"Naber ateşli çocuk. Afrodit'i kandırabildin mi bari, huh."
Ares, elleri cebinde dalga geçer bir ses tonu ile Hephaistos'un Demir Atolyesine girmişti. Hephaistos, bu soru üzerine elindeki demir çubuğu sinirle ateşe geri koymuştu.
"Defol burdan. Sana girme izni vermiyorum artık."
"Hah. Piçlik yapma da soruma yanıt ver."
"Siktir git Ares."
Ares, Afrodit'in onu geri teptiğini anlamış olacak ki gülme krizine girmişti.
"Lanet olsun defol burdan!"
"Ya! Yoksa seni istemedi mi-Ah ağzım yırtılacak birazdan!"
Hephaistos Ares'in çıkmayacağını biliyordu. Bu yüzden işi kendisi halletmesi lazımdı. Hala gülmekte olan Ares'i yakasından tutmuş ve kapıya doğru sürüklemeye başlamıştı.
"Neler oluyor burda!? Ares! Bıraksana lan Ares'i! Seni kahrolası!"
İçeri giren Dionysus, Ares'i öyle görür görmez gözü dönmüştü. Hephaistos sinirle Ares'i Dionysus'un üstüne fırlatmıştı. Ares ise hala gülmesini kesememişti.
"Şu Ares bozmasını da al ve defol burdan."
"Yüce kırmızı şaraplar aşkına burda neler oldu!? Ares kendine gel lan uyuzluk hapı mı içtin?"
"Ahahahah! Hephaist-Hephaistos'u Afrodit Hanım geri tepmiş sanırım!"
"Ares. Sınırları zorlama da işine git."
"Benim işim Afrodit. Tamam gidiyorum."
Ares birden ciddileşmiş ve Dionysus'un kollarından ayrılıp kapıya yönelmişti.
"Olduğun yerde kal. Bu geceki vereceğim Parti için hazırlık yapacağız."
Hephaistos ve Ares'de aynı anda Dionysus'a dönmüştü.
"Ne? Parti mi? Tamam anlaşıldı bu gece uyku beni bekler."
"Hayır Ares sende geliyorsun fazla uzatma."
Dionysus ve Ares kendi arasında laf yarışına girmişken, Hephaistos bir an için duraksamıştı. Aklındaki planını bu gece uygulayabilirdi. Herkes partide olacaktı ve yapacaklarından kimsenin ruhu duymazdı. Sinsi sinsi gülümsemiş ve ateşe bıraktığı demir çubuğu alıp bükmeye başlamıştı.
"Hephaistos! Bu gece seni de bekliyorum ona göre! Biz kaçtık!"
Dionysus Ares'i itekleyerek ve hala laf yetiştirmeye çalışarak Atolyeden çıkarmıştı.
"Bende merakla bekliyor olacağım, hah. Aptallar."
* * *
"Buyurunuz Tanrıça'm. Banyonuz hazır."
"Sağol. Güllerim? Koydun umarım."
"Evet Tanrıça'm. Sevdiğiniz olan kırmızı gülleri yanı başınıza hazır ettim."
Afrodit, yatağından iki hizmetçi yardımıyla inmiş ve hazır olan banyosuna adımını atmıştı. Sıcak su, ilk başlarda bedenini titretse de yavaştan alışmış ve içine sinmişti.
"Şimdi çıkabilirsi-"
"Duymayan kalmasın! Bu gece Tanrı Dionysus'un vereceği partiye ölümlü, ölümsüz herkes davetlidir!"
Afrodit'in konuşacağı sırada Saray'dan geçen görevlinin sesi tüm Olympus'u sarmıştı.
"Durun bir dakika. Dionysus mu? O hala parti verir miydi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wine and war ᎒ TaeK∞k
FantasiBurası Olympus. Her çeşit Tanrı bulabilirsin. Ama baş Tanrılar, sadece 12 tanedir. 12, kutsal sayı. Bu asla değişmez. Ne eksik, ne fazla. ✧ Dionysus aşık olmuştu Ares'e. Ares aşık olmuştu Afrodit'e. Araya bir de Hephaistos girsin, o da Afrodit'e aşı...