dört 🍂

791 93 151
                                    

18 Ocak 2001

Önündeki resimli okuma kitabındaki yazıları resme göre yorumlayıp sesli bir şekilde okuduğunu zanneden esmer çocuk kendisiyle gurur duyuyordu. Nihayet hyungu gibi kitap okuyabiliyordu! Yanında kreşten bir arkadaşı olan Jimin ise Taehyung'un gerçekten kitabı okuyabildiğini sandığı için gözünde hayran olduğunu belli edercesine olan parıltılarla arkadaşına bakıyordu. "Sen o yazıları okuyabiliyor musun Taehyung?" Meraklı bir tavırla sorulan soruyla Taehyung arkadaşına dönüp büyüttüğü gözleri ve peltek sesiyle konuştu. "Tabii ki, Jin hyungum öğretti bana! Ama daha tam olarak okuyamıyorum Jiminie."

Jimin anladığını belli edercesine başını salladı. O sırada Taehyung kitabı kendi çapında okumaya -resimleri yorumlamaya- devam etti. Arkadaşı da onu dinlerken içeriye elinde keklerle giren annesi yan yana oturmuş kitaba bakan çocukları gördüğünde önlerindeki sehpaya tabakları koyarken sordu. "Ne yapıyorsunuz çocuklar?" Taehyung heyecanla başını kaldırıp hızlı hızlı konuştu, aynı zamanda birkaç harfi de yutarken oldukça sevimliydi. "Jimin'e kitap okuyorum anne! Ben artık kitap okuyabiliyorum biliyor musun?" Annesi oğluna gerçek olmayan bir tepki sunmuştu. "Öyle mi? O zaman oku da dinleyeyim oğlum." Taehyung'un diğer yanına da annesi yerleşirken yeni bir dinleyici edindiği için esmer olan oldukça mutluydu. Minik işaret parmağını resmin üzerine gezdirip anlatmaya başladı. "Bakın şimdi.."

--------------------------

Hava yavaşça kararırken Jimin de evine gitmek için hazırlık yapıyordu. Taehyung ise yatağında uzanıyor ve uykusu geldiği için gözlerini oluşturuyordu. "Taetae sevdiğin biri var mı?" Jimin'in sorusuyla kaşlarını çatan Taehyung soruyu anlamadığı için olduğu yerde dikleşti ve sorarcasına yanıtladı. "Seokjin hyung'u seviyorum?" Jimin küçük bir kahkaha atıp Taehyung'un yanına geldi ve yatağa ayaklarını sarkıtarak oturdu. "Hayır öyle değil Taetae, başka bir sevgiden bahsediyorum. Hani kızlara hissedersin? Annenle baban arasındaki sevgi gibi." Taehyung anladığını belirtircesine gözlerini büyüttü ama yine de anlamadığı bir kısım vardı. "Nasıl yani Jimin, erkeklere hissedemez miyiz?" Jimin ona göre fazlasıyla saçma olan soruyla kaşlarını çattı. "Tabii ki hissedemezsin, kızlar erkeklere sevgi duyabilir ancak."

Taehyung kollarını önünde birleştirip omuz silkti ve dudak büzerek konuştu. "Çok saçma ama bu Jimin! Ben Jin hyungu seviyorum bir kızı değil!" Jimin, arkadaşının bahsettiği sevgiyi anlamadığını düşünüp hafifçe omzuna vurdu. "Sen de hiçbir şey anlamıyorsun Taehyung. O sevgi o sevgi değil." Taehyung kaşlarını çatarken anladığını arkadaşına nasıl anlatacağını hiç bilmiyordu. Tam bir şey söyleyecekti ki annesinin odaya gelmesiyle başını kapıya çevirdi. "Jimin annen geldi canım." Jimin başını sallayıp Taehyung'la vedalaşarak koşarak dış kapıya giderken annesi odada Taehyung'a bakıyordu. "Oğlum sana da küçük bir sürpriz var." Esmer olan sürpriz dendiğinde hemen ayaklanırken gözleri ışıldamıştı. Annesi kapıdan çekildiğinde görüş açısına giren Seokjin'le gözlerindeki ışıltı çoğalmıştı. Hyung'unun üstüne resmen atlarken sıkıca hyunguna sarılmıştı. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. "Hoş geldin hyung!" Seokjin üzerine atlayan küçüğüne alıştığı için hemen kollarını küçüğünün minik bedenine sardı. "Hoş buldum Taetae."

Taehyung geri çekilip heyecanla hyunguna bakarken geç geldiği için aklına gelen ihtimalle konuştu. "Bugün burada mı kalacaksın hyung?" Seokjin sırtındaki çantayı duvara yaslayıp aynı heyecanla küçüğüne yanıt verdi. "Evet burada kalacağım. "Yaşasın!" Taehyung heyecanla bağırdıktan sonra kollarını tekrardan sıkıca hyunguna sardı. Annesi hâlâ onları izlerken geri çekildi ve olduğu yerde zıplayarak konuştu. "Anne, anne, anne! Lütfen beraber yatalım." Bayan Kim olumsuz manada başını iki yana salladı. "Olmaz Taehyung, yarın Seokjin'in okulu var. Rahat rahat uyusun."

Taehyung'un hemen dudakları büzülürken Seokjin de küçüğüyle uyumak istediği için hemen Taehyung'un annesine döndü. "Ben de beraber uyumak istiyorum Bayan Kim, uyusak olmaz mı?" Nazik bir tavırla sorduğu soruya birde sevimliliği eklenince Bayan Kim kabul edip odadan çıkıp ikiliyi yalnız bırakmıştı. Taehyung hemen odasındaki oyuncak poşetini alıp oyuncakları dökmeye hazırlanırken Seokjin onu durdurdu. "Benim ödevim var Taetae, sonra oynarız olur mu?"

Taehyung başını sallarken içten içe mızmızlanıp oynamak istiyordu ama hyungunu zor duruma düşürmek istemediği için masasının yanına bir sandalye çekti ve Seokjin ödev yaparken onu izlemeye başladı. Eli yanağında arada gözleri kapanırken Seokjin küçüğünün uykusunun geldiğini görünce hafifçe güldü ve esmer olanın alnına düşen saçları geriye atıp okşarken konuştu. "Hadi Taehyung yatağa git ben de bitirince gelirim." Taehyung uykusu olduğu için gözleri kapalı bir şekilde omuz silkmişti. "Hayır beraber uyuyalım hyung, ben seni beklerim." Seokjin küçüğünün inadına karşılık göz devirirken son sorularını sabaha bırakıp ayaklandı. Küçüğünü de kolundan çekiştirip yatağına yatırdı ve o da yanına yerleşip üzerlerine yorgan örttü. Şu sıralar hava soğuktu.

Taehyung hemen kollarını hyungunun bedenine sarıp iyice büyüğüne sokuldu ve yanağını Seokjin'in omzuna sürttü. Daha tam olarak dalmamış çocuğun aklına arkadaşıyla konuştukları gelince yanağını omuzdan çekip hyunguna baktı. "Hyung beni seviyor musun?" Seokjin hemen başını salladı. "Seviyorum tabii ki TaeTae." Taehyung Seokjine iyice yaklaşarak bir soru daha yöneltti. "Nasıl seviyorsun hyung?" Seokjin anlamadığı için kaşlarını çattı. "Çok seviyorum?" Sorarcasına kurduğu cümleyle Taehyung başını iki yana salladı. "Hayır hyung öyle değil, nasıl seviyorsun yani?" Seokjin cevabını yineledi. "Nasıl seveyim Taehyung? Çok seviyorum işte." Küçüğü oflayarak ona bakarken hâlâ anlamıyordu esmer olanı. Taehyung ise içinden 'Jimin bana kızıyordu ama hyungum hiçbir şey anlamıyor.' diye düşünmüştü. "Of! Boş ver hyung." Ardından Seokjin'in konuşmasını engellemek için dudaklarını beyaz ve yumuşak yanaklara bastırıp küçük bir öpücük kondurdu.

Bu onu utandırırken tombul yanakları kıpkırmızı olmuştu. Yüzünü tekrardan hyungunun omzuna gömerken bacağını Seokjin'in bacağının üzerine attı ve yorganın içinde hyunguna sırnaştı ve utandığı için kaçan sesiyle konuştu. "İyi geceler öpücüğü." Seokjin hafif bir gülümsemeyle Taehyung'un saçlarını okşadıktan sonra küçüğünün saçlarına minik bir öpücük kondurdu.

"Bu öpücük de benden olsun o zaman."

biraz geç kaldım ve gereksiz boş bir bölümdü 😔 yine dee bir sonraki bölümlerde telafi ederim 🥰

öpücük öpücük öpücük! Taehyung'dan daha çok heyecanlanıyorun yazarken 🤧🥺🤭

umarım beğenmişsinizdir 🥺🥺🥺🥺

21.10.2020

inner child, taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin