Çilli çocuk hızlıca yattığı yataktan kalktı ve dolabının önüne ilerledi. Üzgündü, gerçekten üzgündü. Ona ihanet ediyor gibi hissediyordu. Yalan söylüyordu, tek yaptığı buydu.
"Annem için."
Midoriya bunu kendi kendine tekrarladı ve üzerine bol yeşil bir tişört ve siyah bir kot giydi. Saçlarına bakmadan direk karıştırdı ve evin çıkışına ilerledi. Park evine yakındı, bu yüzden erkenden orada olacaktı. Evin anahtarını aldı ve eskiden olduğu gibi "Anne ben çıkıyorum!" demek istedi. Başını eğdi ve asık bir suratla evi sessizlikle baş başa bıraktı. Ellerini siyah hırkasının ceplerine soktu ve tenha sokaklarda ilerlemeye başladı. Birkaç dakikanın ardından park görüş alanına girmişti. Nasıl birini beklediğini bilmediği için banka oturdu ve beklemeye başladı.
Melez gençte yatakta doğruldu ve dolabın önüne geçti. Bir şeyler seçip giydikten sonra parfümünü sıktı ve saçlarını düzeltti. Uzun zamandır dışarı çıkmamıştı. Babası buna çok sevinecekti.
"Ben çıkıyorum baba."
"Dışarı mı çıkıyorsun?! Ne oldu da ev kuşumuz dışarıya çıkıyor?"
Todoroki bu ilgiden bunalıyordu. Eskiden yaşadığı olaydan beri kimseye güveni kalmayan Todoroki için endişelenen babasıydı Midoriya'nın annesinin ameliyatını karşılayacak olan. Evet, Midoriya bu yüzden Todoroki'ye yazmıştı. Annesi hasta olduğu için... ama suçlu hissediyordu. Çünkü melez gence yalan söylüyordu ve onun hiçbir şeyden haberi yoktu.
"Gelince anlatırım baba. Bekletmemem gereken biri var."
Todoroki dışarıya çıktı ve kimsenin yüzünü görmemesi için yüzünü kapadı. Midoriya'nın da vereceği tepkiyi merak ediyordu. Parkı gördüğünde duraksadı ve gözlerini gezdirdi yarı beyaz. Bankta oturan çilli çocuğu gördüğünde istemsizce gülümsemişti.
"Çok tatlı."
Todoroki uzun zamandır arkadaş edinmediği için heyecanlıydı. Bu genç hayatına girmiş ve planlarını alt üst etmiş olsa da mutluydu Todoroki. Ağır adımlarla yanına ilerledi. Düşünceli görünüyordu. Todoroki onun bu halini sevmemişti. Yanına gitti ve oturdu. Midoriya gözlerini yanındaki çocuğa çevirip gülümsedi.
"Todoroki-kun?"
"O kim?"
"Ah, özür dilerim. Birini bekliyordum da."
"Çok şapşalsın Midoriya. Benim."
"Todoroki-kun?!"
Midoriya hafif bir sinirle konuştu. Kollarını birbirine bağladı ve geriye yaslandı.
"Bir velet gibi trip mi atacaksın?"
"Sensin velet!"
Todoroki şaşırmıştı. Midoriya yarasını görmesine rağmen sesini çıkarmamış ve doğal gibi davranmıştı. İkisi de suskundu. Ne diyeceklerini bilmiyorlardı. Parkta birkaç çocuk birbirleriyle kovalamaca oynuyorlardı. Hepsi çok tatlıydı.
"Todoroki-kun, neden buluşmak istedin?"
"İsteyen sendin aptal."
"Hayır sendin!"
"Sana olmasa da olur dedin ve sende istedin sonuçta."
"Ben senin mantığına ya. Sonuçta ilk sen dedin."
"Sadece seni görmek istemiştim."
"Neden?"
"Kim bu bana durmadan yazan çocuk, neden yazıyor bilmek için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
desperate || tododeku' texting
FanfictionÇilli genç kayalara vuran denizin seslerini duyarak gülümsedi ve yutkundu. Mutluydu, her şey sona eriyordu. Çektiği acılar burada bitecekti, seçim yapmasına gerek kalmayacaktı. Ayak uçlarını boşluğa doğru uzattı. Kollarını yana doğru açıp esen havay...