Bölüm 9

468 45 9
                                    

izumdrya:

Hayır Todoroki.

Öptüğün için değil.

Yani onunda payı var ama..

rahatsız olmadım.

todosht:

Midoriya...

Sonunda yazdın.

İyi misin...?

izumdrya:

Sana artık yalan söylemek istemiyorum Todoroki-kun.

todosht:

Midoriya...?

izumdrya:

Aynı parkta buluşalım. Yarım saat içinde.

(Şu an aktif değil.)

Melez genç şaşkındı. Bir anda ne olmuştu ki? Hızlıca oturduğu yerden kalktı ve üzerine bakmadan kendini evin dışına attı. Midoriya'nın da farkı yoktu. Hiçbir şey yapmadan evden çıktı. Farklı yönlerden parka doğru yaklaşıyorlardı. İkisi de parkın iki köşesinden birbirini gördüler. Midoriya başını eğdi ve aynı banka ilerledi. Todoroki'de aynısını yaparak onu takip etti. Bugün çocuklar yoktu çünkü yağmur vardı. Bu aralar eksik olmuyordu.

"Ne oldu Midoriya?"

Todoroki merakla bekliyordu. Midoriya'nın ise onun yüzüne bakacak cesareti bile kalmamıştı. Hiç olmadığı kadar utanıyordu. Yağmur iyice bastırmaya başlamıştı. Todoroki üzerine bir hırka almayı akıl etmişti ama Midoriya kısa kolluyla öylece duruyordu. Todoroki üzerindeki hırkayı çıkaracakken Midoriya engel oldu ve Todoroki'nin kapüşonunu kapadı.

"Her şey yalandı Todoroki-kun. Ben bir yalanım. Neden sana yazdım biliyor musun? Çünkü baban teklif etti. Karşılığında annemin ameliyat parasını ödeyeceğini söyledi. Başka çarem yoktu. Seni içinde olduğun psikolojik durumdan kurtarmam gerektiğini söyledi. Bende öyle yapmayı denedim. Ama her şey planına göre gitmedi Todoroki-kun. Ben sana aşık oldum..."

Todoroki duyduklarıyla bir şok yaşıyordu. Nutku tutulmuştu, bir şey diyemiyordu. Gerçekten öyle miydi? Midoriya bir yalan mıydı? Todoroki titreyerek ayağa kalktı. Bir iki adım geri attı. Bir şey diyemedi, yapamadı. Neden kırılan taraf her zaman oydu? Neden her acıyı o çekiyordu?

"Bana senin ve annem arasında seçim yapmak sunuldu Todoroki-kun. Bu yüzden gitmek istedim bu hayattan. Lütfen buna izin verir misin? Artık beni sevmediğini biliyorum. O yüzden peşimden gelmezsin değil mi?"

Todoroki afallamıştı. Ne düşünüyordu öyle? Karşısındaki çocuk hiç anlayamayacağı acılar çekmişken kendini mi düşünüyordu? Todoroki o gün kendinden utanmıştı. Aslında babasına teşekkür bile edebilirdi. İyi ki onu seçmişti. Todoroki geri oturdu ve kollarını Midoriya'ya sardı. Midoriya şaşkındı, aslında nefret tepkisi bekliyordu. Todoroki'nin ondan nefret edeceğini sanmıştı...

"Midoriya, nasıl bir şey yaşadığını hayal bile edemiyorum. Çok acı çekiyorsun değil mi? Bunları bana anlattığın için teşekkür ederim. Ama çilli, ben hala sana aşığım... Bu bir şeyi değiştirmedi. Ne de olsa gerçektende beni kurtardın."

Todoroki dudaklarını Midoriya'nın solmuş dudaklarına değdirdi. Kısa bir süre sonra ayrıldıklarında Midoriya'nın allığı fark edilecek duruma gelmişti.

"Todoroki-kun... emin misin?"

"Neden her seferinde ilk dediğime inanmıyorsun sen? Bu seferde içine başka biri mi girdi diyeceksin telefonu başkası mı aldı yerine?"

Midoriya istemsizce gülmüştü. Todoroki de ona katıldı.

"Hasta olacaksın Midoriya. Gidelim."

İkisi Midoriya'nın evine gitmeye karar verdiğinde Todoroki üzerindeki hırkayı çilliye uzattı fakat kabul etmedi. Bu yüzden Todoroki hırkayı kendisi de giymedi ve beraber Midoriya'nın evine koştular. Birkaç dakikanın ardından hızlıca eve girdiklerinde ikisininde yüzünde solmayan bir gülümseme vardı. Kıyafetlerinden damlalar akarken beraber Midoriya'nın odasına geçtiler. Todoroki üzerini çıkardığında Midoriya arkasını dönmüştü. Todoroki onun bu haline güldü.

"Neden arkanı dönüyorsun ya, burada çok fazla rastlayamayacağın bir manzara var."

Todoroki gülerken Midoriya hiç olmadığı kadar utanmıştı.

"Of Todoroki-kun! Giyin hadi. Ben sonra görmesini bilirim o manzarayı."

"Tamam da ne giyeceğim?"

"Doğru."

Midoriya arkasına bakmamaya çalışarak dolabına ilerledi ve bulabildiği en bol tişörtü çıkardı. Boşluğuna gelip arkasını döndüğünde Todoroki'nin vücudu onu karşılamıştı. Ne kadar altı giyinik olsa da Midoriya utanıyordu. Hızlıca arkasını döndüğünde Todoroki yeşilin utanışlarına gülümsedi.

"Özür, al giy bunu."

Midoriya tişörtü uzattığında arkasından ona sarılan kollarla olduğu yere çakılmıştı. Todoroki, Midoriya'yı utandırmaya bayılıyordu.

"Ne olacak Midoriya, sonuçta sevgiliyiz biz."

Midoriya gülerek melez gencin kollarının arasından çıktı ve ıslak üzerini o da çıkardı.

"Ne alaka Todoroki-kun? Sevgili olduğumuzu nereden çıkardın?"

Todoroki'nin ağzı şaşkınlıkla açılmıştı. Ardından gülümsedi ve ıslak tişörtünü bıraktı.

"O zaman ben hala özgür bir adamım değil mi? Kiminle beraber olduğum seni ilgilendirmez yani."

Midoriya anlık sinirle Todoroki'ye dönmüştü. Sonrasında o da gülümsedi ve başlattıkları oyunu devam ettirdi.

"Doğru, yani bende özgürüm sonuçta. Sanırım senden önce davranaca-"

Midoriya'nın sesinin kesilmesinin sebebi Todoroki'nin dudaklarıydı. Melez genç ellerini yeşilinin beline yerleştirdi ve dudaklarını ayırmadı. Midoriya'nın kızıllığı Todoroki'nin saçlarına meydan okuyordu. Todoroki sonunda dudaklarını ayırdı ve gözlerini çilli gençte gezdirdi.

"Biliyor musun? Çok güzelsin."

"Ya Todoroki-kun... beni utandırıyorsun."

"Ne yapabilirim utandığında aşırı tatlı oluyorsun."

Midoriya başını eğmişti. Todoroki'nin belindeki elleri onu tedirgin ediyordu. Todoroki sevgilisinin utanmasına yeniden gülümsedi ve çenesinden tutup kaldırdı. Dudaklarını son kez çilli gencin dudaklarıyla birleştirdi. Onlar burada mutlulukla dururken haberleri yoktu ki birinin bunun resmini çektiğinin... ve bunu görecek Bay Todoroki'nin tepkisi ne olacaktı? Midoriya'nın içindeki fırtına dinmiş olabilirdi. Ama bu başka bir tanesinin çıkmayacağı anlamına gelmiyordu.

Bir bölüm daha bitti~!

desperate || tododeku' textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin