Gölge

668 60 11
                                    

Yataktan doğrulup saatine baktı. Saat yedi olmuştu. Sıcak yatağından çıkmak için mücadele verdikten sonra bişeyi unuttuğunu fark etti. Bugün onun doğum günüydü. Bazen hiç doğmamış olmayı dilerdi, sanki dünyada hiç bir işe yaramiyormus gibi hissederdi.

Annesi "iyi ki doğdun Kayla" diye odasına girene dek yatakta öyle boş boş oturduğunu fark etti . Annesini seviyordu ama babasından nefret ederdi. Hiç bir şey söylemeden bir gece yurtdışına kaçmış ve bir daha geri dönmemişti. "Kayla neyin var kızım?" Diye sordu annesi. Kayla daldığı düşüncelerden kurtularak en sahte gülüşünü sergileyerek "yok bişeyim anne sadece biraz yorgunum" dedi.

Kahvaltısını bitirip okula gittiğinde saat 8 olmuştu bile. Okulundan nefret ediyordu. İnsanlardan hatta bu şehirden bile nefret ediyordu. Çok olumsuz düşündüğünü fark etti. 17 yaşında olmasına rağmen çok olgun davranıyordu.

"Kayla iyi ki dogdun!" Diye koşarak gelip kaburgalarını kırarcasına Kayla'ya sarılan kişi tabiki damlayla gizemdi. Damla siyah saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli çok güzel bir kızdı. Gizem'se sarışındı. İkisi de hayatındaki en sevdiği iki insan, en zor anlarda bile suratlarindan gülücükler eksik olmayan kizlardi. Kayla'nın kahkahalarla gülmesine neden oluyorlardı. Yine gülmesine engel olamadı.

O gün yine boktan geçmişti. Gece olup yatmaya hazırlandı. Aşağı kattan tıkırtılar geldi. Annesi bir şeyleri elinden düşürmüş olmalıydı. Umursamadı. Gece yarısı uykusunu bölmesine neden olan sesler daha gelmeye başladı. Bu sefer takırtı değil çatırtıydı. Kayla yarı uykulu gözlerini açtığında duvarda bir gölge yansıması gördü. Annesi olabilirdi. Hemen sonra hafif bi yanık kokusu almaya başlayan Kayla hemen sonra gölgenin sanki hiç varolmamışcasına yavaşça silinmesini izledi. Odanın ısındıgını hissetti ve hemen sonra merdivenlerden yükselen alevler gördü. Aniden ayağa kalktı ve sağa sola koşuşturmaya başladı. "Anne!" Diye çığlık attı fakat cevap gelmeyince o an aklına korkunç bi düşünce geldi. Ya annesi... yutkundu ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Aklına kapıyı açıp balkona çıkmak geldi fakat kapıyı acamadi. Yanan tahtalar büyük bir gümbürtüyle Kayla'nın yanına düşünce bi çığlık daha attı ve kapıyı olanca gücüyle tekmelemeye yumruklamaya çalıştı. Alevleri odasında hissedebiliyordu. Öksürüğünü durduramiyordu. Tişörtünü çıkarıp maske yaptı. Gözlerinin karardığını, akciğerlerinin yandığını hissetti. Hayır, diye düşündü içinden. Hayır şimdi olmaz. Kapıyı son gücüyle tekmeleyip kırdıktan sonra balkondan annesine haykırdı. Tanrıya şükür annesi ölmemişti ve itfaiye de gelmişti. Kırmızı arabadan büyük bir merdiveni balkona yasladılar. Aşağı indiğinde gözyaşları artık hıçkırık, öksürük ve titremeye dönüştü. Annesine sımsıkı sarıldı ve sonra kendinden geçti....

ilk denemem :)) umarım beğenmişsinizdir. Bu bölüm tanıtma ve geçişbölümüolduğuiçinçok fazla heyecanıolmadı 2. Bölümü okumanızı şiddetle tavsiye ediyorumm :)) Yorum ve oy vermeyi unutmayınnçok degerlisiniz canolarr sizi cok seviyorum ♡♡♡ :)):)


Gölgelerin fısıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin