Luke’u okulda gördükten sonra hızlı adımlarla eve doğru ilerlemeye başladık. Tabi yol boyunca tek sohbet konumuz Luke olmuştu. Yanımızda bizimle birlikte eve yürüyen arkadaşlarımız Harold ve Eddie’nin yüzlerindeki ifadeden ne kadar sıkıldığını anlamıştık. Tabi bir erkek olarak üç kızın erkek muhabbetini dinleyecek değillerdi sonuçta.
“Bize baktığına yemin edebilirim.” Dediğinde Hayley’in gözünde her zamanki soru sorar ifade vardı. Belli ki bir şeyler kafasını karıştırıyordu ve bunların bir an açığa çıkmasını bekliyordu.
“Bende gördüm. Gerçekten bize doğru baktı ama nedenini hala anlamış değilim.” bunu söylerken bende bunun nedenini çözmeye çalışıyordum.
“Aynen. Geçen de okulda siz yokken bize doğru geldi sanki bir şey soracak gibiydi. Ama dolandı dolandı gitti sonra. Anlamadık biz de ne olduğunu.” Sally bunu söyledikten sonra ise herkesin aklında biriken sorular gittikçe artmaya başlamıştı.
Gerçekten Luke’un hareketlerini hiç birimiz anlamlandıramamıştık ve grubumuzdaki kızların aklındaki tek soru işareti ise acaba Luke’un aramızdan birini beğenip beğenmediğiydi.
Bu konuda hepimizin ortak görüşü böyle bir şeyin mümkün olamayacağı yönündeydi. Luke gibi çocuklar bizim gibi sıradan kızlara bakmazdı çünkü.
Biz 5 kişilik arkadaş grubu olarak kendi halimizde takılıyorduk. Sınıfımızda yer alan diğer kişilerle çok fazla muhabbetimiz yoktu. Zaten o kadar kalabalık arasında biz bize yetiyorduk.
Luke’tan bahsedecek olursa o da sınıfta kendi halinde takılan bir grubun üyesiydi. Onlar da genelde 4 kişi takılıyorlardı. Müzik grubu vardı gitar çalmayı biliyordu ve harika bir sesi vardı. Sarışın olması ve mavi gözleriyle sınıftaki hemen hemen her kızın hayalindeki erkek konumundaydı. Ha tabi bi de elinde sürekli taşıdığı gitarıyla.
Yol boyu Luke hakkında konuştuk. Eve geldiğimizde ise içeri girdik ve herkes kendini boş bulduğu yere attı. Aslında çok yürümemiştik. Ama hızlı yürüdüğümüzden dolayı fazlasıyla yorulmuştuk.
Günün sorusunu soran kişi ise her zamanki gibi Hayley olmuştu. “Ne yiyeceğiz?”
Kimsenin aklında ne yiyeceğimize dair hiçbir fikir yoktu. Herkes kendi içinde bunu sorgularken Hayley evde olan malzemeleri sırasıyla saymaya başlamıştı. Evde makarnanın olduğunu duyan Harold hemen atlayıp makarna yapmamız yönünde fikrini dile getirdi. Ben ise bu fikre hiç sıcak bakmadım. Çünkü günlerdir makarna yiyorduk ama makarna sevmeme rağmen ben bile makarnadan tiksinmeye başlamıştım.
Ben hayır dedikten ve Sally ile Eddie de makarna istemediklerini dile getirdikten sonra başka yapılacak bir şey arayışına düştük.
Nerdeyse bir saate yakın süre boyunca kimseden doğru düzgün bir fikir ve yapılabilecek bir yemek çıkmayınca sonunda dışarı da yemeye karar verdik.
Bu kez de mekan bulmakta zorlanmıştık. Halbuki tam çarşının merkezinde oturuyorduk. Sonunda sıkılıp bir yere oturduğumuzda yediğimiz şey pizza olmuştu. Pizza hepimizin favori yemeğiydi özellikle ise Hayley’in.
Pizzalarımız bittikten sonra kalkıp tekrar eve geldik. Sohbet muhabbet derken saat iyice geç olmaya başlamıştı. Eddie eve gitmek için ayağa kalktığında hepimiz o gitmesin diye önünü kesmeye çalıştı kbaşta yine Hayley vardı. Eddie’yi o kadar çok seviyordu ki onun için bir nevi kardeş gibiydi. Eddie hepimiz için öyleydi aslında hepimiz onu kardeşimiz gibi severdik.
