Bir hafta boyunca ne babası ne de Momo onu rahatsız etmişti. Sadece hastane de yatıyordu. UA'deki şifacı sayesinde yaraları iyileşen Todoroki şu anda babasına hesap sormaya gidiyordu. Evinin kapısını gördüğünde sakinleşmek amacıyla derin nefesler aldı. Her an evi yakabilirdi. İçeriye girdi ve kapıyı yakarak içeri girdi. Babasının odasına ilerlerken onu gören Momo fazlasıyla şaşkın bir ifadeyle gülümsedi.
"Beni özledin değil mi~? Biliyordum."
"Kes sesini."
Todoroki babasının kapısını çalmadan içeri daldı. Evdeavor elindeki dosyalarla ilgilenirken başını kaldırdı.
"Selam çocuk."
"Benden uzak dur ve yolumuza çıkma."
"Bunun olması imkansız biliyorsun."
"Değil. Seni şu an yakmadığım için sevinmelisin."
"O gücü benden aldığının farkındasın değil mi? Bana işleyeceğini nereden çıkardın?"
"Sadece beni ve Midoriya'yı hayatından sil. Artık yokum."
"Birinci kahraman olmak zorundasın. Kaçışın olduğunu nereden çıkardın?"
"Senden nefret ediyorum."
Evdeavor yüzünü astı. Ne kadar ona duygusuzca davransa da babasıydı. Ondan nasıl nefret edebilirdi ki? Ona hayat verenlerden biriydi.
"Verdiğim can yetmedi mi? Biraz da sen bana yardımcı ol. Sana hayat verdim."
"KEŞKE VERMESEYDİN BU LANET HAYATI! NEDEN DOĞDUM Kİ ZATEN BEN?! SENİN KÖLEN OLAYIM DİYE Mİ?!"
"Sus."
Todoroki sağ elini kaldırmış babasına saldıracakken elinin üzerinde bir el hissetti. Başını çatık kaşlarla elin sahibine çevirdiğinde yüzü yumuşadı ve şaşkınlıkla elini indirdi.
"M-Midoriya...?"
"Todoroki birinci kahraman olduğunda sizin elinize bir şeu geçecek mi?! Hayır. Peki neden onu bu yönde zorluyorsunuz? Eğer ona gerçekten değer verseydiniz mutlu olmasını isterdiniz ama boş! Sizin gibi çocuklarına acı çektiren insanlar kafayı yemiş olmalı. Güce o kadar takmışsın ki sana verilen hediyeleri göremiyorsun. Bir de ikinci kahraman olup bize örnek olacaksın. Şimdi, sadece hayatımızdan siktir git."
Midoriya kararlı adımlarla Todoroki'yi tutarak ilerledi. Todoroki şaşkınlıktan bir şey diyemedi ve sadece Midoriya'yı takip etti. Beraber çıktıklarında Todoroki hala şaşkın gözlerini Midoriya'da gezdiriyordu.
"Todoroki-kun? İyi misin?"
Todoroki yutkunup bir elini çillinin yanağına yerleştirdi ve okşadı.
"Gerçek misin...?"
"Um, sanırım."
"Ne demek sanırım? Gerçek değil misin?"
"Bilmem öyle miyim?"
"Beynimi siktin!"
Çilli güldü ve sevgilisinin dudaklarına bir öpücük kondurdu. Todoroki'nin eli istemsizce dudaklarına gittiğinde hızlıca indirdi. Midoriya bu hareketine fazlasıyla gülmüştü. Her zaman utanan taraf o olmayacaktı herhalde.
"Tamam, gerçekmişsin."
"Bence de öyleyim."
"MİDORİYA BURADASIN!"
Todoroki daha yeni anlamış ve kollarını hızlıca çilliye sarmıştı. Midoriya bu haline gülüp o da kollarını sardı.
"Bir hafta daha uyutacaklarını söylemişlerdi. Ne oldu?"
"Şifacı sadece sana çalışmıyor Todoroki-kun."
"Doğru..."
Sessiz bir ortam oluştuğunda Midoriya elini ensesine koydu ve kaşıdı. Bir şey söylemek ister gibiydi. Todoroki başını eğmiş sevgilisinin çenesini tutarak gözlerini birleştirdi.
"Söyle artık."
"Özür dilerim, yani fazla ileri gittim sanırım. Küfür etmemeliydim. Sonuçta baban."
"Öyle düşünme. O benim babam değil. İyi bile dedin. Siktirsin gitsin."
Todoroki gülümsedi ve dudaklarını yeniden karşısındaki dudaklarla birleştirdi. Birbirinden hiç ayrılmak istemeyen ikili hareketleriyle bunu belli ediyordu. Özlemişlerdi. İkisi de yeterince ayrı kalmamış mıydı? Fazla sorun çekmemişler miydi? Onlar henüz 17 yaşında iki gençti fakat aşkları sanki yıllardır devam ediyormuş gibi güçlüydü. Onları bir yapan, yaşamalarını sağlayan buydu. Todoroki en çok bırakmak istemediği annesini ve kardeşlerini bıraktı. Hepsi de mutlu olacaksa gitmesini söylemişti. Midoriya'ya gitmesine. Midoriya ise geri de kendisine yeniden açılan Kacchan'ı bıraktı. Kacchan ne kadar üzülse de Kirishima onu yalnız bırakmadığında sıkıntı olmamıştı. Yeniden beraber oldular. Melez ve çilli beraber sadece ikisinin olacağı ve rahatsız edilmeyecekleri bir hayat kurdular. İkisi de birer kahraman oldu ve bir çocukları. Saçları yeşil olan minik kızın gözleri Todoroki babası gibi mavi ve griydi. Güçlerini ikisinden de almış ve gerçektende harika bir kız olmuştu. Onların mutlu yaşamından bir anı dinleyelim mi?
"Baba! Baba geç kalıyorsun!"
"Biliyorum biliyorum ama ne yapayım?!"
"Hızlı ol Izuku baba!"
"Bebeğim?"
"Efendim Todoroki-kun?"
"Ben bilmeden ters tişörtü giymek moda mı oldu? Bu hafta içinde beşinci yapışında."
"Dalga geçmesene! Geç kaldım!"
Midoriya hızlı bir şekilde tişörtünü düzelttikten sonra ufaklığın yanına eğildi ve alnına bir öpücük bıraktı.
"Babanı üzme meleğim."
"Tamam baba! Söz!"
Midoriya gülümsedi ve doğruldu. Belinden sarılan kollarla beraber arkasını döndü ve sevgilisinin dudaklarına bir öpücük bıraktı. Todoroki'nin dili devreye girdiğinde Midoriya hızlıca ayrıldı.
"Böyle devam ederse evden çıkamayacağım! Akşam görüşürüz Todoroki-kun."
"Görüşeceğiz sevgilim."
Evet kitabı bitirdim bi anda bende bilmiyorum wigowğgpwgl. Umarım beğenmişsinizdir! Eğer sevdiysen diğer kitabıma da göz atabilirsin~! Aklımda çoktan birkaç kurgu var ama ne zaman yazarım bilmiyorum. Başka bir kitapta görüşmek üzere~! ✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
desperate || tododeku' texting
FanfictionÇilli genç kayalara vuran denizin seslerini duyarak gülümsedi ve yutkundu. Mutluydu, her şey sona eriyordu. Çektiği acılar burada bitecekti, seçim yapmasına gerek kalmayacaktı. Ayak uçlarını boşluğa doğru uzattı. Kollarını yana doğru açıp esen havay...