Part 3. The Reals

83 10 2
                                    

“Sonra görüşürüz.”

Ashton’un kapıdan çıkmadan önce Hayley’e söylediği son söz bu olmuştu. Aynı zamanda bu aralarında geçen son vedaydı da.

“Hemen bize gece neler olduğunu sırasıyla anlatmaya başlıyorsun.” Hayley içeri girdiğinde Sally ile ben onu sıkıştırmaya başlamıştık bile. Karşımıza geçip oturduğunda yüzünde mutlu ama üzgün bir ifade vardı. Hayley’i devamlı mutlu görmeye alıştığımız için bu ifade bize çok yabancıydı.

“Gitmememiz gerektiğini söyledim. Ama beni dinlemedi. İkna etmeyi başardı. Biliyorsunuz ben kim ne derse ona hemen ikna olan bir yapıya sahibim. Zaten gitmek istemiştim ama size haber vermemek istememiştim. Gerçekten tekrar özür dilerim. Umarım çok kızmamışsınızdır.”

Hayley bunları söyledikten sonra Sally ile ben onun için gerçekten üzüldük. Affedilmeye ihtiyacı varmış gibi duruyordu. Bundan da önemlisi gerçekten üzgün ve pişmandı.

“Tamam sende haklısın biz zaten gitmene bir şey demiyoruz. Yalnızca daha erken haber verebilirdin. Biz dün Harold ve Erin’le de bunun hakkında konuştuk. Hayley mutlaka bize haber verirdi dedik. Sen bunu yapmadığın için çok şaşırdık hatta.”

Sally bunları söyledikten sonra Hayley’de oluşan suçlu ifade kendini daha fazla belli etmeye başlamıştı. Hem suçlu hem de üzgün hissediyordu belli ki.

“Tamam hadi ama sorun değil. Bir dahakine böyle bir şey yapacak olduğunda haber verirsin en azından tamam mı?” dediğimde canını bizden dolayı sıkmamasını istemiştim.

“Tamam beni affettiniz o zaman değil mi?” bunu söylerken bakışları aynı yavru kedileri andırıyordu. Aramızda hiç başlamamış olan kızgınlık burada sona ermişti artık.

“Sana hiç kızmadık ki zaten hadi gel buraya.” Üçümüz birbirimize her zaman yaptığımız uzun sarılmalarımızdan birini yaptık. Ve ayrıldığımızda Hayley’in aslında neye bozulduğu ortaya çıktı.

“Giderken sadece ‘görüşürüz’ dedi, ne sarıldı ne öptü hiçbir şey yapmadı. Bu ne anlama geliyor şimdi sanki dün gece onca şeyi hiç yaşamamışız gibi.”

Bunu söyledikten sonra sırasıyla ampullerim yanmaya başlamıştı. “Nee! Dün gece neler yaşadınız? Asıl sen onları anlat bakıyım.”

“Pek bir şey olmadı sahile gittik işte dediğim gibi orada çimlerde oturduk okuldan aile hayatlarımızdan sohbet ettik, sonra kol kola yürüdük. Bir şeyler yedik vs.”

“Kol kola mı?” Sally ile ben aynı anda bu soruyu sormuştuk. İkimizde daha önceden bir sefer görüşen kişilerin bir anda bu kadar samimi olmasına anlam verememiştik çünkü. Evet Hayley, Ashton’dan hoşlanıyor olabilirdi ama Ashton’un da Hayley’den hoşlandığı düşüncesi ikimizi de mutlu etmişti ayrıca.

“Evet. Hem ne var ki o girmem için ısrar etti ben de kıramadım. Çimlerde onun dizine yattım ayrıca.”

“Ve sen bunları bize daha yeni anlatıyorsun öyle mi?”

Aralarında böyle bir şeylerin geçmesi bizim için büyük bir olaydı. Sonuçta üçümüzün de uzun yıllardır hiç sevgilisi olmamıştı ve eğer aramızdan birinin olacaksa en iyisinin olması gerekiyordu. Tabi Ashton’un bir anda ortaya çıkmasıyla Hayley yalnızlar statüsünden yavaşça uzaklaşmaya başlamıştı orası ayrı.

“İşte bende onu diyorum. Dün gece yaşadığımız şeylerden sonra bir an da hiçbir şey olmamış gibi giderken soğuk davranmasına anlam veremiyorum.”

“Takma kafanı akşam sana mesaj atar görürsün.”

“İşte diğer bir sorunda burada ya Erin, ikimizde de birbirimizin telefon numarası yok.”

Sally ile ben, Hayley bunu söyledikten sonra birbirimize baktık içimizdeki gülme hissini bastırmaya çalışıyorduk aynı zamanda. Her şey çok komik aynı zamanda çok da anlamsızdı.

Ashton o gün Hayley’in numarasını almak için hiç çaba sarf etmedi. Harold’un ona olan kızgınlığı bir gün sürse de diğer günlerde ondan Hayley’in numarasını hiç istemedi. Sanırım her şeyi bir rüyaymış gibi hafızasının derinliklerine gömmüştü. Ve oradan çıkarmaya da niyeti yoktu.

Bölümler kısa oluyor farkındayım ama bunlar geçiş bölümleri bir an önce diğer 5sos üyelerini de olaylara dahil etmek için acele ediyorum. Okuduktan sonra vote ve yorum yaparsanız çok sevinirim.*)

Like A Bestfriend But MoreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin