Bölüm 12

392 32 13
                                    

O sorunun ardından bir cevap alamamıştı Midoriya. Ama o zaten biliyordu cevabı, hayır. Cevap buydu. Midoriya nefes alıyordu, ama kalbi ölüymüş gibi hissetmesi normal miydi? Todoroki'nin gitmesinin ardından Kacchan onunla kalmıştı. Midoriya hiçbir şey yapmak istemiyordu. Psikolojisi yerinde değildi. Midoriya yatağında saatlerdir uzanıp uyumaya çalışıyor fakat beceremiyordu. Gördüğü ışık üzerine kapının aralandığını görmüştü. Gözlerindeki ışıkla beraber doğruldu ve istemsizce çıkarabildiği en saf sesi çıkardı.

"Todoroki-kun?"

Karşısında Kacchan'ı görmesiyle gözlerindeki ışığın sönmesi uzun sürmemişti. Kacchan başını eğerek içeriye girdi. Gerçekten de böyle miydi? O gittiğinde de böyle olmuş muydu? O onların on yıllık ilişkisine ihanet etmişti. Ve sadece birkaç gün için böyleyse, acaba o gittiğinde de mi böyle kötüydü? Kacchan sırtını duvara yaslamış yatağın üzerindeki bedene ilerledi. Yatağın üzerine oturdu ve kollarını ufalmış bedene sardı. Midoriya alnını Bakugo'nun göğsüne yasladı ve yumruk yaptığı elini gevşetip kollarını Kacchan'ın beline doladı. Şu an gerçekten birine sarılmaya ihtiyacı vardı. Bunları camdan izleyen Todoroki göz yaşları arasında gülümsedi.

"Ona iyi bak Katsuki."

Todoroki kısa bir sürenin ardından oradan ayrılmıştı. Bakugo yavaşça çillinin yeşil saçlarını okşadı. Onu böyle görmek anlamadığı bir şekilde canını yakıyordu. Atlatamamış mıydı...? Yani anlamadığı duygular yüzünden Kirishima'yla olan ilişkisine bir son vermişti. Ama bu duygular Midoriya'ya karşı hislerinin uyanması olabilir miydi? Midoriya afallamış bir şekilde sıktığı tişörtü bıraktı ve ayrıldı.

"Özür dilerim Kacchan..."

"Saçmalama."

Katsuki Midoriya'nın yeniden uzanmasını sağladı ve yanına uzandı. Bir eliyle saçlarını okşadı çilli gencin. Midoriya zorda olsa Bakugo'nun yardımıyla uykuya dalabilmişti.

***

Todoroki'yle Midoriya'nın ayrılmasının ardından bir ay geçmişti. Midoriya yeniden sabah kurduğu alarmla lanet pazartesi gününe gözünü açtı. Bugün de onu okula Kacchan götürecekti. Midoriya kendini bir yük gibi hissetmeye başlamıştı Kacchan'a karşı. Hızlıca kalktı ve okul formasını giyip yüzünü yıkadı. Dişlerini de fırçaladıktan sonra bir şey yemeden beklemeye başladı. Zaten Bakugo'yla aynı okula gidiyorlardı. Hatta sınıfları bile aynıydı. Kapı çaldığında Midoriya kalkıp evden çıktı ve kapıyı kilitledi.

"Günaydın inek."

"Sana da günaydın Kacchan."

"Bir şeyler yedin mi?"

"Hmhm."

"Son zamanlarda gerçekten iyi yalan söylemeye başladın inek. Ama ben seni biraz iyi tanıyorum."

Elindeki sandviçi Midoriya'nın eline tutuşturduğunda Midoriya çokta itiraz etmeden aldı ve yemeye başladı. Yürümeye başladıklarında Midoriya sessizliği buldu.

"Kacchan... bir ay oldu. Artık daha iyiyim. Sana yük gibi hissediyorum. Artık benimle ilgilenmek zorunda değilsin."

"Saçmalama Deku! Cidden çok salaksın değil mi?! Ben seninle istediğim için ilgileniyorum. Yani sikinti yok."

Midoriya Kacchan'ın "sıkıntı" yerine "sikinti" demesiyle istemsizce gülmüştü. Bakugo aslında sinirlenmesi gerekirken gülümsemişti. Çünkü bu gülücüğü görmeyi bir aydır bekliyordu...

"Güldün."

"Güldürdün."

Midoriya bir tebessümle Kacchan'a döndü.

"Aman be güldüysen güldün geç kalacağız seri biraz!"

Kacchan'ın biraz yanakları kızardığında Midoriya tam anlamıyla kahkaha atmıştı. Kacchan utanıyordu!

"Utandın!"

"Hayır!"

"Evet! Yanakların kızardı!"

"Öyle bir şey olmadı!"

"Kör değilim!"

"Seni varya..."

Kacchan sinirle Midoriya'ya arkasından sarıldı ve kıpırdamasını engelledi. Kacchan'ın bu çocuksu hareketine Midoriya daha da güldü.

"Kacchan! Geç kalıyoruz!"

"Beni ilgilendirmez inek! Onu benimle dalga geçmeden önce düşünecektin!"

"Ya tamam özür dilerim! Ama yok yazılacağız hadi gitmemiz gerek!"

Kacchan gülerek Midoriya'yı bıraktı. Midoriya uzun zamandır bu kadar hayattan keyif almamıştı. Belki de unutmalıydı...? Ama hayır, asla aklından çıkmıyordu. Beraber yeniden derse girdiler. Midoriya yakın arkadaşı olan Uraraka'nın yanına gittiğinde bir şey hakkında konuştuğunu duydu.

"Konu ne arkadaşlar?"

"ikinci kahraman Endeavor var ya, nikah düzenliyormuş. Sanırım oğulları için. Neydi ismi... Shoto."

Midoriya'nın yüzündeki gülümseme çoktan gitmişti. O, çoktan unutmuş muydu? Bir ay vazgeçmek için yeterki bir süre miydi? Yani, hiç sevmemiş miydi? Konuşmaya kulak misafiri olan Kacchan Midoriya'yı göz yaşları akmadan elinden tutarak lavaboya götürdü. Midoriya'nın yanaklarından süzülen yaşlarla Kacchan sinirlendi.

"Ağlamasana inek!"

"Nasıl ağlamayayım Kacchan?! O, bu kadar çabuk mu unuttu? Neden kalbimi vererek sevdiğim herkes gidiyor..? Ailem, Todoroki, sen..."

"Ben gitmedim!"

"Gittin!"

"Hayır."

"Gittin."

"Buradayım işte aptal!"

"ÜÇ YILIN ARDINDAN!"

Bakugo sinirle Midoriya'yı duvarla arasına aldı ve yumruğunu duvara geçirdi.

"BEN SENİ HİÇBİR ZAMAN UNUTMADIM AMA!"

"BU GİTTİĞİN GERÇEĞİNİ DEĞİŞTİRMİYOR!"

Bakugo dudaklarını Midoriya'nınkilerle birleştirdiğinde Midoriya onu hızlıca itti.

"Be-ben, özür dilerim Deku."

Midoriya takmadı. Şu an aklını saçma bir öpücükle yoracak halde değildi. Bakugo kendine lanet okuyarak lavabodan çıktığında Midoriya gözlerini aynaya çevirdi ve berbat halde olan kendisini süzdü. Sonrasında istemsizce gülümsedi ve aynaya dokundu. Kendi eline dokunmuş gibi hissetmişti. Kendisine baktı ve özgüvenle konuştu.

"Senden vazgeçmiyorum Todoroki-kun."

desperate || tododeku' textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin