Çanların gürültülü sesi, bedenine henüz veda etmiş bir genç kız için gökyüzünden yankılanıyordu. Belirsizler aralarına katılacak yeni kişi için merakla heykeller meydanında bekliyorlardı. Genç kız, elmastan taş üzerinde meydana getirildi. Belirsizler için son öğrenci de buydu.
Dünya'da ölen her insan göğe çıkamazdı. Bir çoğu sadece ölürdü ve bir süre sonra ne ruhu kalırdı ne bedeni.
Belirsizlerin coşkulu bağırışları buraya kısa sürede aşina olduklarının göstergesiydi.
Baş Melek Orlando, dikkatleri üzerine çekip sessizliği sağlamak üzere boğazını temizlemek istermiş gibi öksürdü. Herkes mesajı aldı ve sustular.
Baş Melek Orlando sözü aldı:
''Yeni Belirsizin ismi Rose Colins'' diye tanıttı kızı. Ardından yeni yaşamına uyanması için Robleon Veronica tarafından elmas bloğun üzerine ince bir yıldırım düştü. Bu yıldırım onu yakmadı. Yalnızca ruhani hayatını başlattı.
Gözlerini açmadan önce tıpkı nefese aç gibi havayı içine çekti. Ardından uzun kirpikleri beyaz teninin üzerinde kıpırdadı ve sonunda açıldı. Kimse sesini çıkarmadan yalnızca izliyordu.
Rose, ruhani hayatına önce havada asılı duran gümüş rengi kayaları görerek başladı. Ayağa kalktı ve etrafına şaşkın bir şekilde baktı. Üzerinde olan onlarca gözün onda yarattığı etki korkuydu. Rüya olduğunu düşünmek istedi fakat son olanlar parça parça aklına geldiğinde bacaklarındaki güç kesiliverdi ve dizlerinin üzerine düştü. Nasıl öldüğünü hatırlamıştı. Ona bakan meraklı gözlerin yerini acıyanlar almıştı. Soğuk zemin bedeninin titremesini arttırmıştı.
Baş Şeytan Aidan heybetli vücuduyla kıza yaklaşmak için harekete geçti. Sabırsızlıkla ondan hızla anılarını alacakken Baş Melek Orlando elini kaldırarak ''Bana bırak.'' dedi.
Sabırsızlığı artarken ''İşini çabuk bitir, uzatma!'' dedi aksi bir şekilde.
Hala nasıl öldüğünün şokunda olan Rose'un omzuna dokunan Orlando ona ''İzin ver yardımcı olayım.'' dedi güven veren ses tonuyla.
İri ve istemsizce dolan gözlerini Orlando'ya döndürerek olanları anlamlandıramayan bakışlarla ona baktı.
Bu sırada Orlando parmak uçlarını Rose'un iki kaşının arasına yerleştirdi ve gözlerini kapattı. Rose daha ne olduğunu anlamadan son anıları silinmişti bile. Onun anılarını alan Baş Meleğin buz mavisi gözleri anıların ağırlığı ile önce tamamen zifiri karanlığa ardından ise yeniden eski haline dönmüştü.
Rose, üzerinden kalkan ağırlıkla daha mutlu olabilecek gibi görünüyordu. İçine derin ve temiz bir nefes çekti, nefesi geri verdiğinde anılarının kalan son kırıntılarından kurtulmuştu bile. Şeytan Aidan bir an önce yanına ulaştı ve iki elini sırtının içine soktu. Rose ani gelen acının ardından çığlık bile atamıyordu. Verdiği tek tepki sessizce gözlerinden dökülen birkaç gözyaşıydı. Aidan kanat kemiklerini bulup çıkardığındaysa acı aniden kesilmişti. Çıkan kemiklerin ardından kanatlar hemen kendini yenilemeye başladı. Belirsizler dışardan sadece göz alıcı bir parlaklık görürken Rose acı ve rahatlamanın bir arada verdiği hisle sarhoş olmuş gibiydi.
Kanatlar çıktıktan sonra ışık sönmüş ve Rose göz önüne çıkmıştı. Herkesin şaşkınlık nidaları meydanı doldururken bir belirsizin sesi baskın bir şekilde meydanda yankılandı.
''Ama bu Robleon Veronica'nın kanatlarına benziyor.'' herkesin içinde söylediği sözlere ses vermişti.
Veronica gördükleri karşısında belli etmese de kırılmıştı. Küçük bir kıskançlık duygusu ve ardından gelen sinir dalgası yayıldı orta yaşlı kadının vücuduna. Henüz söz belirsizin ağzındayken Veronica sert bir kanat darbesiyle havaya fırladı. Uçuşu o kadar güçlüydü ki Rose ve diğer Belirsizler epey sarsılmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARŞIN BEKÇİLERİ (Melekler ve Şeytanlar)
Fantasía''Asırlardır barış içinde süregelen Melekler ve Şeytanlar'ın ilişkisi adeta yerle bir olmuştu. Aralarında sabırla dikilen duvar çoktan yıkılmıştı. Melekler ve Şeytanlar'ın bu devasa savaşında arada kalmıştı. '' Bu kitap ''Melekler ve Şeytanlar'' ı...