easy listening pt. 1

817 76 8
                                    

///

Saatler 21:58'di, takvimler 1985 yılının 6 Haziran'ını gösteriyordu. Bulutsuz ve yıldızlı gece göğünde tatlı bir serinlik vardı. Yirmisindeki genç oğlan çimenlerin üzerine uzanmış, yalnızlıkla geçirdiği doğum gününü yıldızları izleyerek kutluyordu. Arkadaşları bu sene de doğum gününü unutmuş olmalıydı.

Yanındaki radyodan rastgele açtığı kanalda cızırtılı bir müzik vardı. Rahatsız ediciydi ve ambiyansı bütünüyle bozuyordu. Böylece genç adam, yıldızların yansımasıyla parlayan gözlerini radyoya çevirip elini düğmelere uzattı ve frekansı değiştirdi. Değiştirmesiyle, İngilizce konuşan bir erkek sesi duyması bir olmuştu.

"Ilık bir cumartesi sabahından ve Toronto'dan hepinize merhaba. Mark konuşuyor. Burası yalnız hissedenlerin radyosu 88.12, LoneLee Fm. Saatler 09:00'ı göstermekte. Umarım güzel bir hafta geçirmişsinizdir. Her neredeyseniz ve her ne yapıyorsanız iyi bir AC yayını dilerim millet. Unutmayın ki en yalnız hissettiğiniz anda bile bütünüyle yalnız değilsinizdir. 'Peace out'."

Otuz saniyelik pürüzsüz konuşmanın her saniyesini, yeşil ve taze çimenlerin üzerine uzanan Donghyuck, kaskatı kesilmiş halde dinlemişti. Lisede iyi bir İngilizce eğitimi almış olması en çok şimdi işine yaramıştı. Yumuşak ve derin, bal gibi akışkan ses tonu, az önceki kulak tırmalayıcı müzikten farklı olarak içinde sıcak bir yol çizilmesine sebep olmuştu. Kulaklarından kalbine, sımsıcak bir çizgi.

Radyodan gürültüsüz, sakin bir müzik sesi yükselmeye başladığında Donghyuck kollarını kafası altında birleştirdi ve yıldız takımlarını hayali çizgilerle birleştirmeye başladı. Aklında; yalnızca ismini bildiği bir yabancının kilometrelerce öteden sarfettiği o kısa fakat tutunabileceği kadar kuvvetli cümle dönüyordu.

Unutmayın ki en yalnız hissettiğiniz anda bile bütünüyle yalnız değilsinizdir.

\\\

adult contemporary, markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin