“Okula gitmek istemiyorum. Hiçbir şey yapmak istemiyorum!”
Yine klasik sabahlarımızdan birini yaşıyorduk. Nerdeyse on gündür Hayley evden çıkmamıştı. Onunla birlikte benden evden çıkmıyordum. Çünkü yalnız kalmasını istemiyordum. Özellikle bu ruh hali içindeyken.
Eddie ile Harold bize gelmişlerdi. Bu kez Hayley’i evden çıkarma sırası onlardaydı. Ama başaracaklarını düşünmek hataydı.
“Ben Ashton’la konuşurum. Tabi sen istersen. Kendini iyi hissedeceksen.”
Harold bunu söylediğinde Hayley’in gerçekte ne istediğini bilmek, aklından geçenleri okumak büyük bir başarı olurdu.
“Konuşmanı istiyorum. Ama onun tarafından yanlış anlaşılmak istemiyorum. Kısacası ona aşık bir kız gibi gözükmek istemiyorum. Çünkü ona aşık bile değilim. Sadece o gece gerçekten çok eğlendim. Ve gerçekten aramızda bir şeylerin olabileceğini düşünmüştüm.”
“Bence Harold onunla konuşsun. Neden böyle davrandığını öğrenmiş oluruz en azından. Senin de kafan rahatlar.” Hayley’in günlerdir devam eden depresyon halinden başka çıkma imkanı olmadığı için aklımdan geçenleri söylemiştim.
“Haklısınız. Tamam konuş onunla. Ama ondan bir şey beklediğimi belli etmemeye çalış.”
Harold, Hayley’in bu isteğinden sonra yavaşça ayağa kalktı.
“Tamam o zaman ben gidiyorum. Şimdi onu arayacağım. Neredeymiş bir öğreneyim.”
Hepimiz onu onayladıktan sonra evden ayrılmıştı bile. Sally ile Eddie de derse gitmek üzere evden çıktılar. Hayley ile ben her zaman olduğu gibi baş başa kalmıştık. Onun için üzülüyordum. Her zamanki gibi davranmaya çalışıyordu ama son iki haftadır ağzına doğru dürüst bir şey sürmemişti. Hadi ama burada Hayley’den bahsediyorduk. Açlığa asla dayanamayan ve boş zamanlarında, canı sıkıldığında devamlı bir şeyler yiyen kişi.
Ashton’ı hiç tanımamasını diledim. Hayatımıza hiç girmeseydi bunların hiç biri yaşanmamış olacaktı. Eğer Hayley birkaç gün içerisinde eski haline dönmezse onu kendi ellerimle öldürecektim. Ve bunu yaparken yalnız da olmayacaktım eminim.
İçten içe Harold’a karşı da anlamsız bir kin beslemeye başladığımız ise su götürmez bir gerçekti. Bizi Ashton’la tanıştıran oydu en başta. Aynı zamanda o olaydan sonra iki hafta geçmişti ve onun Ashton’la arası eskisi gibi çok iyiydi. Hatta fazla iyiydi. Bazen bizden daha iyi olduğunu düşündüğümüz anlar da olmuyor değil.
O gün akşama doğru Ashton sonunda Hayley’e mesaj atmıştı. Mesaj sadece neler yaptığı ile ilgiliydi ve sadece dört cümle konuşmuşlardı. O gün içerisinde Hayley eski haline dönmeye başladı. Kafasındaki karmaşaya sonunda netlik getirebilmişti.
Harold Ashton’un, Hayley’in numarasını istediğini ve ona verdiğini söyledi. Onun dışında hiçbir zaman aralarında geçen konuşmayı anlatma gereği bile duymadı.
Bu Hayley’in ve bizim asla unutmayacağımız bir şey olarak kalacaktı.
2 ay sonra
“Tamam herkes hazırsa o sahneyi bir daha çekelim. Önceki çekim çok iyi durmamış gibi.”
Sinema hocamızın verdiği ödev üzerine arkadaşlarla kısa film çekimi yapıyorduk. Ve çekimler boyunca baya da eğleniyorduk.
“Bu sahne için yeni bir oyuncu bulmamız lazım. Aynı kişileri oynatırsak çok saçma durur.”
Sally haklıydı. Yeni oyuncuya hatta oyunculara ihtiyacımız vardı. Ama ne yazık ki hiçbirimizde oyuncu bulacak kadar çevre yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Like A Bestfriend But More
General Fiction"Biz beş kişiyiz birbirimizden asla kopmayacağız ve bu hep böyle sürecek!" "Peki ya diğer dört kişi onlar nolucak?"