"Küçük Bir Umut."

327 16 9
                                    

Sabah kalktığımda evde kimsecikler yoktu.Dün gece nasıl uyuduğumu düşünerek yataktan kalkmaya çalıştım ancak yatak beni bırakmak istemiyordu.Canım ya ne kadar da seviyor beni.Tam zihnim bu düşüncelerle dolarken kendimin bir deli olduğunu düşünerek yataktan çıktım.Ayakta 5 dakika boyunca ne yapacağımı düşünürken sonunda aklıma gelmişti.Tabiki elimi yüzümü yıkayacak ve giyinecektim.Sabahları kahvaltı etmeyi pek sevmezdim o yüzden evde işim fazla sürmezdi.Yavaşça lavoboya gittim ve elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekar odama döndüm.Kendi odamı çok seviyordum.Açıkçası beni buraya kapatsalar hiç çıkmak istemezdim.Dolabımın başına geçtim ve okul formamı buldum.Eteğimin altına kısa bir çorap geçirdim.Aynanın önüne geçtim çünkü sıra saçlarıma gelmişti.Dün banyo yapmadığımiçin biraz kötü gözükse de bir şekilde düzelttim ve saçlarımı açık bıraktım.Oldukça uzun saçlarım vardı .İtiraf etmek gerekirse açık bırakınca daha güzel görünüyordum.

Nihayet evden çıkabilmiştim.Kızları bekletmediğimi düşünerek yürümeye başladım ve sokağın köşesini döndüğümde 3 kızgın suratla karşılaştım.

"Ah!Prensesimiz sonunda geldi." Bunu diyen Bahar'dı ve ona suratımı ekşiterek baktım.

"Tamam kızlar haklısınız.Birdaha olmaz hadi yürüyün"Diyerek sıyrılmaya çalıştım.Burcu'nun yüzü hala asıktı ve ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Burcu,daha iyi misin ? " dedim.Oldukça saçma bir soruydu ve sorduktan sonra Burcu suratıma boş boş baktı ve sonra tekrar bakışlarını yola çevirdi.

Yolda fazla konuşmadık.Zaten okula gelmiştik.Sınıfımız en üst kattaydı ve çıkarken pestilimiz çıkıyordu.Yine de günün gerginliğiyle kimse çıtını çıkarmadan merdivenlerden çıktı.Sıralarımıza geçtik.Sınıfta bizim dışımzda birkaç öğrenci daha vardı.Hepimiz farklı düşünceler içerisindeydik.

"Bayan bunalımlar noldu yine suratınızdan düşen bin parça ? " bunu söyleyen Kerem'di.Yine bizi gülümsetmeyi başarabilmişti.

"Dün neler oldu neler" dedi Yağmur Kerem'i meraklandıracak şekilde.

"Neler oldu anlatırsanız bileceğim."

"Burak,Burcu'nun eski sevgilisini dövecek.Hem de küçükbir mesele değil.Sıkıntı büyük anlayacağın." Ah bu Yağmur hiç akıllanmaz mıydı ? Burcu ona sinirli gözlerle bakarken aralarına Bahar girdi ve Burcu'yu oradan uzaklaştırdı.

"Kızım sen napıyosun ya Burcu'nun halini bilmiyomuş gibi." bunu dememi haketmişti.Çünkü dün o da yanımızdaydı.

"Pardon ya dalgınlığıma geldi patlamayın hemen."

"Kızlar bi sakin olur musunuz yoksa birazdan küseceksiniz." Kerem haklıydı.Sinirlerimizi birbirimizden çıkarıyorduk.Yağmur'la göz göze geldik.Ve sustuk.

Zil çalmıştı.Ah olamaz! Ders matematik.Bu kafayla matematik dersi hiç çekilecek gibi değil.En iyisi uyumak.Bu fikiri düşünmemle sıraya başımı koymam 2 saniyemi almışt.Dün gece uyuduğum için uykum yoktu ama dersi de dinlemeyecektim.Arda'yı izlemeye karar verdim.Sarışına yakın,kumral tonu saçları,uzun boyu,kahverengi gözleri...O kadar dalmış olmalıyım ki hocanın adımı söylediğini duymamıştım.

"Azra kızım uyumaya mı geldin buraya !"

"Hayır hocam biraz başım ağrıyor da."

"Kalk ve tahtadaki soruyu cevapla bakalım.Belki başının ağrısı geçer." ses tonunda alay vardı.Ve bunu hissetmiştim.Yavaş adımlarla tahtaya çıktım.Matematikten hiçbir şey anlamıyordum.Ve soruyla bakışmaktan başka bir şey de yapmadım.Tam yerime otururken arkamdan bir ses geldi:

"Arkadaşlar sanırım Azra soruya aşık oldu.Baksanıza ona bakışlarından her şey anlaşılıyor."Bu cümlenin ardından sınıftan bir kahkaha koptu.Bunu söyleyen kişi Arda'ydı ve yerin dibine girdiğimi sandım.

Uçan BalonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin