iki 🍂

989 100 109
                                    

12 Kasım 2000

"Dokuz.. On! Önüm, arkam, sağım, solum ebe! Saklanmayan sobe!" Seokjin elleriyle kapattığı gözlerini aralamış ve etrafa kısa bir bakış atmıştı. Taehyung'la saklambaç oynamaya karar vermişlerdi ama esmer çocuk minik bedenini nereye saklaması gerektiğini çok iyi bildiği için hep Seokjin ebe oluyordu ve bundan çok sıkılmıştı. Dudaklarının arasından kısa bir nefes bıraktığında mevsimin kışa yaklaşması sebebiyle nefesi buhar şekline bürünmüştü. Bu istemsizce onu üşütürken kendi omuzlarını sıvazlayıp etrafı bulunduğu yerden uzaklaşmadan incelemeye başladı. Ama yoktu, Taehyung yoktu! Sürekli onların evine geliyor olsa bile bu sitenin bahçesi kocamandı ve küçük olan burada yaşadığı için çok daha iyi biliyordu saklanma yerlerini.

Aklına gelen dahiyane planla soğuktan kızarmış dolgun dudakları şeytani bir gülüşle kıvrıldı ve gözleri kısıldı. İçten içe kendisini tebrik etmeyi bıraktığında hemen planını uygulamaya başladı.

Yere eğilip sesini Taehyung'un duyması için hafif yükselterek konuştu. "Sen ne kadar tatlı bir kedisin böyle." Olmayan kediyi sever gibi yaparken gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Küçük olan kedilere aşıktı, öyleki yağmur çamur demeden kedilerle oynamaya ve onlarla ilgilenmeye bayılırdı. Özellikle.. "Hem de yavru.. Çok şirinsin, çok." Yavru kediler onun bir numaralı arkadaşlarıydı. Kendisi gibi küçücük olan kedilerle oynayışını izlerken Seokjin'in gülümsemekten yanakları ağrırdı. Çünkü Taehyung, yavru kedilerden çok daha sevimli olurdu.

Taehyung saklandığı yerden hyungunun sadece sesini duyabiliyordu. Beklemekten sıkıldığında da çıkıp hyungu sobeleme duvarından uzaklaşmış mı diye bakıyordu. Olduğu yerde beklerken Seokjin'in sesini duyduğunda gözlerini büyütmüştü. Kedi mi? Hem de yavru kedi? Taehyung oyunu falan unutup başındaki berenin yere düşmesini umursamadan Seokjin'in yanına küçük adımlarıyla koşmaya başlamıştı. Kıvırcık saçları berenin içinde durduğu için karışmış ve havaya kalkmışlardı.

Seokjin arkasından ona doğru koşan Taehyung'u gördüğünde sırıtarak duvara koşmuş ve elini vurarak bağırmıştı. "Sobe Taehyung sobe!" Taehyung hyungunu umursamadam kediyi ararken aslında kedinin olmadığını gördüğünde kollarını önünde birleştirip biraz uzağında olan hyunguna bağırdı. "Kedi nerede hani hyung?" Seokjin küçüğünün bu tavrını bildiğinden alt dudağını ısırdı. Bu kadar ciddiye alacağını düşünmemişti. Kesin birazdan ağlardı. "Yok." Mahcup bir sesle kurulan cümleyi duyan esmer olan büyüğüne kaşlarını çatarak baktı. Ardından hemen gözleri dolarken titrek bir sesle konuştu. "Sen beni kandırdın hyung. Küstüm ben sana." Dudakları titrerken ağlamaya hazır bir şekilde arkasını dönüp apartmanlarına doğru yürümeye başladı.

Hemen küçüğünün peşinden koşan Seokjin kendini oldukça suçlu hissediyordu. Taehyung'un bu hale geleceğini bilseydi yapar mıydı? Hem onunla küs kalmak da istemiyordu. Nihayet esmer olana yetiştiğinde omzundan tutup kendine göre kısa ve zayıf bedeni kendine çevirdiğinde sağ yanağından akan yaşı gördüğünde kendisi de ağlayacak gibi oldu. Hemen küçüğünün gönlünü almalı ve birbirlerine sıkıca sarılmalıydılar. "Taehyung özür dilerim. Ağlama n'olur!"

Taehyung omuz silkerken hyungunu ittirmeye çalıştı. Tabii gücü yetmediği için hareket ettirememişti. "Bana ne, bana ne. Bana yalan söyledin, kedi var diye gelmiştim ben! Küstüm sana." Tekrardan yanağından bir yaş aktığında Seokjin ne yapacağını bilemeden esmer olana bakıyordu.

Aklına gelenle gözleri büyürken ondan uzaklaşmaya çalışan küçüğünün omzunu sarstı. "Taehyung bak sana ne diyeceğim." Taehyung her ne kadar büyüğüne kızgın olsada fazlasıyla meraklı bir çocuk olduğu için sordu. "Ne diyeceksin?" Biraz ters bir tavırla sorduğu soruyla Seokjin küçüğünün kulağına uzanırken esmer olanın gözleri merakla büyümüştü. "Barışırsan söylerim."

Taehyung kaşlarını çatarken kollarını önünde birleştirdi yeniden ve bağırdı. "Hep beni kandırıyorsun, söylemezsen söyleme barışmayacağım!" Arkasını dönüp sevimli yürüyüşüyle apartmana girerken Seokjin tekrardan peşinden gidip bu sefer kolunu tutmuştu. "Üst kattaki komşumuzun kedisinin dört tane yavrusu olmuş. Oraya götürürsem de mi barışmazsın?" Yumuşak ve üzgün bir sesle sorduğunda Taehyung'un gözleri duyduğu bilgiyle yeniden büyümüştü. Ama aklına gelenle kaşlarını çattı. "Beni kandırmıyorsun yeniden değil mi?" Seokjin yöneltilen soruyla gözlerini büyütürken ellerini ileriye uzatarak salladı ve yanlış anlaşılmayı düzeltmek istercesine konuştu. "Hayır, hayır! Seni bir daha asla kandırmam. Söz veriyorum." Kurduğu cümleden sonra boynuna sarılan kollarla geriye doğru düşecekken küçüğünün beline kollarını sarıp sıkıca sarılmıştı. Gülümseyerek birbirine sarılı iki beden biraz önceki küslüğün aksine oldukça mutluydular.

ikinci bölüm lanetim var sanırım asssla içime sinmiyor ikinci bölümler

umarım aralarındaki konuşmalar sizi sıkmıyor ve cringe gelmiyordur çünkü bunlar benden bir ysş küçük kuzenimle veletken kurduğumuz cümleler. daha 5 yaşındaki çocuğa mantıklı ve sevgi dolu bir konuşma yaptıramam sanırım 🤔 abi kardeş ilişkisi daha 🤭🤭

minick daha bunlar ofof 🥺

karakterleri, konuyu falan yorumlarsanız çok mutlu olurum..

umarım beğenirsiniz 🥺

16.10.2020

inner child, taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin