6 ::Ares'in kalbi.

94 10 83
                                    

"Dionysus? Aylardır Saray'a neden gelmiyorsun? Partilerine ne oldu?"

Hephaistos, Dionysus'un şarap odasının kapısına gelmiş ve aylar sonra ilk defa onunla konuşmaya başlamıştı. Beklenildiği gibi ise, cevap yoktu.

"Ya! Kapıyı eritirim, bunu yaptırtma! İçine öküz mü oturdu lan çık artık şarap içinden!"

"Ares gitti. Ares öldü. A-ares'in bir oğlu oldu..."

"Ne? Duyamıyorum seni aç şu kapıyı!"

Dionysus, artık daha fazla dayanamıyordu. Bunu birine söylemeliydi. Ve Hephaistos, şuan için en doğru kişi olabilirdi. Açmıştı aylardır pas tutan kilitleri.

Hephaistos girdiği gibi karşısında tam anlamıyla dağılmış ve eski Dionysus'dan eser kalmamış bir varlık görüyordu.

"Ayıya benziyorsun. Saçların ayıları andırıyor. Ne yaşadın be sen!? Zeus falan mı çarptı?"

"A-ares de bana ayı derdi...A-ayısı olmayı özledim ben...Şimdi ne olacak Jimin, ş-şimdi bana kim ayı der..."

"Sakat mısın oğlum ne diyorsun!? Kendine gelsene be!"

"O da bana sakat derdi...Sakat kelimesini telaffuz edişinin köpeği ol-"

"Ya! Taehyung!? Hermes'e götürmeliyiz seni, kafayı iyi ısıtmışsın. Yürü gidiyoruz."

"H-hayır gidemem! Eros'a yakalanırsam neler olur biliyor musun!? Tam bir canavara dönüşürüm yine!? A-ares bana canavar dedi-"

"Eros mu? Eros da kimmiş?"

Ortam birden ciddileşmişti. Hephaistos'un herşeyden saf dışı kaldığı belliydi. Afrodit ve Ares'in günlerce beraber olduğundan haberi bile yoktu. Bunu Dionysus'dan duymak, kat ve kat daha çok acı vericiydi.

"Ares'in oğlu, E-eros..."

"O aşk Tanrısı değil miydi? Asırlar önce soyunun bittiğini sanıyordum. Ayrıca, hey? Ares mi? O savaş Tanrısı aptal iyi misin sen? Eros ancak Afrodit'den doğmu-Bir dakika. Afrodit mi? Ares ile mi?-"

"Evet! Evet Afrodit ve Ares yaptı! Seni Olympus'dan atmak için birlik olduk ve yerine yeni Tanrı aradık! Ama o gerizekalılar Tanrı bulmadı, yaptı! Ve Eros, Eros doğduğu zaman seni öldürecekler! Ares ve Afrodit'in sevgisi seni öldürecek Hephaistos! Mutlu musun! Lanet olsun ki sonunda bunu kurban seçtiğimiz birine anlatmak beni kendime getirdi! Şimdi defol!"

"Eğer bu dediklerin harfi harfine doğruysa Dionysus. Olympus'un, bugün son günü."

Hephaistos büyük ve sert adımlarla ilerliyordu koridor boyu. Saray'a ulaştığında Zeus'u bulduğu gibi, kafasını koparmayı düşünüyordu. Burda ölmesi gereken biri varsa, o da Zeus'du. En azından o böyle düşünüyordu.

"Kahretsin...Ben az önce ne haykırdım öyle!? Savaş mı, başlatır yoksa bu dengesiz..."

* * *

"Zeus! Seni boktan Tanrı bozması! Beni, öz oğlunu nasıl Olympus'dan atmayı düşünürsün! Tamam. Tamam bende şimdi senin kafanı koparmayı düşünüyorum. Bu bir savaş başlangıcıdır. Olympus, bugün son gününü yaşıy-"

Saray'a birden dalmıştı Hephaistos. Zeus her zamanki gibi baş köşede, yanlarında ise Hera ve Artemis duruyordu.

"Onu bağlayın ve zindana atın. Afrodit iyi gelmemiş bu canavara belli."

Zırhlılar, Hephaistos'u Zeus'un emri ile anında tutmuş ve bağlamaya çalışıyorlardı.

"Hah! Afrodit mi!? O siktiğimin sürtüğü olan mı!? Sizin sandığınız güzel ve masum olan Afrodit, Ares Bey ile Olympus'a bir Tanrı bahşetmiş! Eros! Tüm güçlere sahip Aşk Tanrısı Eros! Olympus sallantıda ve siz durmuş beni zindana atıyorsunuz öyle mi? Hadi durmayın, sürükleyin!"

wine and war ᎒ TaeK∞kHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin