on 🍂

597 73 224
                                    

5 Ekim 2002

Esmer tenli küçük çocuk gözlerini araladı. Annesinin onu uyandırmamasının farkındalığıyla yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Bugün haftasonuydu! Yataktan çıkıp küçük adımlarıyla banyoya gitti. Ellerini ve yüzünü yıkayıp havluyla kuruladıktan sonra anne ve babasını uyandırmamak için sessiz bir şekilde oturma odasına geçti. Çoğu zaman okula başladığı için televizyon açmalarına izin vermediği için ancak erkenden uyanıp televizyonu açıyordu. En sevdiği çocuk kanalını bulduğunda gördüğü çizgi filmle gözlerini kocaman açtı. Hyungunun en sevdiği çizgi filmdi bu! Kendisi pek sevmedese Seokjin ona hevesli hevesli anlatınca izlemek istemişti ve az da olsa hoşuna gitmişti.

Çizgi film bittiğinde annesi ve babasının ayak seslerini duyduğunda gözlerini büyüttü. Hemencecik televizyonu kapatıp odasına doğru hızlıca koştu ve yatağına girip gözlerini kapattı. Azar yemek son istediği şeydi. Mutfaktan sesler geldiğinde ayağa kalktı ve yeni uyanmış gibi gözlerini ovuşturup ince sesiyle annesine seslendi. "Günaydın anne!" Annesi de karşılık verdikten sonra odasına geçti. Öğretmeninin verdiği ödevleri yapmalıydı!

Bu yıl ikinci sınıfa geçmişti ve öğretmenleri onlara iki yaprak ödev vermişti. Neyseki matematiği sevdiğinden çok da şikayetçi değildi bundan. Masasına oturup kalemini çıkardı ve verilen fotokopideki işlemleri yapmaya başladı. Bazılarını çözemediği için dudak büzüyor ve içten içe işleme kızıyordu. Yine de yapamadığı soruları hyunguna göstermek ve onunla görüşmek için bir bahane bulduğu için oldukça mutluydu.

Seokjin ortaokula geçtiği için okulları ayrılmıştı ve bu Taehyung için gerçekten üzücü olmuştu. Sürekli hyungunun sınıfına gidip onunla birlikte kantinde oturup süt içmek ve ödevlerini biricik hyunguyla yapmak Taehyung için harikaydı ama bundan mahrum kalmıştı. İstemsizce yüzü düşmüştü esmer çocuğun. Hyungu derslerin zorlaştığını söylüyordu bu yüzden onu rahatsız etmek istemiyordu çoğu zaman ama onu çok özlüyordu. Bugün onu evine çağırmalıydı evet.

Fotokopiyi bir çekmeceye koyup düz bir kağıt ve boyama kalemlerini çıkardı. Annesi onu yemeğe çağırana kadar resim çizebilirdi. Sayfanın kenarına sarı rengiyle güneşi çizdi ardından alt kısmını yeşile boyayarak çimenleri çizdi. Sayfanın sağ kenarına sitelerinde olan beş bloğu da çizdikten sonra çitleri boyadı ve kendisi için en önemli kısma geçti. İki tane el ele tutuşmuş çocuk çizdi. Birinin saçlarını simsiyah yaparken diğerini kıvırcık ve kahverengi yapmıştı. Çöp adamdan hallice olan çocuklarla Taehyung dudak büzdü. "Keşke güzel resim çizebilseydim!" İsyan edercesine konuşup yeni öğrendiği için pek de güzel olmayan el yazısıyla siyah saçlı çocuğun üzerine Jin hyung, diğerine de Taetae yazdı. O kağıdı da çizdiği diğer kağıtların üzerine koyduğunda annesi onu kahvaltıya çağırmıştı.

Koşarak kahvaltı masasına koştuğunda annesinden de izin alması gerektiğini hatırlamıştı. Sandalyeye oturduktan sonra annesinin önüne koyduğu çikolatalı pankekle gözleri büyümüştü. Karnı guruldarken uzun süredir yemediği için çok mutlu olmuştu. Çatalına iki küçük parça batırıp ağzına attığında annesinin ve babasının kınayan bakışlarıyla anlamayarak onlara bakmıştı. "Kibar ve düzgün ye Taehyung." Taehyung başını sallayarak lokmasını yutmuş ve ağzına bir lokma daha attıktan sonra ince sesini daha da incelterek konuşmuştu. "Anne.." Annesi oğlunun bu tavrını biliyordu. "Evet oğlum ne isteyeceksin?" Taehyung annesinin anlamasıyla sesini yükseltti. "Anne nasıl anladın ya?!" Annesiyle babası gülerken esmer olan bir kez daha konuştu. "Şey, bugün Jin hyungu çağırabilir miyim?" Annesinin kaşları kalkarken sorguya çekileceğini anladığı için annesi konuşmadan lafa girdi. "Ödevlerimi yaptım ve yapamadığım soruları da hyunguma soracağım. Lütfen çağırayım!" Lütfen kelimesini uzatırken bakışlarını sevimlileştirmişti. Annesi kabullenerek başını salladığında ellerini çırpmış ve çikolatalı pankekten daha çok sevindiren haberin üzerine hızlı hızlı yiyip annesinin telefonunu eline almıştı.

inner child, taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin