Şahsen bu hikayenin en azından bir abla kadar uzun olmasını istemiyorum ve direk üçüncü sınıfa atlıyorum.
Kafanıza takılan bir konu varsa☞︎︎︎
Jᴇɴɴʏ'ɴɪɴ ɢᴏ̈ᴢᴜ̈ɴᴅᴇɴ
"Kahretsin... Düşünsene neredeyse geç kalacaktık." Sirius ile birbirimize baktık ve dayanamayıp kahkaha attık. Az önce trene hareket ettikten sonra binmiştik ve ben sanırım bileğimi burkmuştum.
"Seni bilmem ama ben burdan kalkabileceğimi sanmıyorum. Bileğim çok acıyor." Yanıma eğilirken cevap verdi.
"Tabii acır. Öyle bir atlayışın vardı ki trene. Gel kolunu omzuma at... İşte böyle... Hadi James'leri bulalım." Biz yürürken düşündüm. Üçüncü yılımıza başlıyorduk. Resmen beşinci bir çapulcu gibi olmuştum. Ama Remus'un aklına gelen fikir ile bu yıl yapmaya çalışacağımız çapulcu haritasından kendi ismimi uzak tutacaktım. Ne olursa olsun bir çapulcu değildim. Ayrıca birinci sınıftan beri animagus olmaya çalışıyorduk ama henüz en büyük ilerlemeyi ben kaydetmiştim. Sonunda diğerlerini bulduğumuzda içeri girdik.
"Herkese merhaba bu kız kendini sakat bıraktı ve bu yıl dünyanın en manyak şakalarını yapmak üzere Hogwarts'a dönüyor." Kendimi zorla James'in karşısına bırakırken o kaşlarını çattı. Eğilip bileğime baktı.
"Ne oldu oraya? Üzerine falan mı düştün?"
"Ah! Orası acıyor. Ayrıca trene geç kaldık ve hareket halindeyken atlamak zorunda kaldım."
"Yanında sürekli sargı bezi taşıyan kimi tanıyorsun?" Diye sordu birden.
"Lily'den başka o tarz bir manyak tanımıyorum. Neden?"
"Bileğini saracağım çünkü. Oraya gidince hastane kanadına da uğrarsın. O zaman ben Lily'den sargı bezi isteyip geliyorum." O çıkarken arkasından baktım.
"Sana yedi yirmi dört abisinin yardımını bekleyen on yaşındaki bir çocuk muamelesi yapmayı bırakması lazım." Dedi Remus.
"Ama kötü niyetinden yapmıyor." Diye cevap verdim. "Yine de bazen sinir olmuyor değilim." O sırada James içeri girdi ve elinde tuttuğu sargı beziyle tekrar ayağımın üzerine eğildi.
"Söz konusu sen olmasan sargı bezi istedim diye lanet yiyecektim." Kıkırdadım.
"İkinizin bir araya gelme sebebi her seferinde benim bir kere. Ayrıca sevgili Jamie, Merlin'in sakalı adına neden bana karşı bu kadar korumacı davrandığını söyler misin?" Kafasını kaldırdı ve kaşlarını çatarak bana baktı.
"Fazla mı korumacı davranıyorum? Oh, seni çok sıkıyorsam lütfen kusuruma bakma. Sana değer veriyorum ve zarar görmenden korkuyorum sadece." Gülümsedim ve saçlarını karıştırdım.
"Ara sıra on yaşında bir çocukmuşum gibi davrandığın oluyor tabii. Ama iyi ki varsın dört göz insancık." Gözlüğünü alıp kendime taktığımda o da doğrulup yerine oturdu. Kompartmanın kapısı birden açılınca hepimiz irkildik. Alice içeriye kafasını uzattı.
"Sirius, kardeşin birilerine bulaşıyor yine." Sirius söylenerek ayağa kalktı.
"Siz beni bekleyin ben gider gelirim şimdi. Lanet olası kardeşimden nefret ediyorum." O çıkar çıkmaz kapıyı kapattım ve diğer üçüne döndüm.
"Sirius'u seviyorum." Dedim birden. James içtiği suyu tükürdü.
"Ha?"
"Duydunuz işte. Başka soru soranın gırtlağını keserim. Bu konu az önce açıldı ve kapandı. Şimdi izninizle, Lily'nin yanıma gideceğim." Kalktım ve hızlı adımlarla dışarı çıktım. Lily'i gördüğüm an içeri girip kendimi karşısına attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Şeytan (ÇAPULCULAR)
Fanfiction"Aramıza hoşgeldin, Küçük Şeytan." *** Belki şimdi farkında değildim ama ileride benim için bir kardeşten öte olacaktı çapulcular... Kaderim olacaklardı belki de... *** Çapulcular dönemine düşen Jenny, tüm iyi ve kötü yönleriyle çapulcuların arasın...