1: "Tanrı aşkına biraz korkmuş gibi yapar mısın?"

221 4 10
                                    

"Gözlerim ressam oldu görüntüne, kalbimin levhasına nakşetti görüntünü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Gözlerim ressam oldu görüntüne,
kalbimin levhasına nakşetti görüntünü.
Bedenim de çerçeve oldu senin resmine, derinlikle güçlendi sanatın en üstünü."
↬𝐬𝐡𝐚𝐤𝐞𝐬𝐩𝐞𝐚𝐫𝐞 𝐬𝐨𝐧𝐞𝐥𝐞𝐫

water fountain - alec benjamin

【ℜ】

İtaewon
17.21

Gün batımı tüm güzelliğiyle kızıla boyarken hayranlık dolu bakışlarımı gökyüzünden ayıramıyordum. Bunaltan öğlen sıcağı yerini ferahlatan yumuşak rüzgara bırakmıştı.

Okulun açılmasına günler kala son kez üzerimde bir sorumluluk taşımadan, özgürce sokaklarda dolaşıyordum. Az önce girdiğim şeker dükkanından bir paket dolusu jelibon almıştım. Birer birer ağzıma atarken sahil yolundan ayrıldım. Caddeden karşıya geçip yokuşu çıkmaya başladım. Okulun etrafından dolaşacaktım. Kapandığından beri sokağından geçmiyordum, ancak kendimi yavaş yavaş duruma alıştırmam gerekiyordu.

Okul açılacaktı.

Halime gülmemek içten değildi. Ailemin gurur duyacağı bir çocuktum gerçekten.

Güvenlik görevlisine selam verip okulu geçtim. Henüz tatilden kimse dönmemiş gibiydi. Etraf çok sessiz ve huzurluydu. Havanın kararmasına daha çok zaman vardı ama etrafta ne çocuk sesi ne de korna sesi vardı; kışın tatil beldesine gelmiş emekli çocuğu gibi hissediyordum.

Aldırmadan adımlarımı ardı ardına atarken yolu biraz daha uzatmaya karar verdim. Tek başına dolaşmayı genellikle sıkıcı bulurdum ama bugün keyfim yerindeydi. Usul usul ilerlerken kendimi ara sokaklardan birinde buldum. Sokak aralarındaki kafeleri oldum olası çok tatlı buluyordum; buradakiler de hiç fena sayılmazdı.

Dükkanın camından içeriye göz gezdirdim. Tatlı çörek kokularını buradan bile alabiliyordum. Sözleştiğim arkadaşlarımla buluşma yerini son anda değiştirmek pek de alışılmadık bir durum değildi; bunu hep yapıyorduk. Birimiz güzel bir yer keşfedince diğerlerine de göstermek hoşumuza gidiyordu.

Mesajı atıp kafeye girmeden önce sahilin gözüktüğü demirliklere doğru ilerledim. Az önce deniz kenarında dolaşmıştım ama yetmemiş olmalıydı. Güneşin sadece küçük bir kısmı görünüyordu şimdi. Ve bu görüntü bana paha biçilemez geliyordu.

"Sessiz ol, herkesi başımıza toplayacaksın Jungmyeon."

Sesin geldiği tarafa doğru kafamı hafifçe çevirdim. Ortalıkta kimse görünmüyordu ama ses yakınlardan geliyordu. Dikkatim başka bir yöne dağılsa da çok geçmeden bir inilti duydum.

Ve bir haykırış,

Ardından ağlama sesleri.

Tamam, bu kadarı harekete geçmem için yeterliydi. Seri adımlarla ilerlerken göreceğim manzara için kendimi hazırlamaya çalıştım. Tek yol tabelasına aldırmadan dar sokakta ilerlemeye devam ettim. Kafeden gittikçe uzaklaşıyor olmam umurumda değildi, tek istediğim bir an önce orada ne olduğunu öğrenmekti.

RainismHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin