Bölüm 2: Direniş

1.1K 156 58
                                    

Jeongguk kontrol odasından dışarı adımını attığı anda, kendisini tam bir kaosun ortasında buldu.

Garajın etrafındaki civarda hayatta kalmış birkaç asker, tesiste saklanan asilere denk getirmek uğruna nişan bile almadan ateş ediyordu. Rastgele bir kurşun Jeongguk'un kolunu sıyırdığında yanma hissinin verdiği acı ile tısladı, duvarın ardında saklanacak bir yer buldu ve esir çocuğu da yanında götürdü. Jeongguk çocuğun etrafında dolandı ve onu kendi bedeniyle duvar arasına sıkıştırdı, silahı hızla çocuğun boynuna dayadı.

Çocuk sızlanmaya başladığında "Kes sesini!" diye bağırdı. Çocuğun yüzüne bakma riskinde bulundu. Gözleri kapalıydı ve birkaç gözyaşı yanaklarını ıslatmıştı, bebeğin sırtını ritimli bir şekilde okşayarak onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Direniş'in elde ettiği bilgilere göre, boynunun etrafına sarılı tasma onun bir omega olduğunu söylüyordu. Bebek ve omega, anlamsız bir şekilde Jeongguk'un göğsünün altında sıcak hissediyordu. Jeongguk derin bir nefes aldı, ne beklemesi gerektiğinden emin değildi.

Aldığı tek koku yavrunun süt kokusuydu ve bunun yanında oldukça zayıf olsa dahi, henüz kimliğini almayan çocuklarınkine benzer, belirsiz bir koku alıyordu. Jeongguk, Sevke yardımcı olması için kimliksiz bir çocuğun seçilmesine karşı şaşkınlıkla kaşlarını çattı.

Yugyeom'un çığlığı Jeongguk'u gerçekliğe geri getirdi. Kamyon hakkında bir şeyler söylüyordu ancak Jeongguk bir şey yapamadan Jaebum sürücü kapısına doğru koşarken tek eliyle silahını ateşleyerek müdahale etti.

Jeongguk kalan askerlere ateş etmeye başladı, gözleri ara sıra OKM'nin yan tarafında bulunan giriş kapısında sıralanan askerlere kayıyordu. Jaebum'un planının bir kısmı onları kontrol eden mekanizmayı dondurmaktı, bu yüzden şu an kaçma şansları vardı. Plan işe yarıyor gibi görünüyordu, ancak Jeongguk, özellikle askerlerin kurşun geçirmez cama nasıl ateş ettikleri göz önüne aldığında, zamanlarının tükenmekte olduğunun farkındaydı.

Kamyon sonunda çalıştığında, "Geri çekiliyoruz!" diye bağırdı Jeongguk yanındaki esirle birlikte duvarın arkasından çıkarken. "Hadi!"

Jeongguk kamyona doğru koşan diğerlerini ve Taehyung'u beklediği sırada oğlanı, yavruyu ve her şeyi kamyonun arkasına attı. Jackson topallıyor gibi görünüyordu ancak sonra, güvende oldukları zaman, bununla ilgilenebilirlerdi. Tam binmeden önce Jeongguk'un gözleri yerdeki çantaya takıldı, kendisi içeri atlamadan önce çantayı içeri attı.

Jeongguk onlar OKM'den hızlanarak uzaklaşırken kamyonun sürgülü kapısını kapattı ve "Gidelim!" diye bağırdı. Taehyung arka kapıya yaklaştı ve küçük bir gözetleme deliğini açarak göz gezdirdi. Geri çekilmekte olan OKM'nin artık görünmediğini fark ettiği anda rahatladı.

Kimse onları takip etmiyordu.

"Jeon," Jaebum ön koltuktan seslendi. "Tasma, üzerinde bir tür takip cihazı var. Kırmızı ışık yanıp duruyor."

Jeongguk'un kafası birkaç saniyeliğine karıştı, köşeye sinen omegaya baktı. Omeganın boynunun etrafına sarılı metal tasma pürüzsüz ve parlaktı, tam ortasında yanıp sönen kırmızı bir ışık vardı. Jeongguk birden onu fazlaca yakınına çektiğinde omega çığlık attı. Jeongguk tasmayla ilgilenirken onun bütün vücudu titriyordu fakat alfa bunu görmezden geldi, bu şeyi nasıl çıkaracağını anlamaya konsantre olmuştu. Jeongguk ne kadar denerse denesin tasma esnemedi. Boynunu saran tasma o kadar sıkıydı ki, o her çekişinde omega boğulur gibi oldu.

En sonunda Jeongguk kırmızı parçayı parçalamayı tercih etti. Kırılana kadar tırnaklarını kırmızı ışığa sertçe bastırdı. İşi biter bitmez sessizce hırladı, omega eski yerine fırlayıp gözlerini yere dikene kadar hırlamaya devam etti.

The Omega Revolution│Jikook [Tamamlanmış Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin