yirmi bir

1.9K 170 23
                                    

dudaklarımda hissettiğim sıcaklıkla istemsizce gözlerimi kapattım. okulun ortasında dudaklarını benimkilerle buluşturmuştu ve anın etkisiyle kendimi ona kaptırmıştım. yumuşak dudakları vardı. tenimde hissettiğim her nefesinde ise o anın hiç bitmemesini diliyordum. tatlıydı. o beni öptükçe daha yoğun bir istek duyuyordum. dudaklarımın üstünde bir yukarı bir aşağı hareket eden dudaklarını benden çekmesini istemiyordum.

ama çekilmek zorundaydık.

dudaklarımızı birbirinden ayırdığımız sırada gözlerimi hafifçe aralamaya başladım. yüzlerimiz hafiften birbirinden uzaklaşıyordu, nefesini vücudumda hissedemiyordum artık. ama kokusu.. o hiçbir zaman aklımdan da, ruhumdan da çıkmayacaktı.

hakkında şiirler yazılası gözleri, işleyen her bir saniye beni kendine tekrar tekrar âşık etmeye yetiyordu.

beni öpmüştü. herkesin içinde. bunu umursamamış ve ani gelen bir istekle dudaklarıma yapışmıştı. ayırırken de hayli zorlanmıştı. zorlanmıştık.

"lalisa bu bana yetmedi"

fısıltısı ruhumu titretmişti. yüzlerimiz birbirine hala yakındı ve konuşurken nefesinin yüzüme çarpması beni ve lanet vücudumu etkilemişti. umarım şuan içimdeki titreşim dışarı yansımıyordur.

"bana da yetmedi"

"e ne olacak şimdi?"

"dersim var benim"

"girme derse. benimle kal"

"aynı sınıftayız jungkook"

"hey! bana jungkook deme!"

muhtemelen insanların duymaması için fısıltıyla konuşuyorduk ve kookie, ona jungkook demem üzerine sesini normal seviyeye almıştı.

"neden? gerçek ismin bu değil miydi?"

"senin ağzından kookie duymaya alışmıştım"

"benim ağzımdan jungkook'u duymaya da alışırsın. ayrıca daha 1 kez görüştük nasıl bu kadar hızlı alıştın tanrı aşkına?"

"cidden sadece 1 kez mi gördüm seni ben?"

sanki yıllardır birbirimizi tanıyormuşuz gibiydi.. ben de öyle hissetmiştim. "evet"

"aslında, hayır"

 mon cookie ᝬ liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin