Televizyonda her gün değişen tek şeyin gün sayısının artması olduğu haber tekrarlanıyordu.
"Birkaç hafta önce perşembe günü öğleden sonra hepinizin de maalesef çok iyi bildiği garip bir olay yaşandı. Paris'teki, tekrar ediyorum, sadece Paris'teki her beş aileden birinde bir kişi gözlerini açmayacak şekilde kapadı. Evet şu an binlerce kişi neden olduğunu anlamlandıramadığımız bir şekilde komada. Aileler çözümün bir an önce bulunmasını umuyorlar. Şimdi kızı bu olay sonucunda komada olan bir baba ile konuşmak için Nadja Chamack'a bağlanıyoruz..."
Defalarca izlediğim haberin benzeri olan bu haberi kapattım.
Bu haberdekilerin hepsi doğruydu. Her beş aileden birinde bir kişi başka bir şey yapmayıp sadece nefes alıp verebiliyordu. Benim ailem şanslı olan ailelerdendi ama aile kuracağım kişi... o konuda şanslı olamamıştım. Adrien o lanetli günden beri komadaydı.
Evet, Gabriel Agreste'in istediği olmuştu. Bayan Agreste, Emilie, uyanmıştı ama onun karşılığında Paris'teki binlerce kişi uykuya dalmıştı.
Bir kişinin hayatı için binlerce kişi, bir adamın bencilliği yüzünden binlerce üzgün olan aile ama o adam da mutlu olamadı. Karısını kurtarayım derken oğlunu kaybetti. Bu yüzden karısını da pek kurtarabildiğini söyleyemeyiz. Çünkü Emilie Gabriel'ın yaptıklarını gördükten sonra hiç uyanmamayı diledi.
Uyandığında oğlu artık uyanık değildi, kocası kendi mutluluğu için bir sürü kişiyi mutsuz etmişti. Gabriel Emilie uyandığında mutlu olacağını sanmıştı ama Emilie başkalarının mutsuzluğundan mutlu olacak kadar bencil bir insan değildi.
Benim bildiğim her şeyi bilen ve yanımda olabilen tek kişi Emilie'ydi. Tikki ve Plagg de yoktu. Sadece Emilie ve ben vardık.
Diğer herkes için Adrien da belirsiz bir nedenden uykuya dalan sıradan insanlardan biriydi ama biz o nedeni biliyorduk.
Uykuya dalanlar daha çok çocuklar olmuştu. Gençlerden de uykuya dalanlar vardı ama 20 yaşından büyük hiç kimse uykuya dalmamıştı.
Uykuya dalanlardan tanıdıklarım arasında Adrien hariç şunlar vardı; Alya'nın ikiz kardeşlerinden biri, Juleka, Marc, Max ve Sabrina. Chloe New York'ta olduğu için ona bir şey olma olasılığı yoktu. Lila'dan ise kimsenin haberi yok. Bilmiyorum belki ortadan kaybolması da onun yalanlarından biridir.
Haftalardır hareket etmeyen, benimle konuşmayan, yemyeşil gözlerini göremediğim, sadece hala nefes alabildiği için mutlu olabildiğim Adrien'a baktım. Her zaman olduğu gibi uyurken bir meleğe benziyordu. Hiç uyanmayacak kara bir meleğe.
Aşık olduğum oğlanın uyanması için her şeyi göze alıp Gabriel'ın yaptığı bencilliği ben de yapar mıydım diye düşündüm. Galiba ne olursa olsun böyle bir kötülük yapmazdım.
Ah kedicik, bizim de sonumuz Romeo ve Juliet'in sonuna mı benzeyecek?
Her gün uyanmayacağını bilerek ama yine de uyanacağı umarak hastanedeki Adrien'ın yanına geliyordum. Ona onsuz olan günlerimin ne kadar sıkıcı geçtiğini anlatıyordum. Bugün biraz erken gelmiştim.
Kapının açılma sesini duydum. Emilie içeri girdi.
M: Ben, ben biraz sonra geleyim o zaman...
E: Yok hayır Marinette, kal.
Kalktığım yere geri oturdum.
E: Ben aylardır uyuduğumun farkında değilken neler neler yaşanmış. Benim yüzümden bir sürü kişinin hayatı kararmış olmalı.
M: Emin olun bunun sizinle hiçbir ilgisi yok. Siz suçlanacak en son kişisiniz.
Kısa bir sessizlikten sonra Emilie tekrardan konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Mucize (Miraculous) [Tamamlandı]
FanfictionSevgi iki kişinin içindeki mucizeyi ortaya çıkarıyor ve mucizevi bir aşk başlıyor. *Bu kitabın çoğu 2. sezon çıkmadan önce yazıldı.*