Maalesef tüm çabamızı harcamamıza rağmen onun gitmesine engel olamamıştık. O gittikten sonra tekrar aynı muhabbetleri çevirmeye karar verdik. Bir süre sonra konu yine Luke’a gelmişti. Hayley bu çocuktan baya hoşlanıyordu bunu anlayabiliyorduk. Belli etmemeye çalışıyordu ama konu ondan açıldığında yüzünde beliren heyecanı ve kızarmayı hepimiz görüyorduk. Sally ile benimkisi ise sadece ilgi ve meraktı.
“Eğer içimizden birine çıkma teklifi ederse. Bu ben olmazsam bile önemli değil kabul edin. Sonuçta bu sayede ona daha yakın olabilirim. Ve konuşma fırsatımız olur.” Hayley bunu söylediğinde Sally ile ben şaşkınlıkla ona baktık ve ikimizde onun bu isteğini onayladık.
Her ne kadar Luke’a karşı bir şeyler hissetmesem de onunla çıkmak bile okuldaki havamı arttırabilirdi. En azından bir müzik grubu vardı. Tanrı aşkına kim bir rock grubu solistiyle çıkmak istemez ki.
Ben isterdim en azından. Ve etrafımdaki herkes de isterdi biliyorum.
Luke muhabbeti nedeniyle yine sıkılmaya başlayan Harold telefonuna sarıldı ve yeni en yakın arkadaşı Ashton’ı bizim eve davet etti. Ashton bize birkaç defa daha gelmişti. Gerçekten çok eğlenceli bir çocuktu. İki dakika susmuyordu ve devamlı gülüyordu. Hepimizin ona kanı kaynamıştı. Özellikle Hayley’in. İkisi beraber uzun konuşmaya dalmışlar ve baya eğlenmişlerdi. Sanırım Hayley, Luke’den sonra biraz da Ashton’dan hoşlanmaya başlamıştı. Ama bunu belli etmemeye çalışıyordu. Ashton tam Hayley’in tipi bir çocuktu çünkü. Çocuksu ve eğlenceli.
Ashton, sanki bizim çağırmamızı daha önceden bekliyormuş gibi on dakika içerisinde bizim eve geldi. Elinde yine bir şeyler vardı. Bu kez dondurma almıştı. Eli boş gelmeyi hiç sevmezdi.
Hep birlikte dondurmalarımızı yiyip muhabbet ettikten sonra Hayley canı sıkılmış olacak ki dışarı çıkmak istediğini dile getirdi. Hiç birimizden ses çıkmayınca da kendi başına markete kadar gidip geleceğini söyledi.
Harold onun tek başına gecenin bu saatinde dışarı gitmesini istemiyordu. O nedenle Ashton’u onun yanında yollamaya çalıştı. Asıl amacı aralarını yapmaktı. Ashton tabi ki de bu teklifi geri çevirmedi. Gerçekten çok centilmen bir erkekti. Hayley ile Ashton evden ayrıldıktan sonra biz muhteşem üçlü olarak arkalarında kahkahalar içinde konuşuyor ve onlar adına mutlu olduğumuzu ifade ediyorduk. Sonunda içimizden birinin sevgilisi olmak üzereydi. Erkekleri saymazsak -zaten Eddie’nin iki yıldır süregelen bir ilişkisi vardı- kız olarak aramızdan birinin sevgilisinin olması diğerlerimizin de kısmetini açacağını düşünüyorduk.
Kahkahalar içinde konuşmamıza devam ederken bir süre sonra kapı çaldı. Gelen Ashton ile Hayley’di.
“Çantamı almaya geldim. Bir de dışarısı tahmin ettiğimden daha soğuk o nedenle ceketimi de alacağım. Dışarda biraz daha zaman geçirmeye karar verdik de.”
Hayley’in heyecanlı ve mutlu bakışları içerisinde o gece üçümüz onların geç saatte dışarı çıkmalarına izin verdik. Ama bunun aslında neden olacak büyük bir probleme yol açacağını bilsek böyle bir şey asla yapmazdık.
Merhaba arkadaşlar. Yeni bir hikaye ile karşınızdayım. Bu kez 5sos’u kullanmaya karar verdim. Bu onlarla yazdığım ilk hikayem umarım beğenirsiniz.
Bu bölümü biricik ev arkadaşıma ithaf ediyorum. Seveceğini umuyorum. Hatta okurken baya bir eğleneceksin.;)
Okuduktan sonra vote ve yorumlarınızı eksik etmezseniz çook mutlu olurum. Hepiniz öpüldünüz. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Like A Bestfriend But More
General Fiction"Biz beş kişiyiz birbirimizden asla kopmayacağız ve bu hep böyle sürecek!" "Peki ya diğer dört kişi onlar nolucak?"