Ayşe ayağa kalktı Belli ki birini görmüştü" Kerem Hoş geldin canım." Arkadan gördüğüm kadarıyla kalıplı ve uzun boyluydu Ayşe saran ellerini kırmak istiyordum ve ilk defa böyle bir şey hissediyordum bu Duygulandı kıskançlık mıydı olamazdı değil mi Yok yok olamazdı yeni tanıdığın bir kızı kıskanmazdım bu yalnızca koruma içgüdüsüydü. Kerem yüzünü dönünce şaşırıp kalmıştım"Kerem?" "Sinan?" aynı anda kardeşim deyip birbirimize sarıldık. "Siz tanışıyor musunuz? " Ayşe'nin gözlerinde ilk defa böylesine bariz bir duygu görüyordum bu duygunun adı şaşkınlıktı." Abla Sinan benim çalıştığım şirkette bir anlaşma yapmıştı o zaman tanışıp kardeş gibi olduk" Abla? Bilmediğim bir nedenden dolayı bu 4 harfli kelime içime su sarmıştı Bildiğim kadarıyla Kerem'in ablası yoktu yalnızca bir kardeşi vardı ve o da Kerem'den küçüktü. " Ablamı İyi de senin ablan yok ki. " " Aslında O benim ablam değil Teyzemin kızı ama biz de kuzen yoktur kardeş vardır." " Neyse Böyle daha güzel oldu En azından bir dertten kurtulduk senin bu saçını başını hali ne böyle Kerem? İt oynamış yonca tarlası gibi!" Ayşe'nin bu söylediği ile günün bastırmaya çalıştım. Şu iki günde beni bir ayda güldüğünden daha fazla güldürmüştü. Sonra Keremin saçlarını düzeltmeye başladı .Ona tıpkı bir anne gibi Şefkat gösteriyor abla gibi kol kanat geriyordu.Kerem bıkkınlıkla Ayşe'nin ellerini saçlarından uzaklaştırmaya çalıştı. " Abla bırak Allah aşkına çocuk muyum ben?" " Çocuksun Tabii eşek sıpası bir bırak da saçını başını düzelteyim hapishane kaçkınlarına benziyorsun zaten ananda bıraktı gitti evlenmeyip Ömür billah başıma kalacaksın artık ikimiz bir eve taşınır kedi besleriz." Bu defa gülümsemiştim. Ah şu kadınlar...
Ayşe'den...
Kerem ve Sinan'ın böylesine yakın olduklarını hayli şaşırmıştım sonra Kerem'e baktım. Ece'ye bakıyordu ama bir tuhaf bakıyordu Aşık Gibi ...Olurdu Olurdu Bunlar olurdu hem de çok güzel olurdu. İçeceklerimizi içerken Kerem'e döndüm. " Kerem ev nasıl?" Sinan bana soru sorar gibi bakıyordu Ece ise gülümseyerek. " İnşallah dağıtmadın?" Kerem biraz dağınık bir çocuktu Pardon biraz mı dedim bayağı dağınık bir çocuktu. Ne yapayım atsam atılmıyordu, satsam satılmıyordu. "Eee... şey" " Sen görürsün Eve gidince Camları sen siliyorsun Sonra da evi süpürüyorsun." Kerem'in cevabı gecikmemişti. " Nee hayatta yapmam!" Hele bir yapma Ben sana öyle şeyler yaparım ki anandan doğduğuna pişman olursun yediğin naneleri teyzeme söylersem teyzem seni yaşatmaz haberin olsun." Dedim tehditkâr bakışlar eşliğinde. Ben Lafla peynir gemisi yürümez dim Dediğim dedik biriydim ne söylersem yapardım. "Off tamam." Ha şöyle yola gel.Ardı astarı bir gün evde yoktum kesin ev savaş alanı gibidir teyzem bir gelse de kurtulsam senden. " Ben de sana çok meraklıydım zaten" "Meraklı değilsen Git evinde kal o zaman Ama yok Sonra arkanı kim toplayacak? "
Sinan'dan...
Işyerinde son proje hakkında çalışıyordum daha doğrusu çalışmaya çalışıyordum Eskiden iş haricinde hiçbir şey düşünemiyorum ben şimdi Ayşe'yi düşünmekten iş düşünemiyordum ne acayip bir kızdı Yahu daha önce onun gibi birisine rastlamamıştım bir kere tanıdıklarım gibi değildi zaten yaptıklarıyla da Ayşe bu genellemenin dışında olduğunu herkese kanıtlamıştı bir kere doğaldı olmadı bir gibi davranmıyor Ordu Ece'nin onu neden bu kadar öldüğünü şimdi anlıyor kardeşimin emin ellerde olması beni de rahat ettirmişti Elbette çok güzel bir kızdı istediği herkese elde edebilirdi bunu düşündükçe başıma ağrılar giriyordu ama düşünmeden de yapamıyordum Acaba bir Ağır Ceza Hakimi olduğunu söylemişti Ece Tam da mesleğini uygundu kişiliği bu mesleği cuk oturuyordu adildir. Sürprizlerle dolu bir kızdı.Evet arkadaşlar bu seferki bölümün bayağı bir uzun oldu uzun zamandır bölüm atamıyordum bunun için sizden çok özür diliyorum affınıza sığınıyorum bu bölümü de doya doya okursunuz Sağlıcakla kalın Canlarım hepinizi öpüyorum vote ve yorum atmayı unutmayın🥰😘👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİLYONZADE
RomanceAmerika'dan yeni dönmüş yakışıklı,kibirli, soğuk,egoist bir iş adamı Sinan Türker... Vicdanlı, güzel,sevecen, neşeli,adil, akıllı bir ağır ceza hakimi Ayşe Aydan... Gurur,kibir ve önyargıydı aralarındaki duvarın adı... Bakalım o duvarı yıkıp herşe...