Biraz düşündü. Bazı olayları aşması gerektiğinin farkına vardı. Seri adımlarla odasından çıktı ve Bella'nın yanına gitti.
"O gün üstümde olan pijamaları verir misin Bella?" Bellatrix'in yüzünde bir gülümseme belirdi.
"Bazı şeyleri aşıyor olmana sevindim Jenny." Kenardaki dolabın köşesinden bir pijama takımı çıkarıp ona verdi. Üstündeki Gryffindor atirmasına yüzünü buruşturdu eline alıp tekrar odasına giderken.
Odasına vardığımda pijamaya detaylıca baktı. Birden cebinde sallanan kare şekilli nesneyi farketti. Kaşlarını çatarak cebi karıştırdı ve eline gelen aynaya donarak baktı. Başının döndüğünü hissetti ve duvara tutundu.
***
"Jenny! Aynamı geri ver! Sirius'la olan iletişim kaynağımız o bizim!" Genç kız gülerek kardeşinden kaçıyordu.
"Bunu bildiğim için alıyorum zaten kardeşim. Sevgilimle bağımı koparmak istemiyorum. Yani anlayacağın, eğer bu aynayı bizden alırsan sevenleri ayırmış olacaksın." James durdu.
"Sen cidden Küçük Şeytan'sın. Vicdanımla oynuyorsun. Bunu ödeteceğim. Ben de senin vicdanınla oynayacağım Küçük Şeytan." Gülerek devam ettiler kovalamacalarına. Sanki çocuklarmış gibi...
***
Kafasında beliren 'sözde' anılarla zorlukla alnını ovdu. Yatağına oturup düşündü. Bu da neydi böyle? Potter ile birlikte anısı bile yokken neden böyle bir şey canlanmıştı kafasında? Elbette, kan bağı açısından kardeşi olduğunu biliyordu, ama o kadardı. Daha fazlası değillerdi. Asla da olmayacaklardı. Bunların hepsi çok saçmaydı.
Aynaya baktı düşünceli bir halde. Sadece bir saniyeliğine ela gözlerinin yerinde aşık olduğu gri gözler belirdi ve geri kayboldu. Daha doğrusu, eskiden aşık olduğu gri gözler...
(OZUR DILERIM OZUR DILERIM OZUR DILERIM OZUR DILERIM)
***"LANET OLSUN!" Sirius, yatakhanenin duvarını tekmeledi sinirle. James ve Remus hemen yanına koştu. Sirius çıplak ayağıyla duvarı tekmeliyordu ve ayağı zarar görmüştü darbelerden dolayı. Hızla onu bir kenara çekip sakinleştirmeye çalıştılar.
"Sorun ne?" Dedi Remus endişeyle. Sirius debelenmeyi bırakmış hüngür hüngür ağlıyordu şimdi.
"Hala onun yansıması geliyor gözümün önüne." Dedi bitmiş bir halde. Yatağının üzerine fırlattığı aynayı işaret etti. "Sadece birbirimizi izlerdik geceleri... Birbirimizin gözlerini..." İki arkadaşı çaresizce baktı Sirius'a. James gözlerinin dolduğunu hissedince hızla odadan çıktı. Herkesi mahvetmişti bu kayıpları...
***
"HADİ LEYDİ HERKES SENİ BEKLİYOR!"
"GELİYORUM BE!" Sinirle diğer ölüm yiyenlerin yanına gitti. Karşılarına geçince durdu ve net sözlerle konuşmaya başladı.
"Planımız belli. Oraya giden ortalığı kasıp kavuracak. Ama sizi uyarıyorum... Eğer asalarınızdan bir tane dahi yeşil ışık çıkarsa o ışığın sorumlusunu kendi ellerimle öldürürüm. Nasıl olsa hayatımız buna dönüştü... Haydi!" Herkes teker teker cisimlenmeye başladı.
***
Dört arkadaş Üç Süpürge'de oturuyordu şimdi. Sessizce kaymak biralarını yudumluyorlardı. Kimse konuşmuyordu, konuşup sohbet etmek için gelmemişlerdi zaten. Bir anda dışarıdan gelen patlama sesiyle herkes ayaklandı. James hızlıca camdan dışarı baktı, dışarıda yaralılar vardı. Remus ve Peter'a döndü.
"Yaralıları içeri sokmaya çalışsak yaralarına bakar mısınız siz?" Onlar kafalarını sallayınca Sirius etrafa bakındı. Yakında yardım edecek yetişkin yoktu. İş başa düşmüştü demek ki.
Can havliyle dışarı koşup birkaç kişinin içeri girmesine yardım ettiler. Sirius getirip götürmede dördüncü turuna geçmişti ki herkes durdu. Az önce yanına gelen James de onların baktığı yöne baktı. Demek doğruydu.
Karanlık Leydi iddiası doğruydu.
Meydanın ortasında geçince herkes kaldığı yerden devam etti işine. Karanlık Leydi iki kişiyle birden düello ediyordu ve hiç affedilmez lanet kullanmaması Sirius'un dikkatini çekti. Son birkaç haftadır takır takır adam öldürüyordu ama?
İçeriden dışarıyı izleyen Remus'un dikkatini ise farklı bir şey çekmişti: Kimseye lanet atmaktan çekinmiyordu, elbette affedilmez değil, ancak Sirius'un lanetlerine karşı savunmadan başka hiçbir şey yapmıyordu. Kaşlarını çatıp tekrar yaralı bir öğrenciye döndü.
Dışarıda herkes birbiriyle düello ediyordu. Sirius kendisine yollanan bir Kedavra lanetinden son anda kurtuldu. Karanlık Leydi bir anlığına onunla düello eden kişileri dondurdu, Sirius'a lanet atan ölüm yiyene döndü.
"Hiçbir yeşil ışık çıkmayacak o asalardan demiştim." Dedi resmen tıslayarak. Asasını uzattı ve hiç acımadan öldüren laneti fısıldadı.
Ölüm yiyen yere düşerken Sirius şokla izledi. Az önce onu öldürmeye çalışan bir ölüm yiyeni gözünün önünde öldürmüştü.
Karanlık Leydi ile göz göze geldi birden. Maskenin altındaki gözler ona bakınca bir an yumuşadı, sonra tekrar eski halini aldı ve Leydi, diğer ölüm yiyenlere gitmeleri gerektiğini işaret etti. Onlar yakalanmadan tekrar cisimlenirken, Karanlık Leydi'nin cübbesinin içinden düşen kolyeyi sadece Sirius farketti. Yanına yaklaştığında şok oldu. O kolye bir zamanlar sevdiği kıza aitti. Kimseye bahsetmeden kolyeyi alıp cebine koydu. Herkes şimdi dışarı çıkıyor, kalan birkaç yaralıyı içeri taşıyordu.
***
Ertesi sabah tekrar gazetelere çıktı Karanlık Leydi.
İDDİALAR DOĞRUYMUŞ
Sadece bir iddiadan ibaret olduğu sanılan Karanlık Leydi dün öğleden sonra Hogsmeade köyüne yapılan bir saldırıda ölüm yiyenlerin başını çekerek iddiaların yalan olmadığını kanıtladı. Son zamanlarda pek şaşırtmamakla birlikte saldırı sonrasında sadece bir ölüm yiyenin öldüğü, sivillerden herkesin sağ olduğu belirlendi.
Birkaç ay önce evinde öldüğüne dair kanıtlar bulunan Jenny Potter'ın katilinin de Karanlık Leydi olduğu düşünülüyor.
Sirius gazeteyi tekrar masaya bırakırken cebindeki eliyle Jenny'nin kolyesini sıkı sıkı kavradı.
"Eğer gerçekten onun katiliyse onu öldüreceğim." Dedi James.
"Sadece oraya dikkat ediyorsunuz." Üç arkadaş Remus'a baktı.
"Dikkat çekmeye çalıştıkları bir noktayı kaçırıyorsunuz. Oradan çıkan tek ceset bir ölüm yiyene aitti. Ve yine farkettiniz mi bilmiyorum, ama Karanlık Leydi saldırı boyunca tek affedilmez laneti o ölüm yiyene karşı kullandı."
"Neyden bahsettiğini anlamıyorum, Remus. Lütfen daha açık konuş."
"Hiçbir şeyden bahsetmiyorum Peter... Boşver beni." Tekrar yemeğine döndü. Olaylardaki çelişkiyi farkeden tek kişi o muydu cidden?
Ayh yeter bu kadar yazdığım. Haberiniz olsun, bir süre bölüm gelemezse şaşırmayın. Bugün bir mat bir de din sınavına girdim. Sıçtım kısaca. Tabii ki bölüm yazmaya devam edeceğim ama her gün değil maalesef :(
Neyse. Umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Şeytan (ÇAPULCULAR)
Fanfiction"Aramıza hoşgeldin, Küçük Şeytan." *** Belki şimdi farkında değildim ama ileride benim için bir kardeşten öte olacaktı çapulcular... Kaderim olacaklardı belki de... *** Çapulcular dönemine düşen Jenny, tüm iyi ve kötü yönleriyle çapulcuların arasın...