Sinan'dan...
"Tamam sakin ol anlatacağım hepsini." "Kapıda kaldın geç şöyle."dedim. Bir kanepeye oturdu. Sanki bu eve yeni gelmiyormuş gibiydi."Ee abla anlat hadi."Ece'nin bu cümlesinden sonra Ayşe anlatmaya başladı.
"Hani bizim Zümra var ya. Ben bunları Şahin ile tanıştırmıştım. Hah işte onların düğünündeydim. Neyse Zümra aradı. 'Abla ne olur gel diye'. Hiç seyahat edesim yoktu ben de işlerimin yoğunluğunu bahane ettim. Sonra kız ağlamaya başladı. 'Abla hem öksüz hem yetimim. Sen de olmazsan ne yaparım el kapısında. Ne olur bari düğünüme gel.'dedi. Benim şu yufka yüreğim kahrolsun ki dayanamadım tamam dedim. Bu sefer demesin mi '2 saate uçağın var' diye. Apar topar çıktım tabi. Son dakika sana ve bizimkilere mesaj atmak geldi aklıma. Sonr d uçağa bindim zaten. Neyse Adana'ya vardım. Tabi bunlar aşiret elleri öp öp bitmiyor. Dudaklarım aşındı. Tam üç gün üç gece düğün yaptılar. Son gün bu kızı yukarıya odaya çıkarttım işte. Dedi ki 'Ayy abla çok heyecanlıyım yanımda dursan olmaz mı ?'. Bu böyle deyince bende şarteller attı. Dedim ki 'istersen senin yerine gerdeğe de ben gireyim. ''
Bu sözlerden sonra Ece büyük bı kahkaha attı. Bense kendimi gülmemek için zor tutuyordum. Sonra Ayşe de gülmeye başladı. Ne güzel gülüyordu Allah'ım. Sanki gülmek herkese harammış da bir tek o gülebiliyormuş gibi.
"Eee?" "Ee e e e uykumu getirdin ne kızım bi dur anlatacağım. İşte kapıdan çıkarken Şahin'i gördüm. " "Hii ne dedin?" "Beline kuvvet dedim ne diyecem. Bu evliliğine vesile olduğum 5.kişi 7'ye tamamlarsam cenneti garantiliyorum. "
Burada kahkahamı tutamamış ben de gülmeye başlamıştım. Sanki benim orada olduğumu yeni fark etmiş gibi bana dönmüştü. Yanakları kızardı ve başını başka yere çevirdi. "Sonra ?"diye sordu Ece kahkahalarının arasından. "İşte kalan 4 günde Şahin'in kardeşi Mert bana Adana'yı gezdirdi. Filiz teyzeyle Fidan teyzeyi biliyorsun değil mi? Zümra'nın anneannesiyle anneannesinin kardeşi. Bana resmen ecel terleri döktürdüler. Yok bu ne kadar yakışıklıymış yok şu beni beğenmiş. Allah kimseyi onların eline düşürmesin." "Amin. Abla çok yorgun görünüyorsun bir kahve yapayım mı sana?" "İyi olur da sana zahmet olmasın." "Estağfurullah abla ne zahmeti her zamankinden zehil mi sütsüz ve şekersiz?"
Ayşe başını sallamakla yetindi. Yorgunluğu yüzünden okunuyordu. Ayşe ile bir ortak noktamız olmuştu. Ben de kahveyi böyle içerdim sütsüz ve şekersiz.
"Ece ben duş alıp geliyorum". Diye seslendim mutfağa doğru. Ayşe'ye son bir bakış atıp yukarı odama çıktım. Duş alıp aşağı indiğimde kendimi daha rahatlamış hissediyordum. Geldiğimde Ayşe koltukta uyuyordu. Ama o kadar güzel uyuyordu ki. Uzun kirpikleri yüzünü gölgeli yordu. Ve... Dudakları şişmişti. Ece mutfaktan elinde tepsiyle çıktı ve şefkatli bir gülümsemeyle Ayşe'ye baktı. "Ayy! Yazık uyumuş kalmış. Abi odaya taşıyalım boynu tutulur burada. Şimdi uyandırsak eve giderken direksiyonun başında uyur kaza yapar falan bir de onun vebalini üstlenmeyelim. "Ece haklıydı. Yavaşça yanına yaklaştım. Bir kolumu boynunun diğer kolumu bacaklarının altına koydum ve onu havaya kaldırdım. Hafifti. Birşeyler mırıldandı ve göğsüme sokularak uyumaya devam etti. Bu pozisyonda kokusunu daha net alabiliyordum. Bu kız buram buram yasemin kokuyordu. Kucağımda misafir odasına kadar taşıdım. Nefesimi tuttum yalnızca onun kokusu ciğerlerime dolsun diye. Ece geçmem için misafir odasının kapısını açtı. Yavaşça kucağımdaki uyuyan güzeli yatağına bıraktım. Hemen yastığa sarıldı ve yüzüstü döndü. Bir bacağını kendine çekip diğerini uzattı. Yangının bir tarafı yastığa denk geldiği için dudakları komikçe bükülmüştü. Sonra Ece 'nin fısıltısını duydum. "Hadi abi uyandırmadan çıkalım." "Tamam."
Uyuyan güzele bir kez daha bakıp odadan çıktım.Hepinize merhaba canlarım. Bu bölüm diğerinin aksine biraz uzun oldu sanki. Neyse lafı fazla uzatmayayım. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
Sizi seviyorum ❤️
Sağlıcakla kalın ❤️❤️😘😘💞💞💞😍😘🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİLYONZADE
RomansaAmerika'dan yeni dönmüş yakışıklı,kibirli, soğuk,egoist bir iş adamı Sinan Türker... Vicdanlı, güzel,sevecen, neşeli,adil, akıllı bir ağır ceza hakimi Ayşe Aydan... Gurur,kibir ve önyargıydı aralarındaki duvarın adı... Bakalım o duvarı yıkıp herşe...