuk kimdi? Nereden buldu beni? Ayrıca beni neden evime kadar takip etti? Tamam, belki arkamı döndüğümde yoktu. Ancak beni takip ettiğine adım gibi eminim. Ben bunları düşünürken dikkatim dağılıyor ve gözlerim giderek kapanıyordu. Küçük bir kestirmenin kimseye zararı olmaz sanırım.
Gözlerimi kocaman açarak kan ter içinde uyandım. Evet, yine aynı rüyayı görmüştüm. Ancak bu sefer farklıydı. Bir şeyler aynı değildi. Hemen gidip yüzüme bir avuç soğuk su çarptıktan sona odama geri dünüp düşünmeye başladım...
Hatırlayamıyordum. Lanet olsun! Hatırlayamıyordum. Yavaşça yatağıma çöküp kafamı boşaltmaya çalıştım. Derin bir nefes aldım ve elimi şakaklarıma bastırarak tekrar düşünmeye başladım. Sanki bir şeyler canlanmaya başlamıştı gözümde: Yine aynı çocuk vardı karşımda. Fakat bu sefer aramızdaki mesafe biraz daha fazlaydı. Bana bakarak el sallıyordu. Yüz mimiklerini veya ne dediğini anlayamıyordum. Ancak bileğindeki yara izini rahatlıkla görebiliyordum.
Gözlerimi biraz daha sıkarak bulunduğum yeri anlamaya çalıştım. Bir.. Bir AVM'ydi burası. Ve ben burayı biliyordum...
Odamın açılma sesiyle kafamı kaldırdım. Heyecan dolu gözlerle elindeki tepside bir tabak dolusu kurabiye ve iki bardak kahve ile karşımda dikilen anneme bakıyordum. Annemin tek kelime bile etmesine izin vermeden yatağımdan fırladım ve siyah kotumu giymeye çalışırken anlatmaya başladım:
''Annecim. biliyorum bugün ikimiz takılacaktık. Ancak benim acilen bir yere gitmem gerek...'' üzerime sweatshirtümü geçirdikten sonra anneme döndüm ve ellerimi omuzlarına koyarak devam ettim:
''Merak etme 'Kraliçem' çok gecikmem. Yani anne-kız günümüze devam edebiliriz.'' Anneme küçük ama umut dolu gülümseme verip alnına bir öpücük kondurduktan sonra içinde telefonumla cüzdanımın bulunduğu ceketimi alıp aşağı indim. Merdivenlerden paldır küldür inerken annemin bir şeyler söylediğini duyuyordum. Ancak ne dediğini anlamıyordum. Botlarımı ayağıma geçirdim. Beremi de taktıktan sonra kapıyı arakamdan sertçe kapadım ve dışarı çıktım.
5 dakikalık bir beklemeden sonra taksim gelmişti. Hemen arka koltuğa geçip kapıyı kapadım. İlk olarak Ada'nın ve ailesinin kaldığı otele -geçici olarak- gidip Ada'yı alacaktık. Zaten taksiyi beklerken ona her şeyi anlatmıştım.
Sonunda AVM'ye gelebildiğimizde Ada'yı da peşimden sürükleyerek koşar adımlarla -tabi güvenlik yüzünden bir süre dursak da- içreri girdim.
Sadece beynimi biraz daha zorlamam gerekiyordu. Rüyamda burayı gördüğümü hatırlayabildiğime göre biraz daha ayrıntıyı da hatırlayabilirdim. Düşün Derin, düşün... Ne yazık ki yine hiçbir şey hatırlayamıyorum. Elimde olan tek şey aptal bir yara iziydi. Eh bari tam bileğinde, damarlarının üstünde olduğunu hatırlayabildim diyerek kendimle dalgamı da geçtikten sonra Ada'ya döndüm:"Sence nereden başlamalıyız?"
"Sen rüyanda tanıdık bir yer görmedin, sadece bu alışveriş merkezini gördün değil mi?"
"Aynen öyle."
"O zaman bizde her mağazada çok kısa bir süre kalarak buranın altını üstüne getiririz. Gerçi ben hala ne bulabileceğimizi bilmiyorum ama en azından hafızanda bir şeyler canlanmasını sağlayabiliriz.'' Haklıydı. Ne bulacaktım ki? Ama en azından dediği gibi bir şeyler hatırlayabilme şansım vardı
O kadar gezip, alışveriş merkezinin altınını üstüne getirip soluk soluğa kalmamıza rağmen yine elimizde hiçbir şey yoktu. Belki de tek yapmam gereken şey rüyalarımın bir şeyler bulabilecek kadar netleşmesini beklemekti. Ada'nın annesini aradım ve izin aldım. Bu akşam bizde kalacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYA
Teen FictionKim bilebilirdi ki daha önce onunla birçok kez aynı yerde bulunmuş ama onu fark etmemiş birinin, hayatını kökten değiştireceğini?