Bölüm 12: Savaşçı

1.3K 125 92
                                    

Namjoon bilge bir alfa. Namjoon her zaman en iyisini bilir.

Jeongguk derin bir nefes aldı ve kalbinin yavaşlamasını umdu. Jimin taburesinde kıpırdandı, siyah tutamlar gözlerinin önünde düşüyordu. Saçları uzundu, alfa onu ilk gördüğünden çok daha uzundu. Omega saçlarını düzeltmek için elini kaldırdığında Jeongguk elinde olmadan, onun ne kadar hassas göründüğünü fark etti. Kendi elinin onun bileğini tamamen sarmasının ne kadar kolay olduğunu fark etti. Jimin'in bilekleri kolayca kırılabilirdi ve yine de Jeongguk, omeganın, alfanın asla kendi başına direnemeyeceği şeylerin üstesinden geldiğini biliyordu. Jeongguk kendini o kadar kasmıştı ki canı acıyordu, karar verildiğinden beri durmadan tekrar ettiği mantrayı söylemeye geri döndü. 

Namjoon bilge bir alfa. Namjoon her zaman en iyisini bilir...

Namjoon onunla konuştuktan sonra Yoongi'nin onlara katılması az zaman almıştı. Betanın, Hyunwoo'nun çılgın fikrinin tek seçenekleri, ilk ve son şansları olduğunu kabul etmesiyse daha uzun sürmüştü. Yoongi, Jimin'in gelişinden bu yana tasmalar üzerinde bıkıp usanmadan çalışıyordu, bu yüzden betanın onlara tasma hakkındaki çalışmalarının bittiğini duyurması bir tür işaret gibiydi. Sonunda, kodu kırabildiklerini ve tasmaları açabileceklerini söylemişti.

"Yine de, denemeliyiz." demişti Yoongi. "Tasmaları, uzaktan devre dışı bırakabileceğimizden emin olmalıyız."

Bir süre sonra, herkesin ufacık bir odada toplanmasının ve önünde duran tasmaya dikkatlice bakan Jimin'den gözlerini ayırmamalarının sebebi de buydu. Jimin derince nefes verdiğinde Jeongguk'un avuçları terlemeye başladı, omuzlarını yuvarladı. Omeganın önünde duran Namjoon, endişeyle kaşlarını çattı ve kollarını göğsünde bağladı. Onun yanında duran Hyunwoo, duvardaki ekranı tamir etmekle meşgul olan Kihyun'la derin bir konuşma içerisindeydi. Birkaç küfür ve biraz vuruştan sonra, nihayet Min Yoongi'nin yüzü tekrar onlara döndü ve oda durgunlaştı.

"Burada her şey aynı." dedi Yoongi. "Nasılsınız çocuklar? Jimin?"

Omega gülümsemeye çalıştı, ancak sırtının alt kısmını nemlendiren endişe, onun dürüst olmasını engelledi. Namjoon dudaklarını birbirine bastırdı.

"Bunu yapmak zorunda değilsin, Jimin. Başka birini bulabiliriz." dedi.

Jimin başını iki yana salladı. "Sorun değil. İstiyorum." dedi. "Eğer işe yaramazsa bile, en azından ona alışığım."

"Elbette işe yarayacak, seni velet." Yoongi kaşlarını çattı ancak sesi güven doluydu. "Kullanacağımız tasma bir prototip. Hükumet'in kullandıkları gibi çalışıyor ama biz, manuel olarak devre dışı bırakabiliyoruz. Yani endişelenme. Kontrol altına aldık."

"Tamam." dedi Jimin, çenesini kastı. Cesurdu, çok cesurdu. "Evet, tamam."

Jimin'e çok, çok fazla yakın olan tasmayı gördüğünde Jeongguk, boğazının arkasından acı bir tadın ağzına yayıldığını hissedebiliyordu. Hyunwoo'nun planının ilk kısmı oldukça basitti: Jimin'in OKM'ye girmesini sağlayın, kapıları içeriden açın, saldırın. Kışkırtın ve içeride isyan başlatın. Oh, ve video, videoyu unutmayın. İkinci kısım... başkente saldırın? Pek de basit değildi.

Namjoon, Jimin'e hazır olup olmadığını sorduğunda omega gözlerini kapatarak uzun bir nefes verdi. Alfaya izin verdi. Yoongi gibi, tasmaların çalışma şeklinden anlayan Kihyun parlak metal cihazı aldı. Onun arkasında durana kadar Jimin'in etrafında dolaştı.

"Biraz sıkacak ama hızlı olacağız." dedi Kihyun. "Üç deyince."

Soğuk metal Jimin'in boynunun arka kısmına değdiğinde omega titredi. Jeongguk, Jimin'in gözeneklerinden kemiklerinin derinliklerine kadar sızan korkuyu hissetti, sanki kendisiymiş gibi hissetti. Çünkü öyleydi, elbette öyleydi.

The Omega Revolution│Jikook [Tamamlanmış Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin