yedi 🍂

591 80 114
                                    

13 Haziran 2001

Uzun süredir Seokjin'in evine gelmemiş olan Taehyung uzun süredir istediği asker oyuncakları hyungunun evinde gördüğünde büyük bir sevinçle Seokjin'le düzgünce görüşmeden onlarla oynamaya başlamıştı. "Tank bile var!" Son kelimesini uzatarak cümleyi bitirmiş ve yeni bulduğu tanka ilgisin vermişti bu sefer. Elindeki oyuncak asker, silah kullanıyormuş gibi sesler çıkartıyor ve kendince oyundaki düşman tarafa attığı bombayla çok daha yüksek bir ses çıkartmıştı. Savaşı kazandığını düşünüp ellerini çırparken Seokjin'e seslendi. "Hyung bak savaşı kazandım! Hadi sen de gel beraber oynayalım."

Uyandığından beri yatağında yüzü asık bir şekilde yatağında uzanan Seokjin küçüğünün seslenmesiyle başını iki yana sallayıp sırtını Taehyung'a dönerek yatarken kısık bir sesle konuştu. "Oynayasım yok Taehyung." Taehyung bu cevapla dudak büzdü. Gelir gelmez oyuncaklarıyla oynayıp ona sarılmadığı için hyungu ona küsmüş müydü yoksa? Olduğu yerden kalktı ve hyungunun yanına yattı. Sırtı dönük olan Seokjin'i kendine çevirmek için çabalarken aynı zamanda üzgün bir sesle konuştu. "Hyung, ben sana sarılacaktım ama oyuncakların çok güzeldi. Bir daha yapmam söz veriyorum." Peltek sesiyle hyungunu ikna etmeye çalışırken küçüğünden duyduğu sözlerle bozuk olan moraline rağmen koca bir kahkaha atan Seokjin'le Taehyung barıştığını düşünüp genişçe gülümsemişti. Seokjin küçüğüne dönüp yanağını hafifçe sıktı. "Sana küsmedim ki ben Taetae." Küçüğünün bu sevimli tavırları keyfini az da olsa yerine getiriyordu. "Sadece arkadaşımla kavga ettik ona üzülmüştüm." Taehyung duyduğu cümleyle dudak büzdü ve hemen kollarını büyüğüne sarıp sıkıca sarıldı. Yüzleri dipdibeyken hızlı hızlı konuşmaya başladı. "Seninle kavga etsem ben de çok üzülürdüm hyungie, yani seni anlayabiliyorum. Ama barışınca da çok mutlu oluyorum."

Seokjin esmer olanın tatlı cümlesine kıkırdayıp küçüğünün saçlarını karıştırdı. "Ama biraz büyük bir kavgaydı ve bana çok küstü." Taehyung kollarını hyungunun bedeninden çekip dudak büzdü. Hyungu cidden üzgün görünüyordu ama onun üzülmesini istemiyordu. Onu mutlu edecek bir şey yapmalıydı. Aklına gelenle gözlerini büyüttü ve hyungunu hafifçe sarstı. "Hyung hani sen benim saçlarımı okşayınca ben çok mutlu oluyorum ya?" Seokjin konunun nereye varacağını bilmediği için başını salladı ve devam etmesini belirtti. "Sen şimdi üzgünsün ve eğer ben de senin saçını okşarsam azıcık mutlu olur musun?" Son cümlesini dudak büzerek kurduğunda Seokjin'in gülmekten gözleri iyice kısılmıştı. Öyleki mıncırmak istediği sevimli suratı göremiyordu. Küçüğü nasıl bu kadar şirin şeyler düşünüyordu aklı almıyordu. "Azıcık değil Taetae, çok çok iyi olurum. Saçımı okşayacak mısın?" Taehyung heyecanla başını salladıktan sonra sırtını yatak başlığına yasladı ve Seokjin'in bacaklarına başını koymasını bekledi.

Hyungunun siyah saçlarına dokunduğunda eline gelen ipeksi saçlarla derin bir nefes aldı. Yumuşacıktı hyungunun saçları. "Mutlu oldun mu hyung?" Kısık bir sesle konuşup gözlerini hyungunun yüzünde gezdiriyordu. Seokjin gözleri kapalı bir şekilde minik ellerin saçlarındaki dokunuşları hissederken sorulan soruyla gülümsedi. "Çok mutlu oldum Taetae." Taehyung saçlarını okşayıp hyungunu incelerken gözlerine takılan ayrıntıyla tek elini Seokjin'in dudaklarına götürüp hayranlıkla konuştu. "Dudakların ne kadar büyük hyungie! Çok tatlı." Seokjin hafifçe güldü, dudaklarında gezen parmaklar küçüğünün onu öptüğü günü hatırlatsada asla dillendirmedi. Küçüğünün elini tutup dudaklarından uzaklaştırdıktan sonra yutkundu. Tuhaf ve saçma hissetmişti. O masum öpücüğe hiçbir anlam yüklememesi ve esmer olanın yaşı küçük olduğu ve anlamını bilmeden yaptığını bilsede garipti. Ama hoştu da.

Düşüncelerinin iyi bir yöne gitmediğini fark ettiğinde başını iki sallayıp gözlerini araladı. Taehyung'un hâlâ hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyordu. Neden bir anda tüm ilgisinin o gün olduğunu hiç anlamamıştı ama ilk defa böyle bir şey yaşadığını ve bunun bir erkek tarafından gerçekleştiğini düşününce bunun böyle hissettirmesi ve düşündürmesi çok normal diye içinden geçirdi. İki erkek veya iki kızın birlikte olmasının günah olduğunu altı yaşından beri biliyordu ve vicdan azabı çekmişti. Evet evet öyleydi.

Neden hoşuna gitmişti o zaman?

Ona gülümseyerek bakan küçüğüne o da gülümsedi. Küçük kardeşi hakkında neler düşünüyordu öyle? Başını kaldırıp Taehyung'a yandan kollarını sarıp sıkıca sarıldı. Çenesini kıvırcık saçlara yasladıktan sonra konuştu. "Teşekkür ederim Taetae, sayende çok iyi hissediyorum."

ardeşim Taehyung'un çıkardığı sesleri çıkardığında çok sinir olurdum ben. öspwöwğwöwğw ama taehyung olunca her şey tatlış oluyoor 🥺

Jin'in hislerini anlatmak için baya erken oldu sanıeım 🤔 yine de iyi oldu olsun 🥰

sınavlarım başlıyor ve iki hafta boyunca full dolu olacağım o yüzden hemencecik yazıp atayım dedim

bölümler de gitgide kısalıyor üzgünüm 😭😭

umarım beğenmişsinizdir 🥺🥺

04.11.2020

inner child, taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin