todosht:
Midoriya...?
Bir gün oldu.
Neden yazmıyorsun?
Seni öptüğüm içinse,
özür dilerim.
Sadece...
Bende bilmiyorum.
Neden yaptığımı bilmiyorum.
Kahretsin.
Bakacak mısın artık?
***
todosht:
Bir hafta oldu.
Evini arayacağım.
Parkın yakınlarında olmalı.
Seni bulacağım.
——————————
Midoriya diğer gün annesini ziyarete gitmişti. Kapıda başı eğik bir şekilde duruyordu. Yutkundu ve kapı kulpunu aşağı çekti. İçeri girdiğinde annesi onu ufak bir tebessümle karşıladı.
"Oğlum... özledim."
"Bende özledim anne."
Midoriya yatağın yanındaki tekli koltuğa oturdu ve annesinin elini avuçladı. Zoraki gülümsedi ve yeniden somurttu.
"Ne oldu Izuku?"
"Seni ameliyat ettirecek para buldum anne."
"Nasıl? Nereden?"
"Ünlü bir kahraman, oğlunu olduğu psikolojiden çıkarmamı istedi. Acı çekmiş, güvenemiyordu. Ama ona yalan söylüyorum..."
Annesi gülümsedi ve bir elini zorla da olsa oğlunun yanağına koydu.
"Izuku, sen bu oğlana aşık mı oldun..?"
Midoriya'nın göz yaşları daha da arttı. Ağlamasına hıçkırıklarda eşlik ettiğinde annesinin elini yavaşça bıraktı.
"Benim güzel oğlum, eğer sen mutlu olacaksan, ameliyat olmasam da olur. Zaten olsam da üç beş yıl yaşarım. Sen gidip sevdiğine kavuş. Beni düşünme olur mu?"
"Anne... olmaz ki. Böyle bir şey yapamam. Ç-çok zor anne. Bana senin ve sevdiğim adam arasında seçim yapma zorunluluğu verildi resmen."
Annesi zorla derin bir nefes verdi. Oğlunu böyle görmek onu üzüyordu. O daha bir liseliylen üstüne yük olmuştu.
"Oğlum, gerçekten. Eğer iyileşirsem ve sen sevdiğin adama kavuşamazsan zaten yaşamak istemem. Lütfen Izuku, benim için hayatından vazgeçemezsin. Git ve mutlu ol."
"Düşünmem gerek anne."
Midoriya annesinin alnına bir öpücük kondurdu ve kurumuş göz yaşları arasından gülümsedi.
"Şimdi gitmeliyim anne. Okul."
"Tamam oğlum, dediğim gibi. Lütfen kendini düşünerek hareket et."
Midoriya yeniden gülümsedi ve odadan çıktı. Çıktığı gibi göz yaşlarını yeniden saldı. Ses çıkmaması adına dudaklarını birbirine bastırdı ve hastane koridorlarında ilerlemeye başladı. Duvarın köşesini döndüğünde gözleri garip bir şey gördü. Todoroki oradaydı. Beyaz saçlı bir kadını elinden tutarak yürütüyordu. Mutlu görünüyordu. Kadını odasına soktu ve çıktıktan sonra yüzü düştü. Telefonunu çıkardığında Midoriya'nın bildirim sesleri yankılandı boş koridorda. Bunu duyan Todoroki gözlerini sesin yönüne çevirdiğinde Midoriya hızlıca başını çekmişti. Şu an onunla karşılaşamazdı... Todoroki bir mesaj daha attı. Yine bir bildirim sesi duyuldu. Bir daha ve bir daha attı. Her seferinde bildirim sesi duyulduğunda Todoroki hızlı adımlarla köşeyi döndü fakat kimseyle karşılaşmadı. Midoriya çoktan asansöre binmiş çıkışa gidiyordu.
***
Koca bir hafta dolduğunda Midoriya hala düşünüyordu. Yatağının başlığına yaslanmış ve yastığına sarılmıştı. Hayır, yapamıyordu. Seçemiyordu. Belki de artık o yaşamamalıydı değil mi? Seçmek zorunda kalmazdı. En iyi seçim gibiydi. Belki annesi ve Todoroki üzülecekti fakat, annesi kendisini düşünerek seçmesini istemişti değil mi? Artık yaşamak istemiyordu. Midoriya ayaklarını yataktan sarkıttı ve gülümsedi. Acısı dinecekti. Dışarı da yağmur yağdığından üzerine bir kapüşonlu geçirdi ve dışarıya çıktı. En azından güzel bir yer olmalıydı değil mi? Her zaman gitmek istediği fakat gidemediği o uçuruma doğru yürüdü durmaksızın. Korkuyordu, ama mutluydu. Mutluydu çünkü en güzel yoldan işi çözecekti. Todoroki ona tamamen aşık olmadan gidecekti, annesinin tavsiyesini yerine getirmiş olacaktı. Belki diğer hayatta annesiyle buluşurdu? Yaklaşık bir buçuk saatlik sessiz ve ıslak bir yürüyüşün ardından gelmişti. Denizin sesi kulaklarına ulaştığında gülümsedi. Yüzmeyi her zaman çok sevmişti. Ama bu sefer yüzmeye çabalamayacaktı. Aşağıdaki kayalara baktı Midoriya.
"Acıyacak."
Evet, fiziksel olarak hissedecekti ama kısa bir süre boyunca. Dibine ilerledi ve parmak uçlarını açığa çıkardı. Kapüşonlusunu da çıkardıktan sonra derin bir nefes aldı.
"Seni seviyorum Todoroki-kun."
Bir ayağını boşluğa bırakıp gözlerini kapadı. Ağırlığını önüne verdi ve bedeninin düşmesine izin verdi. Diğer ayağı da karadan ayrılacakken belinde hissettiği kollar buna engel olmuştu. Midoriya gözlerini açtı ve aşağı baktı. Neden düşmemişti? Todoroki bir hışımla onu geri çektiğinde ikisi yere düşmüştü. Todoroki göz yaşları içinde yüzündeki sinirli ifadeyle Midoriya'ya bakıyordu.
"AKLINDAN NE GEÇİYORDU? APTAL!"
Midoriya ayağa kalkmak istediğinde Todoroki kollarını sıkılaştırdı ve izin vermedi. Midoriya Todoroki'nin bacaklarının arasında oturuyordu ve kalkamıyordu. Todoroki bırakmıyordu. Yağmur seslerine Midoriya'nın çaresiz sesi eklendi.
"Lütfen Todoroki-kun. Bırak beni."
"Neden Midoriya...? Neden böyle bir şey yapmak istedin?"
Midoriya sessiz kaldı. Söyleyemezdi. Bir daha kalkmaya yeltendiğinde Todoroki yeniden engellemişti. Midoriya başını Todoroki'nin omzuna yaslamıştı. Göz yaşları hiç durmadan akıyordu. Çaresizdi. Bu değişmiyordu. Midoriya sinirle yeniden ayağa kalkmayı denedi. Şu an tek istediği şuradan atlayıp her şeyi bitirmekti. Todoroki Midoriya'yı bıraktı.
"Eğer gidersen arkandan geleceğim."
Midoriya'nın ayakları yavaşladı ve uçurumun dibinde durdu. Bakışlarını melez gence çevirdi. Yerde oturuyor, sinirli bir ifadeyle göz yaşları akıtıyordu. Midoriya önüne döndü. Bekledi. Todoroki hiçbir şey yapmadı. Eğer Midoriya'da aynı hissediyorsa o adımı atamazdı. Midoriya aşağı baktı ardından arkasındaki melez gence. Geri adım atıp koşarak oradan uzaklaştı. Todoroki derin bir nefes verdi ve kendisini yere bıraktı. Çimlerin üzerinde uzanırken kafasındaki düşünceler onu yiyecek gibiydi. Neden böyle bir şey yapacaktı? Hayatına kıyacak kadar ne yaşıyordu? Todoroki ayağa kalktı ve koşarak uzaklaşan bedene baktı. Midoriya neden bu kadar acı içindeydi?
Oylamadan geçme~! Görüşürüz ✨
![](https://img.wattpad.com/cover/244725466-288-k363658.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
desperate || tododeku' texting
Hayran KurguÇilli genç kayalara vuran denizin seslerini duyarak gülümsedi ve yutkundu. Mutluydu, her şey sona eriyordu. Çektiği acılar burada bitecekti, seçim yapmasına gerek kalmayacaktı. Ayak uçlarını boşluğa doğru uzattı. Kollarını yana doğru açıp esen havay...