kafam allak bullak olmuştu. ne düşüneceğimi bilmiyordum. kalbim ve beynim farklı şeyler söylüyordu ama öyle bir kargaşa içerisindeydi ki vücudum, ne söylediklerini anlamıyordum bile. zaten istesem de ismimi o kadar uzun süre saklayamam. tabi ya! ünlüydü. en başından anlamalıydım. çevresindeki kızlar, barlarda geçen hayatı.. anlamalıydım.
gözlerimizi birbirimize sabitlediğimiz sırada bana doğru geliyordu. aramızdaki mesafeyi de kısa bir süre sonra kapatmış ve karşıma dikilmişti. gözlerinde ne olduğunu anlayamıyordum, onları okuyamıyordum. bu sırada seulgi'nin nasıl bir şaşkınlıkla bir ona bir bana baktığını tahmin edebiliyordum.
"mal mısın güzelim nefes alsana"
"ne dedim sen?!"
seulgi bir sus tanrı aşkına! şuan sana açıklamaya mı uğraşayım bir de?
kookie'nin bakışları seulgi'nin heyecan dolu sesini duyunca ona kaydı.
"gider misin?"
"siz tanı—"
"git dedim"
"gitmeyeceğim ya ben niye gideyim? çok istiyorsan sen git"
"iyi fikir"
kookie'nin bunu demesiyle elimde hissettiğim elleri beni kendine doğru çekmiş ve beni okulun bahçesine doğru yürütmeye başlamıştı.
"ko– kookie?"
bana döndü ve yürümeye devam etti.
"lalisa?"
"sen.. sen ne yapıyorsun burada? okulumu nasıl biliyorsun?" ah gerizekalı lisa, bunu sormanın sırası mı şimdi? çok mu önemli bu detay? evet, önemli tabi. tanrım! ne düşüneceğimi bilmiyorum ki ben.
"kendin söylemiştin"
"yoo hayır. söylemedim"
"iyi düşün lalisa"
seul lisesi yakınlarında olursa iyi olur. doğru ya! ev aradığım sırada söylemiştim. aptal kız!
"sen.. ünlüsün"
"ee?"
okulun bahçesine gelmiştik. kookie ellerimi bırakmıştı ve yüzümü inceliyordu. cevap vermemi bekliyordu.
"ne demek ee? senin benimle ne işin olur kookie? cidden delirtme beni! neden sakladın ki kimliğini bunca zaman? neden seni farklı tanımamı istedin? âşık olduğum adamın babası uyuşturucu kaçakçılığından içeri atılıyor. âşık olduğum adam her gece barlarda başka kızlarla gününü gün ediyor. âşık olduğum adam—"
"âşık olduğun adam da sana âşık lalisa!"
sesimin yüksekliği onun sesinin yanında oldukça sönük kalmıştı. birbirimize bağırmaya başlamıştık ve artık bahçedeki herkesin bize baktığını anlayabiliyordum. hayır, bize bakmalarının nedeni bu değil. zaten bize bakmıyorlardı ki, sadece jeon jungkook'a bakıyorlardı.
nasıl birini seviyordum ben? en başında bunu yapmamalıydım. onu hayatıma almamalıydım. uyuşturucu kaçakçılığı da ne demek? kookie böyle bir adamın yanında büyümüştü. zaten kendisinin de ne kadar masum olduğu tartışılır. bu muydu benim sevdiğim adam?
"içinden geçenleri yine okuyorum lalisa. bunu saklamakta iyi değilsin"
"saklamak isteyen kim zaten! ayrıca bana lalisa deme, sevmiyorum bu ismi"
"seviyorsun"
"sevmiyorum"
"seviyorsun lalisa"
seviyordum. lalisa ismini ondan duymak çok güzeldi. şimdiye kadar öyleydi.
"kim bilir nasıl bir pisliğin içindesin sen de. anlıy—"
"sana söyledim. ben yıllardır barlarda playboyluk yapmıyorum. babamın kaçakçılık yaptığından haberim de yoktu. yıllardır o adam yüzünden kendimden utanıyorum ben. beni nasıl bir şeyle suçladığının farkında mısın? sana söylemememin nedeni de buydu. sinirlenecektin. aynen bu şekilde düşünecektin. ismimi söylemeyerek sadece öğrendiğinde oluşacak ortamı yumuşatmaya çalışıyordum. sana böyle biri olmadığımı göstermeye çalışıyordum. çünkü senin farklı olduğunu biliyorum lalisa. diğer kızlardan çok daha temiz biri olduğunu biliyorum. vereceğin tepkiyi tahmin etmek zor olmadı bu yüzden. ama sana yemin ederim, ben artık öyle bir değilim. yemin ederim, güzelim"
gözlerim dolmuştu. hayır, ben ona kızamazdım. o değişmişti ve ben bunu gözlerinde görebiliyordum. bana olan bakışlarına yüklediği anlamı da anlayabiliyorum. ben ona kızamam. o yapmadı ki, aptal bir herifin yaptığı suçun yükünü neden kookie'ye yükleyeyim? olayı oldukça abartmıştım sanırım. neden bu kadar ani bir tepki vermiştim ki? yetmezmiş gibi tüm okula da rezil olmuştum. "özür dilerim kookie"
~
ilk fanfic'im olduğu için cümleleri toparlama olayında sıkıntı yaşıyorum sanırım. takmamaya çalışın ğeöcşlw
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mon cookie ᝬ liskook
Fanfic❝ geldim desem, beni içeri alır mısın? ❞ [#1 lizkook, 270221 #1 seulmin, 020321] 2020 | sud.