Bölüm 5: Alfa

1.2K 133 94
                                    

Taehyung, göz kapakları kurşundan yapılmış gibi hissediyordu.

Bir gözünü açması sanki sonsuza kadar sürmüş gibiydi ve, diğerini de açmadan önce üç derin nefes alması gerekmişti. Bulanık görüşü netleşir netleşmez, Taehyung sarıyı gördü. Yurta sarısı gibi bir ton değildi, daha çok bazen Yıl Başı için aldıkları hamur işlerinin kremsi dolgusu gibiydi.

Gözlerini kırpıştırdı, beyni yavaş yavaş kendine geliyordu, parçaları birleştirdi ve sonunda anladı. Nerede olduğunu anladı. Kızgınlık odasındaydı. Kızgınlıktaydı, ve nasıl da boş hissettiğine bakılırsa bir kez daha yalnız başına geçiriyordu.

Kızışma döneminin ortasında düzgün düşünebilmek oldukça nadirdi, bu yüzden Taehyung bu fırsatı yemek yemek için kullandı. Kurutulmuş protein barlarını çiğnedi ve içebildiği kadar su içti. Uylukları omega sıvısı ve kurumuş meniyle kaplıydı, kasları yorgunluktan ağrıyordu. Taehyung yaptığı her şeyi boş bir zihinle yapıyordu ve Seokjin'in onunla birlikte burada olmadığı gerçeğini üstelemeyi reddediyordu.

Tanıdık ısı dalgası bir kez daha cildini yaladı ve Taehyung derme çatma yuvasına, sadece Taehyung gibi ve onun dışında bir parça kumaş parçası kokan yuvası, geri döndü. Taehyung'un burnu kırıştığında odanın köşesinde Seokjin'in kokusuna bulanmış katlanmış kıyafetleri fark etti. Hissettiği öfkeyle yatağındaki kıyafeti aldı, bir tişörte benziyordu, ve diğerlerinin içinde olduğu çantaya tıkıp çöp kutusuna attı.

Orada bulunan raftaki oyuncaklardan birini aldıktan sonra Taehyung tekrar yatağına gitti. Omega sıvısı yavaşça deliğinden sızmaya başlamıştı ve omega artık yeterince beklediğine karar verdi.

Kim bir alfaya ihtiyaç duyardı ki?

ΩΩΩ

O gecenin ilerleyen saatlerinde bir omega, Seokjin'in kapısını çaldı. Alfa kalkık kaşlarıyla kapıyı açtı, ziyarete gelecek birini beklemiyordu ancak her an acil bir durum olmasına hazırdı. Omeganın, kızışma odalarında görevli Jihyun olduğunu fark etti. Omega, Seokjin'in eline bir çanta tutuşturdu. Özür diler gibi omuz silkti ve tek bir söz etmeden gitti.

Seokjin çantayı açtığında Taehyung'un yoğun kokusu ona bir tren gibi çarptı. Ve alfa çantadakileri yere boşalttığında bunların bir süre önce Taehyung'un kullanması için kızışma odasına bıraktığı kıyafetler olduğunu anladı. Taehyung'un tatlı kokusunun sindiği tişörtü bulana kadar kumaş yığınını karıştırdı. Taehyung'un bu yaptığıyla onu reddettiği ortadaydı, ve Seokjin kendini her şeyin yolunda olduğu konusunda ikna etmeye çalıştı, canını acıtmadığı konusunda.

Uzun vadede, böylesinin en iyisi olduğuna.

Ama yine de bu, alfanın tişörtü yatağa götürmesine, Taehyung'un kokusuna kıvrılıp yatmasına ve herhangi bir risk olmadan birlikte olabilecekleri bir dünyanın hayalini kurmasına engel olmadı.

ΩΩΩ

Uzaktan bombalar patladı ve Jeongguk hızla yatağında doğruldu, sessiz çığlıkları onu nefessiz bırakmıştı. Buğulu görüşünün netleşmesi, kabuslarının kalın perdesini yırtılması ve evinde, yatağında olduğunu anlayabilmesi dakikalarını aldı; savaşın dehşetinden uzaktaydı.

Jeongguk titrek bir nefes bırakıp yüzünü avuçlarına gömdü ve ısrarla gözlerini ovdu. Ne kadar unutmayı denerse denesin kayıp omegaların korku dolu yüzleri onu bırakmıyordu. Yaşı kaç olursa olsun, hamile veya genç fark etmeksizin her birinin yüzünde Jimin'in simasını görmeyi bırakmaıyordu. Jeongguk kalbinine ne olduğunu biliyordu, gecenin bir yarısı onu ter içinde sırılsıklam olarak uyandıranın ne olduğunu biliyordu.

The Omega Revolution│Jikook [Tamamlanmış Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin