8 ::Olympus yıkılıyor.

71 11 60
                                    

"Yakalayın onu! Yüce Eros'a ok sapladı! O bir lanetli!"

Daha yeni doğmuş olan Eros, Hephaistos tarafından yok edilmişti. Böylesine büyük kıskançlık, böylesine büyük nefret, onu yok edilmeye kadar sürüklemişti. Afrodit ve Ares, onlar bunu bilmiyordu bile. Ölümlülerin dahi bildiği birşey yoktu. Tek anladıkları, az sonra bir kıyametin kopacağıydı.

* * *

"Dionysus, bir plan yap oğlum. Yap şunu gitsin! Zeus'un önünde Ares'i öp yeter!"

Dionysus, aynanın önünde kendisi ile konuşuyordu.

"Eros da öldüğüne göre, tam zamanı..."

"Dionysus?"

"Hades, gel buraya. Sana bir planı anlatacağım."

"Beni aptal bir plan için mi çağırdın yani!?"

"Sana gel dedim kuduz. Ares ile ilgili."

"Ares? Eros ile olanları duydun mu?"

"Hah evet! Ölmüş, belliydi zaten. Ares de yalnız kaldığına göre, planımı uygulayabilirim."

Hades, hızlı adımlarla Dionysus'un yanına gelmişti. Onun planı, şeytaniceydi. O kurnaz ve şeytani bir Şarap Tanrısıydı.

* * *

"Ne demek bu Zeus!? Bana bunu anlatmamıştın!?"

"Sakin ol Ares..."

"Kapa çeneni Afrodit! Bunu biliyordun, öyle değil mi!?"

Saray, büyük bir bela içindeydi. Zeus, Eros doğmadan önce Ares dışında bir toplantı yapmıştı. Bu toplantıda, Eros'un başına kötü bir delalet yağarsa Afrodit ve Ares'in ayrılacağı söz konusu olmuştu. Gerçekleşmişti de. Ares, Savaş Tanrısı Ares, büyük bir savaş açacaktı. Zeus'u hedef alarak, tarihin ve yüzyılın savaş teklifini sunacaktı az sonra. Olympus bir anda yok olacak, yıkılacaktı.

"Bizi ayıramazsın Zeus! Sen çok acımasız bir Tanrısın!"

Zeus kararlıydı. Baş tacı olan Eros'u daha göremeden gitmesini, Ares'in şanssız kaderi ile bağdaştırıyor, akıl almaz deliller uyduruyordu içinden.

"Sen Savaşın ve uğursuzluğun Tanrısısın. Sen yalnızlığa mahkumsun."

"Öyle mi? Yalnız demek ha? Tamam. Bu saniye bu dakika sana savaş açıyorum Zeus. Her çıkan savaşta yanındaydım. Şimdi ise sana ve zayıf noktalarına karşıyım."

"Hah savaş açarmış. Aç hadi. Yık Olympus'u. Tarihlere geçen anılar ve yüzyıllar boyu Olympus'u yıkan Tanrı Ares olarak hatırlan."

* * *

"Şimdi gidiyorum. Ares artık bana ait bir Tanrı."

Dionysus hazırdı. O, şarap odasından adımını atmaya hazırdı. Ares'in yanına, kalbine. Derken bir çan sesi doldurmuştu kulaklarını. Bu çan, Ares'in savaş çanı idi.

"Hey? Savaş mı? Ares iyi mi? Dionysus yoksa bu işte senin bir parmağın mı var!?"

"Kapa çeneni Hades ben nerden bileyim!?"

"Saraydan Zeus çıkıyor oğlum kaos var kaos ben kaçar!"

Hades, heyecan ve korku ile Dionysus'un şarap odasından çıkmıştı.

"Hayır dur! Ares, o iyi olacak mı?"

"Buna sadece, zaman cevap verebilir. Üzgünüm."

Ve tekrardan yalnızlığa mahkum kalmıştı Dionysus. Yada o öyle sanıyordu. Bu büyük savaşın sonunda mağlup edilen Tanrı, tüm hayatları değiştiren bir Tanrı olacaktı.

Zeus tarafı mı, Ares tarafı mı? Hangi Tanrı, hangi Tanrı'nın tarafındaydı? Zaman. Elbet cevabı vardı. Zaman, cevabı verecek olandı.

wine and war ᎒ TaeK∞kHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin