be good to me

422 67 2
                                    

///

Ufuk çizgisinde gün doğarken pencere pervazında uyuklayan Donghyuck, alarm sesiyle yerinden sıçrayarak uyanmıştı Pembe gökyüzünü yarı uykulu gözlerle seyredip kendine ayılmak için zaman tanıdı. Dün gece burada uyuyakalmış olmalıydı. Her tarafı da tutulmuştu üstelik. Fakat burnuna ulaşan pankek kokusu ile tebessüm etti ve aheste aheste, gerinerek kalktı. Anneannesinin hazırladığı pankekleri iştahla yedikten sonra aynadan son kez kahverengi saçlarını düzeltti.

"Kendine dikkat et, evlat."

"Sen de, büyükanne."

Evde çalışan tek kişi Donghyuck'tu. Dedesinden kalma maaş anneannesiyle kendine yetmediği için yarı zamanlı bir işte çalışması gerekiyordu. Lise biter bitmez de bunu yapmıştı.

Walkman'ini açıp müzik eşliğinde, işe giden insanların arabalarının vızır vızır dolandığı caddelerin kaldırımlarında, yeni açılan dükkanların, kafelerin ve marketlerin vitrinlerini izleyerek yürüdü. Hava gittikçe ısınıyor, güneş kimsenin fark edemeyeceği bir yavaşlıkla yükseliyordu. Genç oğlanın aklında hala iki gün önce, doğum gününde keşfettiği radyo kanalı vardı. O huzur dolu müzikleri ve hiç görmese de merak ettiği Toronto'yu düşünmekten kendini alamıyordu.

Kütüphaneye ulaştığında Renjun henüz gelmemişti. Fakat kütüphane çoktan açılmış, yaz aylarını bile çalışarak değerlendirmek isteyen öğrenciler -muhtemelen yüksek üniversite hedeflerine sahiplerdi- kendilerine bir yer belirleyip ders çalışmaya başlamıştı. Donghyuck bazen onlara özenecek gibi olsa da hayat yolu çoktan çizilmişti.

Sırt çantasını danışmaya bırakıp işe başladı. Bir süre sonra sırtında bir el hissetti.

"Buzlu Americano."

"Sana da günaydın, Renjun-ah."

Renjun elindeki kahvelerden birini Raflar arasındaki arkadaşına uzattı. Bu bir nevi "günaydın" demekti. Sabah kahvelerini ısmarlamak Renjun için bir zevkti. Donghyuck ise bundan gayet memnundu.

"Bugün neşeli görünüyorsun. Pazartesileri sevmiyorsun sanıyordum."

"Güzel bir doğum günü geçirdiğim için keyfim yerinde olmalı."

"Yine mi unuttum? Üzgünüm, Hyuck. Berbat bir doğum günü hafızam olduğunu biliyorsun."

"Sorun değil. Unuttuğun için teşekkür ederim."

"Ha?" Renjun'in kafası karışmış gibi görünüyordu. Gözlerini kısarak bu teşekküre bir anlam vermeye çalışırken Donghyuck gülümseyerek kahvesinden bir yudum aldı.

"Boşver." dedi ardından usulca. "Yalnızca teşekkür ederim."

Doğum günümü unutarak LoneLee'yi bulmama sebep olduğun için teşekkür ederim.

\\\

adult contemporary, markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin