runaway kind

299 60 4
                                    

///

"Vay canına, bu anlattıkların gerçekten inanılmaz. Ona aşık olduğuna inanamıyorum. Hele onca insan arasından seçilip apar topar Toronto'ya gideceğine hiç."

"Kulağa delice geldiğini biliyorum. Belki de cidden öyledir."

"Dalga mı geçiyorsun? Bu duyduğum en delice hikayeydi."

Donghyuck kıkırdadı. Renjun'e LoneLee Fm'e rastladığı geceden bu yana gerçekleşen her şeyi anlatmıştı. Renjun, arkadaşının kesinlikle aşık olduğuna kanaat getirmiş ve Toronto uçak bileti için gereken parayı toplamasına yardım etmişti. Nihayetinde; Donghyuck'u ilk kez bu kadar mutlu, heyecanlı ve tutkulu görmüştü. Onun iyi olması için her şeyi yapardı.

Yayından iki gün önce Donghyuck birkaç inandırıcı bahane sunarak anneannesi ile vedalaşmış ve işi biter bitmez geleceğini söyleyerek havaalanına gelmişti. Yalnız kalmaması için Renjun, anneannesinin yanında durmaya karar vermişti. Donghyuck ona minnettarlığını dile getirirken de "Mark'ı kaçırmak pahasına kütüphanede kalıp benim işimi de yapmanın telafisi diyelim." diyerek tebessüm etmişti. Arkadaşına da veda ettikten sonra, Donghyuck uzun bir uçak yolculuğuyla Kanada'ya gelmişti.

Mark'ın yaşadığını söylediği Koreantown'da orta halli bir pansiyona yerleşmişti. İlk gün dinlendikten sonra enerjik bir şekilde uyanmıştı. Böylece birkaç günlük Toronto serüveni başlamıştı. Yüksek seviyede sayılan İngilizcesi ve ona fazlasıyla yetecek parasıyla yayından önceki gün birkaç yer gezmiş, yeni yemekler ve tatlılar denemişti. Hava henüz sonbahar mevsiminde olmalarına rağmen kış gibi soğuktu. Yün şapkası ve atkısıyla şehri gezen Donghyuck, bir köşede Mark'a rastlamak için çok şeyi feda ederdi ama tüm şansını onunla yayına çıkacak olmakla kullanmış olmalıydı.

Bir hediye dükkanından Renjun'e, Jeno'ya ve anneannesine kartpostallar, minik Kanada bayrakları ve Akçaağaç yaprağı şeklinde magnetler aldı. Gün sonunda pansiyona döndüğünde yorgun fakat heyecandan uyuyamaz haldeydi. Sabaha kadar düşünceler ve hayaller içinde bir sağına bir soluna dönmüştü. Sabah yedide alarmı çaldığında, asla uyuyamamış olsa da gram yorgunluk hissetmeden yatakta doğruldu.

"Geliyorum, Mark."

\\\

adult contemporary, markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin