' Sana kaç kere daha söylemem gerek Binbaşı? Kendi başına hükümdar olamazsın! '
Façalı, o esnada karşısındaki kadının çatık kaşlarına, çatık kaşları ile bakıyordu. Nereden nereye gelen konuya kafa yormayı on dakika önce bırakmıştı ve geri almaya hiç niyeti yoktu.
' Olmadım zaten komutanım '
' HAH! ' Diye bir ses çıkaran kadının ibreyi zorlayan sinirine karşı sessiz kalmayı öğrenmişti.
' Fazla dağılmadı komutanım '
' Dağılmak dediğin iki üç kişi ile olur, Yeryüzünde koca bir delik açtığın zaman olmaz Binbaşı'
' Görev neyi emretti ise o gerçekleşti komutanım '
' Görev size yeni nesil füzeyi kullanmanı mı emretti Binbaşı? '
' Hayır '
' Birde hayır demiyor musun İyice geriliyorum FAÇALI! Ben çıkmadan savunman masamda olsun, çık şimdi '
Façalı, sonunda beklediği yumuşamayı duyduğundan ' Gerekli savunmanızı da ben yazarım ' diye mırıldandı.
' Zahmet olmasın? ' derken sesine alay tınısı hakim olan kadın ' Tabi ki sen yazacaksın ' diye ekledi.
Façalı, uslu bir çocuk gibi başını aşağı yukarı hafifçe salladı.
Kadın ise karşısındaki hayvana fazla kızgın kalamıyordu ama fazla da sevemiyordu. Çok istiyordu ama yapamazdı. O, doğru kişi değildi.
Façalı, yüzü düşen kadın karşısında anlaması gerekeni anladığından asker selamını verip ' komutanım ' dedi ve odadan çıktı.
Ardında bıraktığı kadında bir emaneti vardı ama almaya hakkı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALABÖRÜ ( FAÇALI )
Ficción GeneralBir dağ düşünün ki, Façalıya diz çöken! Bir sevda düşünün ki, Façalıya diz çöktüren!